20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

7 Eylül Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

7 Eylül Medyanın Halleri
A+ A-
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

EMEKLİYE ‘CUMHURİYET İKRAMİYESİ’

Yalçın Bayer- Hürriyet

Hükümetin emekliye ‘Cumhuriyet İkramiyesi’ verilmesi yönünde çalışma yürüttüğü dillendiriliyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ortak sürdürdüğü çalışmada ödenecek tutarın saptanacağı belirtiliyor.

Dini bayramlarda 2 bin lira bayram ikramiyesi alan 17 milyona yakın emekli, dul ve yetim, Cumhuriyet ikramiyesinin bu tutarın çok üzerinde olmasını talep ediyor. Zira 2 bin lira ile günümüz koşullarında temel gereksinimler karşılanamadığı gibi, torunlara harçlık bile verilemiyor. Komik düzeyde olan bayram ikramiyesinin telafisi adına ödeneceği savlanan Cumhuriyet ikramiyesi 5 bin liradan az olmamalı.

Cumhuriyet’in 100. yıla ulaşmasına emeği ile büyük katkı sağlayan gariban emeklinin 7.500 lira aylığa mahkûm edilmesi anlaşılır değil. Şükrü Karaman.


ERDOĞAN’IN BÜYÜK ŞANSIZLIĞI

Salih Tuna- Sabah

Putin beklentilerin aksine Soçi'deki buluşmalarında Erdoğan'ı çok sıcak karşılamakla kalmadı, tatil davetinde bile bulundu.

Uzun lafın kısası, Batılılar umduklarını bulamadılar.

Dahası, Batı'ya rağmen Erdoğan'ın Putin'le kurduğu "denge politikasında" en ufak bir değişiklik olmaması nedeniyle hayal kırıklığı yaşadılar.

İki lider, Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkileri sınırlandırmak şöyle dursun, nükleer enerji işbirliğini genişletmekten söz ettiler.

"Batılı dostlarımızın" haliyle canları felaket sıkıldı.

Ekonomisini yıkıma uğratarak Rusya'yı diz çökertme politikalarına Erdoğan'ın Ukrayna savaşından itibaren katılmadığını dile getirdiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arabulucu fonksiyonu icra eden liderliğini gündüz gözüyle inkâr etmediler elbette.

Lakin, Rusya ile ilişkisini sürdüren tek NATO ülkesi olmaklığımıza vurgu yaparak da adeta aba altından sopa gösterdiler.

Ne derlerse desinler, Türkiye-Rusya ilişkisi her iki ülke için hayati önemi haizdir.

İki liderin tavrı da bu hakikati ziyadesiyle fehmettiklerinin göstergesidir.

Üçüncü dünya savaşının söz konusu edildiği şu kritik dönemde tüm gerçekten de "dünya barışı" için büyük bir şanstır. Ayrıca, tahıl koridoru konusunda gösterdiği çaba sonucunda Afrika'daki açların da yegâne şansı olmuştur.


SOÇİ İZLENİMİ

Kurtuluş Tayiz- Akşam

Erdoğan'ın Soçi ziyaretinin gündeminde sadece Tahıl koridoru yoktu. Erdoğan ile Putin baş başa yemekli toplantıda bir buçuk saate yakın konuştu. Herhalde sadece 'tahıl anlaşması'nı konuşmadılar.

Bu da ziyaretin dışarıya pek yansımayan boyutunu oluşturdu. Sonraki değerlendirmelerinden ekonomi, ticaret, Afrika, Suriye, Kıbrıs konularını da görüştüklerini anlıyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve görüşmeye katılan heyet üyelerinin son derece rahat oldukları görüldü. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov başta olmak üzere Rusya heyeti de son derece rahattı. Stresli bir zirve olmadı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın önceden hazırlığını yaptığı konu başlıklarında alınacak mesafe alındı. Gerisi ise yakın gelecekte çözüme kavuşması bekliyor. İki ülkenin de bu ilişki formatını koruyacağı anlaşılıyor. İlişkilerin geri gitmesi beklenmiyor.


MERKEZ BANKACILIĞI NOTLARI

Öztin Akgüç- Cumhuriyet

Ekonomide enflasyon hızlanır, kur yükselir, cari işler açığı büyür, dışarıya sermaye transferleri olurken TCMB, üst üste politika faizini indirerek parasal genişlemeye yol açmış, genişletici para politikası izleyeceği iletisini vermiştir. Sıkı para politikası izleyeceğine, genişletici para politikası izlemiş, benzetme yerinde ise yangını benzinle sulamıştır. Enflasyon hızlanmış, yurtdışına sermaye çıkışı artmış, TL mevduatının banka yatırım araçlarına yönelişiyle riskler büyümüştür.

TCMB izlediği hatalı politikayı, daha büyük bir hata ile kuru döviz satışı ile korumaya kalkmış, sonuçta rezerv de yitirmiş, döviz varlığı net olarak azalmıştır.

Yaşanan sorunların nedenine doğru tanı koymak gerekir. Hatalı yönetim sorun yaratır, sorunları ağırlaştırır. Başarı ya da başarısızlığın ana kaynağı yönetim becerisidir.


TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ARTIK HAVA KUVVETLERİ VAR...

Özay Şendir- Milliyet

PKK’nın yıllardır en büyük hayali bir hava kuvvetine sahip olmaktı. 

Kandil’deki terör ağları değil ama PKK’nın Suriye Kolu sonunda bu arzusuna kavuştu. 

Şaka yapmıyorum, Arap aşiretlerinin Deyrizor’da, YPG’ye karşı başlattığı silahlı mücadelede yaşandı söz konusu gelişme. 

Mazlum Abdi sosyal medya hesabında “Uluslararası koalisyon Deyrizor’daki militanlara karşı bize hava desteği sağladı” diye yazdı. 

IŞİD’e karşı YPG’yi sahaya sürüyoruz diyen ABD, sonunda YPG’nin hava kuvvetleri haline geldi. 
İlişki o kadar iç içe geçmiş ki Abdi, aynı mesaj serisinde, “Washington, Deyrizor krizine barışçıl çözüm talep etti” diye de yazdı. 

Utanması gereken Mazlum Abdi değil, ABD’yi, terör örgütünün hava gücü haline getiren Pentagon-CIA ortaklığı ve Beyaz Saray. 

Washington için Yunanistan’daki askeri üsler, İncirlik’in alternatifi olabilir ama mesele o kadar basit değil. 
Türkiye, bölgede ABD’ye rağmen adımlar atmıştı, gerekirse yine atar. 

Böyle bir durumda Washington, Suriye’de kalan 900 askeriyle sadece kaçan taraf olabilir. 

ABD’nin sahada Türkiye’ye verebileceği en büyük zarar, kaçarken 7 gün 24 saat korudukları Mazlum Abdi’yi de yanlarına almak olabilir. 

Son dönem yaşanan yumuşama, ABD’nin Türkiye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyması ve terörü beslemekten vazgeçmesiyle ileriye gidebilir. 

Şu son atılan adıma bakacak olursak, Washington o noktadan halen çok uzak... 


SİYASİ KÜLTÜRÜMÜZ DEĞİŞTİ

Kadir Yıldız- Türkgün

A’dan Z’ye millet yararı göz önüne alınarak yapılan sistem değişikliği siyasi kültürümüzde önemli bir geçişe kapı araladı. Ülkemizin toprak bütünlüğüne, milletimizin birlik ve beraberliğine kastetmediği sürece ortak asgari müştereklerde buluşmaya ve siyasetin ana rotası olan diyalog kanallarının sağlamlaştırılmasına…

Herkesin farklı pencereden bakarak yaptığı sistem eleştirileri olabilir ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Türk siyasetine uzlaşı kültürünü kazandırdığı reddedilemez bir gerçektir. Türkiye, siyasi kültür açısından önemli bir ilerleme kaydetmiştir. Bu kültüre ayak uyduramayan siyasetçiler ve siyasi partiler tarihin tozlu sayfalarına gömülmeye mahkûmdur. Bu açıdan birilerinin “her parti ayrı ayrı seçime girsin” sözleri hem bu kültürden yoksunluğun hem de Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadesiyle “ciddiye alınacak bir taraflarının kalmadığının” görülmesi açısından yeterlidir.

Cumhur, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde kendini bulmuştur.

Son Dakika Haberleri köşe yazıları köşe yazıları öne çıkanlar