AB’de bütçeler büyüyor çelişmeler derinleşiyor
Ursula von der Leyen’in 16 Temmuz günü açıkladığı 2 trilyonluk AB bütçesi, birçok yönden tartışmalara hatta kurumlar arasında kargaşalara yol açtı. Birbiriyle çelişen önerilerin yanında, komisyon içinde tartışılmadan bütçe tasarısının ilan edilmesi derin çatlaklar oluşturdu.
Avrupa Birliği (AB) içinde silah sanayisi için öngörülen 1 trilyon avro tartışmaları durulmadan, AB bütçesi için 2 trilyon avro önerildi. Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in 16 Temmuz günü açıkladığı 2 trilyonluk AB bütçesi, birçok yönden tartışmalara hatta kurumlar arasında kargaşalara yol açtı.
AB’nin güçlenmesi, üyeler üzerindeki denetimin artırılması ve köylülere desteklerin kısıtlanması, vergilerin artırılması gibi birbiriyle çelişen önerilerin yanında, komisyon içinde tartışılmadan bütçe tasarısının ilan edilmesi derin çatlaklar oluşturdu.
2 trilyonluk bütçe önerisi küresel saflaşmadaki keskinleşmeyi bir kez daha ortaya koyuyor: Doğu’da birleşme ve gittikçe büyüyen ortak hareket, Batı’da ayrışma, çatışma gelişiyor.
Doğu’da yükselen üretim ve paylaşma, Batı’da durgunluk ve çöküş. Doğu’da istikrarlı ilerleme, Batı’da olgularla bağdaşmayan hayali hedef ve talepler. Batı’da bu gidişin yeni bir göstergesi 2 trilyonluk 2028-2035 bütçesi. Olgulara ve itirazlara bakalım.
BÜTÇE YENİ ÇATIŞMA DÖNEMİ İÇİN HAZIRLANMIŞTIR
AB ülkelerinde bağımsızlık eğilimi ile milliyetçi akımların yükseldiği bir dönemde bu bütçe tasarısı, tam tersi yönde hedefleri içeriyor. Üye devletlerin ulusal faaliyetlerini ve dış politikada etkilerini artırmak gibi hedeflerin yanında denetimi güçlendirmek gerekçede yer alıyor. Bu uygulama açıkça demokrasiyi ikinci plana itmek olarak görülüyor. Çiftçilere ve geri kalmış bölgelere ayrılan destek bütçeleri silahlanmaya daha fazla kaynak ayırmak için iptal ediliyor. Öneri uzmanlarca “yeni çatışma dönemi için bütçe” olarak değerlendiriliyor.
Atlantikçi öneride “Küresel Avrupa Fonu” da yer alıyor. Ekonomik kriz ve her yönden çöküş içindeki Avrupa, küresel güç olma iddiasıyla fon oluşturuyor.
Von der Leyen, tasarıyı “Avrupa’nın hırsına uygun, zorluklarıyla yüzleşen, bağımsızlığını güçlendiren, yeni bir çağın bütçesi” gibi temelsiz iddialarla tanımlıyor. Şöyle ki; tasarı gelecekteki krizlere ve çatışmalara hızlı ve etkili bir şekilde müdahale etmeye ve üye devletleri daha önce olmadığı kadar disiplin altına almaya olanak sağlıyor. Gözlemciler ise uyarıyor: Avrupa Parlamentosunun zayıflatılması, Komisyon’un yetkilerinin güçlendirilmesi, demokrasinin zayıflamasıdır. Açıkçası Avrupa’nın meziyetleri denilen demokrasi, meclis kararları gibi özelliklerinin artık Avrupa’da geçerli olmadığı itiraf ediliyor.
LEYEN’İN AÇIKLADIĞI BÜTÇE
German foreign Policy (GfP)’nin konuyla ilgili haberinde özetle şöyle deniliyor: “AB Komisyonu, rekor seviyede uzun vadeli bir bütçe planı sunuyor ve AB bütçesinin yeniden yapılandırılmasıyla üye devletlerin ulusal faaliyetleri üzerindeki kontrolünü ve dış politikadaki etkisini artırmayı hedefliyor. Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, Brüksel'de yaptığı açıklamada, 2028'den 2034'e kadar olan dönemde AB bütçesinin yaklaşık 2 trilyon avro olmasının beklendiğini duyurdu. Bu, AB’nin gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 1,26'sına denk geliyor ve 2021-2027 yılları için Brüksel'in harcadığı yüzde 1,1'den belirgin şekilde daha fazla. Merkezi AB harcamalarının üç büyük bütçe kaleminde toplanması planlanıyor. Bu, Komisyon’un bir yandan krizlere ve çatışmalara daha hızlı yanıt vermesine, diğer yandan da üye devletleri daha önce olduğundan daha fazla denetlemesine olanak tanıyor, örneğin hukukun üstünlüğü gibi bir kavram altında. Komisyon, iddialı bir dünya politikası için‚ Küresel Avrupa Fonu da planlıyor.”(1)
KÖYLÜLERE VE GERİ BÖLGELERE AYRILAN DESTEKLER İPTAL EDİLİYOR
Bütçe planının arkasında AB Komisyonu'nun gelecekte daha esnek ve etkili hareket edebilme, dış politikaya ve üye devletlerin silahlanmasına daha fazla kaynak ayırabilme niyeti açıklanıyor:
“Gelecekte krizler ve savaşlar durumunda Komisyon'un daha geniş kaynaklara erişebilmesi tasarlanmaktadır. Mevcut bütçe yapısı kırılmalıdır.”
Mevcut yapı, harcamaların yaklaşık üçte birinin çiftçilere, diğer üçte birinin ise bölgelere ayrılmasını öngörüyordu. AB'nin daha yoksul bölgelerindeki yaşam seviyesinin, daha zengin bölgelerle eşitlenmesi amaçlanıyordu. Buna karşılık olarak şimdi yeni bir yapı planlanıyor. Buna göre, çiftçiler için kaynaklar ve bölgeler için kaynaklar, “Avrupa Sosyal Modeli ve Yaşam Kalitesi” adlı bir bütçe kalemine aktarılacak.
FON AYIRARAK KÜRESEL AVRUPA OLMAK!
Bütçe planlamasında, “Küresel Avrupa Fonu” olarak anılan üçüncü bir kalem var. Fon, AB dışındaki ülkeleri etkileyen programların bir araya getirilmesini amaçlıyor. Böylece fon, Komisyon’a daha önce olduğu gibi AB’nin küresel etkisini artırma politikası için daha hedefli kaynaklar kullanma imkânı sunuyor.
Küresel Avrupa Fonu'nun programları, bölgelere göre sıkı bir şekilde sınıflandırılacak. Bu gelişme, “işbirliğini AB dış politikasının bir aracı olarak kullanmayı” oldukça kolaylaştırıyor. Küresel Avrupa Fonu'nun hacmi 200 milyar avro olarak belirlendi. 100 milyar avro ile Ukrayna Fonu da tasarlanıyor.
Tek kutupluluğun yıkıldığı ve çok kutuplu bir dünyanın oluştuğu süreçte AB ülkeleri, küresel bir etki sağlamak ve Atlantik merkezinin yerini almak gibi hayaller güdüyorlar. Önerilen planda “küresel Avrupa bütçesi” ayrıca belirtilmiş. Kriz içinde çırpınan, dağılan bir ekonomik yapıyla, bütçe ayırarak küresel bir güç olmak gerçekten hayaldir.
BÖLÜNMELERİ DERİNLEŞTİRECEK
2028'den itibaren yılda 25 ile 30 milyar avro arasında değişen borç geri ödemelerinin vadesi dolmuştur. Bu borçlar AB Kovid-19 Fonu için alınmıştı. Borçlar ve bütçe için elektronik atıklardan ve ulusal tütün vergisinden pay alınması planlanıyor. Ayrıca, yıllık geliri 100 milyon avroyu aşan AB merkezli şirketler için de vergi düşünülüyor. Buna karşı, Alman iş dünyasında güçlü bir protesto başlamış durumda, zira etkilenen şirketlerin yüzde 40 kadarı Almanya'da yerleşik. Gözlemciler, bütçe taslağının en az iki yıl boyunca AB içinde zaten var olan çelişmelere ek olarak, ciddi tartışmalara yol açacağını bildiriyorlar.
AB İÇİNDE SİYASİ BİR MÜCADELEYE DÖNÜŞTÜ
Tasarıdaki en önemli harcama kalemlerinden birisi de denetleme ve disiplin sağlama. Örneğin Viktor Orban’ın Macaristan’daki yönetiminin disiplin altına alınması kolaylaştırılacak.
Bütçe tasarısı özellikle Avrupa Parlamentosu'ndan önemli eleştirilerle karşılaştı. Bu parlamento, tarım ve bölgesel bütçe konularında olduğu gibi, söz hakkının elinden alındığını, yani güçsüzleştirildiğini düşünüyor. Bertelsmann Vakfı'nda ekonomi politikası uzmanı olan Lucas Resende Carvalho uyarıyor: “Eğer Avrupa Parlamentosu'nu dışlarsanız, demokratik kontrolü azaltırsınız.”
Von der Leyen’in önerdiği 2 trilyon avroluk AB bütçesi, Brüksel’de toplanan Avrupa İşleri Bakanlarının ilk değerlendirmeleriyle siyasi bir mücadeleye dönüştü. 27 üye ülkenin oybirliği ile onaylamak zorunda olduğu bütçe için Von der Leyen, “Şimdiye kadar sunulan en iddialı bütçe” dedi.
Almanya Hükümet sözcüsü Stefan Kornelius önerinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Avusturyalı Bakan Claudia Plakolm ida taslağın “kabul edilemeyecek kadar uzak” olduğunu belirtti. Dönem Başkanı Danimarka’nın Avrupa Bakanı Marie Bjerre, “Hiçbir ülke bugünkü haliyle bütçeyi kabul etmeye hazır değil.” diye konuştu.
Avusturya, Finlandiya, İsveç ve Hollanda gibi mali açıdan tutumlu ülkeler ile İspanya ve Fransa gibi borç yükü daha fazla olan ülkeler arasındaki gerilim, bütçe tartışmalarında yeniden alevlendi.
Finlandiya Bakanı Joakim Strand, bütçenin GSYİH’nın yüzde 1,13’ünden yüzde 1,26’sına çıkarılmasının “fazla yüksek” olduğunu söyledi.
TARTIŞMALI VERGİ VE BELİRSİZ KAYNAKLAR
AB bütçesi üye devlet katkıları ve “kendi kaynakları” denen AB çapında uygulanan vergiler. Yeni teklif e-atık, tütün ürünleri ve yıllık cirosu 100 milyon avronun üzerindeki şirketlere vergi getirilmesini, ayrıca Emisyon Ticareti Sistemi (ETS) ve Karbon Uyarlama Mekanizması (CBAM) ile kaynak artırılmasını öngörüyor.
Brüksel yılda 58 milyar avro toplamak istiyor. Bu gelirle borçlar ödenebilecek ve stratejik programlardan feragat edilmeyecek. Birçok ülke Komisyon’un doğrudan gelir toplama yetkisini artırmaya karşı. Almanya ise, ortak borçlanma fikrine tamamen karşı.
Toplantı sonunda, AB Bütçe Komiseri Piotr Serafin, müzakerelerin henüz çok erken bir aşamada olduğunu ve teknik çalışmaların ardından siyasi seviyeye taşınacağını söyledi.
Bütçede planlar, hayaller uzayıp gidiyor; tartışmalar da uzuyor ve derinleşiyor. Siyasi bir mücadeleye dönüşen bütçe tartışmalarının uzun süre devam edeceği belirtiliyor. Bütçenin nasıl oluşturulacağı sorusu bir yana, ayrılacağı alanlar açısından hayali olmanın ötesinde farklılaşmayı derinleştiren, demokrasi yerine danışmadan karar alma gibi Avrupa’nın sözde geleneklerini de ortadan kaldıran özellikler taşıyor.
DİPNOT:
1) German foreign Policy (GfP), 17 Temmuz 2025.
