Af kararını saklamak için Bahçeli'yi de sansürlediler
Aydınlık ve Ulusal Kanal günlerce Suriye'de ilan edilen bugüne kadarki en kapsamlı af kararını duyurdu; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısında 'bu karar değerlendirilmeli' çağrısı yaptı. Fakat Türk basını, sığınmacılar için hayati olan en önemli gelişmeyi ısrarla saklıyor.
Türkiye'de hangi sığınmacıya mikrofon uzatsanız; ülkelerine dönüşte tutuklanmaktan korktuklarını, soruşturmalara maruz kalalacaklarını yada askere alınacaklarını söylüyor. Halbuki Suriye'de 30 Nisan'da çıkarılan genel af kararı ile ne sorgu kaldı ne ceza... Cinayet dışında, terör suçları dahil tüm suçlar af kapsamına alındı. Ülkesine dönenler askere de alınmayacak cezaevine de sokulmayacak. Suriye Hükümeti ulusal bir uzlaşı ararken, Türk basını bu gerçeği ülkemizdeki Suriyelilerden saklıyor.
Önceki gün grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de hükûmete seslenerek, “Suriye Devlet Başkanı'nın 30 Nisan 2022 tarihinde ilan ettiği genel af kararı mühim ve geri dönüşleri kolaylaştırıcı bir gelişmedir. Bu kapsamda hükümetin uygulayacağı her politikayı sonuna kadar destekleyeceğimiz herkes tarafından bilinmelidir.” dedi. Fakat MHP Lideri'nin bu sözlerine ne televizyonlarda ne de gazetelerde yer verildi. Kimileri bu çağrıyı satır arasına hapsederken, kimileri toptan cümleleri sildi. Aydınlık dışında hiçbir gazete Bahçeli'nin çağrısını 1. sayfasından görmedi. Hürriyet, Yenişafak, Sabah ve Sözcü gibi gazetelerin ise iç sayfalarından dahi bu çağrıyı kesmeleri dikkat çekti.
ÇÖZÜMÜ GİZLİYORLAR
Türk basınında bir yandan “sığınmacılar” sorunu köpürtülürken bir yandan da çözümü önleyici yayınlar yapılıyor. Bu haberlerde savaştan kaçan Suriyelilerin ülkemize sığındığı belirtilirken, kaçtıkları illerde terörün temizlendiği anlatılmıyor. Halep'te hayatın normalleştiği yazılmazken, adli birkaç vaka üzerine 'güvenlik yok' algısı yaratılıyor. Son af kararının kapsamına değinilmeden, eski af kararlarının başarısız olduğu ileri sürülüyor. Türkiye'den Suriye'ye dönen sığınmacılara mikrofon uzatılmıyor, neler yaşadıkları, iş bulup bulamadıkları sorulmuyor. Ulusal Anlaşma Merkezlerine başvuranların devlet güvencesine kavuştuğu anlatılmıyor. Ne Beşar Esad'ın 'vatanın bağrına dönme' çağrısına yer veriliyor ne de bu savaşı Suriye'nin kazandığı gerçeğine... Tek mesajları çözümsüz-lük.