26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan, Gül’e mecbur kaldı

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Konu: Abdullah Gül’ün AKP’den milletvekili adaylığı.

Dün Tayyip Erdoğan’a sordular.

Rahatsız olmadı. Hatta belki de bekliyordu.

Cevabı Kasımpaşa makamında değildi.

“Vereceği karar güzel de olur. Hayırlı olur. İsabetli olur” (bütün ajanslar, 6 Mart 2015).

***

Hemen 6 ay kadar önceye gidelim.

10 Ağustos 2014: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmiş.

19 Ağustos akşamı: Abdullah Gül “veda” resepsiyonu veriyor.

Adullah Bey her zamanki gibi. Bütün köşeleri sanki doğuştan törpülenmiş

Fakat eşi Hayrunnisa Gül farklı. Belli ki ruhsatlı: “Asıl intifadayı ben başlatacağım.”

***

Hayrunnisa Hanım’ın medyaya da yansıyan tespitleri:

“Bizi çok üzdüler... Görmüyor, bilmiyor, farkında değiliz mi sanıyorlar?”

“Her şeyin farkındayız.”

Eşi niye suskun: “Abdullah Bey kibarlığından bir şey söylemiyor.”

Oysa: “Kendisine çok yanlışlıklar, çok saygısızlıklar yapıldı.”

Kimdi bunlar: “Bizi en çok üzen de özellikle son yılımızda bizim camiadan, dindar Müslüman camiadan yapılan saldırılar oldu.”

Kıyaslaması ağırdı: “28 Şubat döneminde bile bu kadarını görmedik.”

***

Erdoğan şimdi niçin “U” dönüşü yaptı?

Farklı çevrelerin nabzına bakalım.

Denilenler önemli. Önce ortak tespit: “Tayyip Bey mecbur kaldı.”

Yani istemeyerek dönüş yaptı. Çünkü: “Risk algısı büyük.”

Riski biraz tercüme edelim: “Bütün iktidarı kaybedeceği korkusuna kapıldı.”

Nasıl: “Gördü. AKP aşağı doğru gidiyor.”

***

Bir kaynak: “Tayyip Bey’in yakın çevresiyle sürekli konuşuyorum.”

Manzarayı tarifleri: “Erdoğan kimseye söz geçiremiyor artık.”

Ekonomi takımını örnek veriyorlar: Ali Babacan’ı, Mehmet Şimşek’i, Merkez Bankası Başkanı’nı...

Hakan Fidan: “Gidişata baktı. Kendisini kurtarmak istedi.”

***

Devam. AKP’de bir cenahın pozisyonu tarif ediliyor.

“AKP’de birileri için Erdoğan yük. İki bakımdan.”

“Birincisi ideolojik yük: Türkiye’yi kutuplaştırdı.”

“Kutuplaşma bugüne kadar iş yaptı. Ama artık değil. Sürdürülemez.”

“Anketlerde partinin aşağı gittiğini görüyorlar.”

“Uzlaşma ortamı yaratmak gerekir diyorlar.”

Böyle düşünenler kimler?

Gül, Davutoğlu, Babacan bu cenahta sayılıyor.

***

Kaynağıma göre: Erdoğan’ın ikinci handikapı daha köşeli.

“Erdoğan’ı taşımak ahlâken de zor.”

“Karşı cenah, ‘hırsızlık’tan, şaibeden kendilerini ayırmak istiyor.”

Bir de milat tespiti: “Gezi dönüm noktası oldu.”

İtiraz ediyorum: AKP, Gezi’den sonra 2 seçim kazandı.

Cevap: “Türkiye’de kavrayışlar hızlı ol-maz. Birden yerine oturmaz.”

Şimdi: “Gezi etkilerini artık gösterecek.”

***

Bir parantez açalım. Bir “bilgi” notu.

Erdoğan’ın son Suudi Arabistan gezisine bakalım.

Başka kaynaktan iddia: Ziyareti Hakan Fidan organize etmiş.

Veliaht Prens Mukrin’le özel ilişkileri varmış.

Fidan “umre”deydi. Sırrı belli oldu..

***

Dünün özeti.

Bir: AKP’den kartlar yeniden karılıyor.

Henüz kimse kimseden tam kopmadı.

Herkes birbirini kolluyor. Köprüleri tam yıkmıyor.

İki: En dramatik gelişme, Erdoğan geri adım attı.

Görünen: Asıl hedefi Başkanlık’tan çok, ayakta kalmak.

Üç: Sadece Erdoğan böyle değil. Diğerleri de aynı çizgide.

Seçimi kaybetme riskini göze alamıyorlar.

Yeniden uzlaşma, birleşme hesapları yapılıyor.

***

Asıl soru: Bu hesap tutar mı?

Cevap: AKP dışı kuvvetlere bağlı.