FETÖ’ye karşı demokratik-milli cephede provokasyona yer yok!

F tipi, ABD iltisaklı ve cemaat görünümlü silahlı terör örgütünün, TSK’ya ve yargı-emniyet başta olmak üzere devletin tüm kurumlarına sızdırılmış, yuvalanmış ve gizlenmiş hücre mensubu şakirtlerinin ve müritlerinin teşebbüs ettikleri kalkışma ve darbe girişimleri sonucunda, aradan 24 saat geçmeden bozguna uğramaları, yenilmeleri ve dağılmaları ülkemiz ve milletimiz için son derece olumlu ve hayırlı oldu.
TSK’nın emir-komuta zincirine ve üst komuta kademesine bağlı olan çok büyük bir kesiminin direnişi, polis ve diğer güvenlik güçlerimizin kararlı mücadelesi, medya ve sivil toplumun sağlam duruşu ile milletimizin meydanları doldurarak yaptığı büyük fedakârlık sayesinde bu vahim kalkışma bastırıldı. Milletçe hepimize bir kez daha geçmiş olsun.

TAHRİK VE PROVOKASYON
Bu kalkışmanın karşısında, milletimizin büyük bir çoğunluğu sağ-sol demeden, köken-mezhep ayırmadan, iktidarıyla ve muhalefetiyle doğru ve bilinçli bir refleksle gönüllü bir demokratik-milli cephe oluşturdu.
Ancak, meydanları dolduran kalabalıkların içinde boy gösteren bazı radikal unsurlar, bir yandan emir kulu olan ve yaşları 18-20’yi bile geçmeyen Mehmetçiklere IŞİD vari linç etme yöntemleri uygularken, az sayıda da olsa, bazı şehirlerde veya bölgelerde Alevi-Bektaşi kökenli yurttaşlarımıza yönelik tahrik ve provokasyonlara kalkıştıkları görüldü.
FETÖ; dinci-cemaatçi maskesiyle, Allah ile aldatanların ve ABD/CIA’nın maşalığını yapanların oluşturduğu son derece karanlık ve tehlikeli Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı bir yapıdır.
Ezici bir çoğunluğu, laik-üniter-milli ve bağımsız Türkiye Cumhuriyetine gönülden bağlı olan Alevi-Bektaşi inanç ve kültürüne sahip yurttaşlarımızın bu ajan örgüte, bu Atatürk Cumhuriyeti düşmanı-ABD maşası kirli ve karanlık yapıya en ufak bir alaka ve yakınlık duymaları akıl ve mantık dışıdır, eşyanın tabiatına aykırıdır.

PROVOKATÖRLERE TEDBİR ALINMALI
Alevi-Bektaşi inanç ve kültürüne sahip, sayılarının asgari 15 milyon civarında olduğu bilinen yurttaşlarımızın ezici çoğunluğu her hal ve şartta laik-bağımsız ve milli Atatürk Cumhuriyetinin kurucu değerlerine sahip çıkar ve yanında yer alırlar.
FETÖ’nün, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında şehit ettiği Yarbay Ali Tatar’ın yaptığı gibi, FETÖ’cülere teslim olmaktansa ölmeyi yeğlerler. Ortaçağdan kalma tekfirci-mezhepçi, siyasal İslamcılığın meydanlarda yapmaya kalkıştığı bu kalleş kışkırtmaya ve tuzağa Alevi’siyle-Sünni’siyle milletimiz asla aldanmayacak ve birliğini bozmayacaktır.
Siyasal iktidar ise, sokağa çağırdığı milletimizin arasına karışarak provokasyon yapan bu mezhepçi yobaz kafalara karşı süratle etkili tedbirler almalıdır. Türkiye’yi bu çağda ve yaşadığı bu kritik dönemde bir mezhep çatışmasına ve/veya iç savaşa sürüklemek isteyen yobazlığa geçit verilmemelidir.
Sözde dinci ve cemaat görünümlü, CIA işbirlikçisi FETÖ çetecilerinin alçakça işledikleri suçları lanetlemek yerine, akıl almaz bir ortaçağ mezhepçiliği ile her fırsatta yurtsever ve laik Alevi-Bektaşi yurttaşlarımıza kin ve husumet kusmak akla, vicdana, hukuka ve insafa sığmaz.
FETÖ’ye karşı sağ-sol demeden, köken-mezhep ayırmadan, iktidarıyla muhalefetiyle oluşan demokratik-milli direniş cephesinde provokasyona yer yok, olmayacaktır!