20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

19 Eylül Medyanın Halleri

'Tırtıl kelebeğe dönerken zurnacı peşrevi', 'Koltuğu bırakmıyor', 'PKK’nın gazetesinde de kendi TV’sinde de Öcalan’ı öven!', 'AB’ye veda: Haydi inşallah'....İşte günün öne çıkan köşe yazıları....

19 Eylül Medyanın Halleri
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

TIRTIL KELEBEĞE DÖNERKEN ZURNACI PEŞREVİ

Taceddin Kutay- Akşam

İstikbalde bir gün esas hüviyetini ve kim olduğunu öğrendiğimizde, nasıl olup da Ümit Özdağ gibi bir figürün Türkiye siyasetinde bu kadar nümayişe vesile olabildiğine hayret edeceğimize inanıyorum. O gün gelecek ve biz bu günün mazi sayılacağı o günden geriye dönüp bakınca hayretler içinde kalacağız.
Evet Türkiye, dahil olmak istediği gelişmişler ligindeki her ülkenin yaşadığı büyük bir toplumsal dönüşümü yaşıyor. Bana kalsa ben de rıza göstermez, çocukluğumun sosyal ilişkilerini ta be vakt-i mevt yaşamak isterdim. Velakin bana kalmadı, kimse bana sormadı. Aslında kimse kimseye sormadı. Dehrin bir hükmü vardı ve bu icra edildi. Ufkumuzda New York, yeni bir temellük kültürü, yeni sosyal ilişkiler, yeni yeni sınıfsal tabakalaşmalar çıkıyor karşımıza. İncil'de denildiği gibi "sondaki başta, baştaki sonda" olabiliyor. Ve en kötüsü, bu patchwork cemiyetin azaları, birbirlerini sürekli öz yurtlarından kovup duruyor.

Parazitlerin, tenyaların yararlı organizmalarla sorunu var!

Tırtıl kelebeğe dönüşüyor. Kavga, gürültü, huzursuzluk büyük. Toplum bir yerden bir yere evriliyor. Ve ne yazık ki daha kişiliksiz, daha karaktersiz, daha az ayırt edici özelliği olan, yumuşak, vıcık vıcık bir insan tipi çıkıyor karşımıza. Eleğin altındakiler, elifi merteği bilmezler, kültür seviyeleri tahmin edilemeyecek derekede olanlar hep, o gaz üreten tenyalar gibi, mevzilendikleri yerden toplumun sindirim sistemine zarar veriyorlar.

KOLTUĞU BIRAKMIYOR

Nedim Şener- Hürriyet

Özgür Özel’in parti içi demokrasi konusunda tüzük değişikliğini gündeme getirmesi ise traji-komik bir söylem. Çünkü bugün eleştirdiği tüzüğün tüm itirazlara rağmen 2018’de bu hale gelmesi konusunda emeği geçenlerin başında kendisi geliyor. Şu bir gerçek, ‘değişim’ konusunda CHP tabanında hiçbir heyecan uyandırmayan Özgür Özel, CHP’nin tarihine, Kılıçdaroğlu ile birlikte partiyi bugün umut vermeyen noktaya getiren isimlerin başında bir isim olarak geçecek. Bir de Kılıçdaroğlu’nun ‘Brütüs’ü, beraber hareket ettiği Ekrem İmamoğlu’nun da ‘tavşan adayı’” olarak Elbette CHP’ye genel başkan CHP içinden çıkacaktır. Ama bu Özgür Özel değil, hiç olmazsa bugün yaşanan hayal kırıklıklarında rol oynamamış birisi olmalıdır. Tüm yenilgilerin mimarlarından birisi olan,genel başkanlık koltuğuna göz diktiği Kılıçdaroğlu’nu temsil ettiği ‘CHP TBMM Grup Başkanlığı’ndan ayrılma erdemini bile göstermeyen Özgür Özel’in yaptıkları ‘siyasi yüzsüzlük’ olarak siyasi tarihe geçecektir.

PKK’NIN GAZETESİNDE DE KENDİ TV’SİNDE DE ÖCALAN’I ÖVEN!

Yıldıray Çiçek- Türkgün

Merdan Yanardağ’a dediğimizi Kılıçdaroğlu’na da söyleyelim “Kemal Kılıçdaroğlu neydi ki şimdi ne olsun?”
Teröristbaşı Öcalan’ın serbest bırakılmasını isteyen Merdan Yanardağ’a bu derece sahip çıkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi CHP Genel Başkanı olduktan sonra (2012) “4 parti uzlaşırsa Öcalan'a ev hapsi bizim için mesele olmaz” dememiş miydi? Kemal Kılıçdaroğlu, HDP desteğiyle Cumhurbaşkanı seçilseydi “Öcalan’ın serbest bırakılması” kapalı kapılar ardında verilen sözler içinde değil miydi?

HD(P)KK’lı Sırrı Sakık, bunları açıklamadı mı?

Al Merdan Yanardağ’ı, vur Kemal Kılıçdaroğlu’na… Aralarında fark var mı? Yok, yok, yok…

Geçtiğimiz haftalarda “CHP içinde bu kadar Atatürk düşmanı cirit atarken, Atatürk’ün miraslarına düşmanlıkta birleşen CHP-HD(P)KK ilişkisine zerre sesini çıkaramayan Uğur Dündar, sen sanırım Ziya Paşa’nın dediği gibi 'Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın? 'Tribünlere oynayarak aklınca çakma Atatürkçülüğüne kredi toplamaya çalışıyorsun. Biz seni çok iyi tanıyoruz Uğur Dündar!” cümleleriyle tarif ettiğimiz Uğur Dündar da bu dayanışma gecesine katılarak Öcalan aşığı Merdan Yanardağ’a sahip çıkmış ve "Ben her şeyden önce sevgili Merdan'a bir mesaj göndermek istiyorum ve onun bir an önce aramıza katılması ve ben bunu bir yanlışlık olarak görüyorum. Ve bu hukuki yanlışlığın vakit geçirmeden düzeltilmesi gerektiğine inanıyorum." açıklaması yapmış… Atatürkçülük maskesiyle burnunu sokmadığı hiçbir konu yok ama onun sahip çıktığı kişilere bakın. Canan Kaftancıoğlu gibi siyasi kriminal tipe de o sahip çıkmıştı.

“CHP'nin fosil ve müzelik amigosu, CHP-PKK iş birliğinin şakşakçısı, çakma Atatürkçülüğün bayraktarı Uğur Dündar” derken inanın sizi hiç yanıltmadık. (Fenerbahçe gibi milli konularda, Atatürk konusunda hassas bir spor kulübü bu adamdan ne zaman kurtulacak sabırsızlıkla bekliyoruz.)

CHP’nin Genel Başkanı da yöneticisi de yazarı da yorumcusu da sanatçısı da sporcusu da velhasıl hepsi de garabet bir haldedir. Atatürk maskesiyle teröristbaşı Öcalan’a sahip çıkanlara sahip çıkmak, teröristbaşı Öcalan’ın kurduğu HDP gibi partilerle ittifak yapmak… Bu rezilliğin var mı ötesi?

AB’YE VEDA: HAYDİ İNŞALLAH

Aydın Ünal- Yeni Şafak

Küresel finans krizi, pandemi ve Brexit AB’yi ciddi manada sarstı. AB yönünü, sağduyusunu, insicamını kaybetti. Şimdi de Türkiye’yi kaybetmek üzere. Kendileri bilir.

Lozan’la başlayan, hep tek taraflı ilerleyen, sadece Türkiye’nin verdiği ve hiç almadığı, çoğu zaman da Türk hükümetlerinin ezikliği ve kompleksiyle hastalıklı ilerleyen Türkiye-Avrupa ilişkilerinde bir dönüm noktasının zamanı gelmiş de geçiyordu. İlişkileri bir süredir eşitleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi ipleri kopararak Türkiye’yi bir üst seviyeye çıkarabilir.

Erdoğan bize “ne yaparsak yapalım bizi kabul etmeyecekler” gerçeğini yaşatarak öğretti. AB ile yolları ayırarak Türkiye’nin bir hayalini daha gerçekleştirebilir. İhtiyacımız olan özgüven ve ipler koparsa, inanın bu milletin özgüveni tavan yapar.

Son Dakika Haberleri köşe yazıları köşe yazıları öne çıkanlar gündem yazıları