Bakan Yanık Aydınlık'a konuştu: Her noktada aile ataşeliği açacağız

Yurt dışı çalışmalarını yaygınlaştırmak amacıyla Almanya’da bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Berlin, Düsseldorf ve Köln kentinde vatandaşlarla buluştu.

Bakan Yanık’ın ilk durağı, Almanya’nın Başkenti Berlin oldu. Tarihî Şehitlik Camisi ziyaretinin ardından Yanık, Türk iş insanı Serpil Safiye Ergün ve Alman ortağı tarafından kurulan Dosteli ve Yaşlı Bakım Hizmetleri'nin, Neukölln semtindeki yeni şubesinin açılışını yaptı. Açılıştan sonra Türk iş insanlarının hasta ve yaşlı bakımına ilişkin sorunlarını dinleyen Bakan Yanık, bu sorunların giderilmesi için çalışacaklarını kaydetti.

'BAZI SMA TEDAVİLERİNİ ÖDEME KAPSAMINDA ALDIK'

Bakan Derya Yanık’ın bir sonraki adresi, Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçiliği oldu. Burada Türk toplumunun temsilcileriyle buluşan Yanık, aile içi şiddete maruz kalanların Türklere ait bir kadın sığınma evine duydukları ihtiyacın kendisine iletildiğini ifade etti. Buna benzer temel meseleleri değerlendirmek istediklerini aktaran Yanık, “Burada kendi yaşadıkları ülkelere entegre olmuş ciddi bir Türk nüfusundan bahsediyoruz. Yaşadığımız ülkede Türk vatandaşı olmanın vakarını görerek yaşamanın sorumluluğundayız. Bizimle temasa geçin, yaşanan sıkıntıları bize iletin.” diye konuştu.

Yanık ayrıca SMA hastalarının tedavi masraflarının karşılanması konusuna yönelik devlet olarak gerek Türkiye’de gerek dünyadaki tıp otoritelerinin onayladığı tıbbî yöntemlerin maliyetlerinin karşılandığını belirtti. SMA hastaları konusundaki kampanyaların çoğunun deneysel olduğuna dikkat çeken Yanık, SMA konusunun son yıllarda istismar edildiğini şu sözlerle ifade etti: “Bazıları karşılık vermiş olabilir bunu bilemiyorum ama pek çoğu maalesef umut tacirliği. Toplanan paraların ne kadar suistimal edildiğini de gördük, yaşadık. Örneğin kanserle ilgili ne kadar onay verilen masraf varsa tüm ödemeleri SGK yapıyor. Hem ailelerin dünya kadar paralarını alıyorsunuz o çocukları birer kobay olarak kullanıyorsunuz hem de paraları o ailelerden çıkarıyorsunuz. Devlet hiçbir çocuğunu ölüme terk etmez. Yavrucakların fotoğraflarını koyuyorlar, 'haydi kampanyaya'. Şunu sorun; bu kampanyalar yapıldı, kaçı tedavi edildi? Milletin duygusunu sömürmekten başka şey yapmıyorlar.”

ÖNCELİKLİ MESELE DEVLET KORUMASINDAKİ ÇOCUKLAR

Almanya’da devlet koruması altına alınan çocuklara değinen Bakan, çocukların tercih etmedikleri birtakım tasarruflara maruz kaldıklarını dile getirdi. Yanık, “Sıkıntı yaşayanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Meseleleri eğer çözeceksek kendimiz çözeceğiz. Sadece Alman devletinden ya da gençlik dairesinden beklememeliyiz.” ifadelerini kullandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı daha sonra Türkiye Cumhuriyeti Köln Başkonsolosluğu binasında düzenlenen buluşmaya katıldı. Koruyucu aile konusuna daha ayrıntılı değinen Bakan Yanık rakamlar da açıkladı: “Almanya’da yaklaşık 4 milyon nüfusumuz var. Koruyucu aile sayısı ise sadece 111 kişi, nüfus oranına göre koruyucu aile sayısı çok az.”

Koruma altına alınan çocuklar konusunda Türkiye ve Almanya’yı karşılaştıran Bakan Yanık, şöyle devam etti: “Türkiye'de bakıma muhtaç olan, devlet korunmasına alınması gereken çocuk sayısı 13 bin. Yaklaşık 10 bin çocuk da koruyucu aile yanında. Toplam sayı 23 bin. Almanya'da nüfus hemen hemen aynı ama devlet korumasında olan 200 bin çocuk var. Bunun 100 bininin göçmen kökenli olduğu söyleniyor. Almanya'da sistem çocukların devlet korumasına alınmasına çok açık, çok çabuk müdahale ediyor. Bu gerçeği görmemiz lazım. Burada sistem son derece hızlı. Gelip ailenin ortasından çocuğu alıp götürüyor.”

TÜRK AİLELERE ÇAĞRI

Daha fazla Türk'ün koruyucu aile olmak için başvuruda bulunması gerektiğine işaret eden Yanık, Türk toplumuna şu çağrıda bulundu: “Eğer 3,5-4 milyon kişi arasında sadece 111 kişi 'koruyucu aile olacağım' diyorsa bizim çocuklarımızın bizim dışımızda herhangi bir mekanizmanın içine gireceğini peşinen kabul etmişiz demektir. Bir defa bu acı gerçeği kabul edelim. Bizim burada olabildiğince hem sivil toplum kuruluşları hem vatandaşlar olarak, öncelikli olarak Türk kökenli çocukların koruyucu ailesi olması konusunda bir mekanizma geliştirmemiz gerekiyor. Bu konuyu olabildiğince duyurmamız ve tüm kurum ve kuruluşlarımızla bu meseleyi ciddi bir dert haline getirmeliyiz.” Başkonsolosluk ziyaretinin ardından Köln’de düzenlenen bir iftar programına katılan Bakan Yanık’ın Almanya programı, Düsseldorf’ta yaptığı temaslarla son buldu.

AYDINLIK’A KONUŞTU: ATAŞELİKLERİ YAYGINLAŞTIRMAK İSTİYORUZ

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2015 yılından bu yana yurt dışında ataşelikler açma çalışması yürütüyor. Gelinen aşamayı Aydınlık'a özetleyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, şöyle konuştu: “Normal şartlarda biz Berlin Büyükelçiliğimizde bir müşavirlik, Düsseldorf, Hamburg, Köln, Münih ve Stuttgart’ta da Aile Ataşelikleri şeklinde bir yapılanmayı başlattık. Ama maalesef bu çalışma istediğimiz doğrultuda devam etmemiş. Şu anda Düsseldorf Aile Ataşeliğimiz kuruldu ve faaliyetlerine devam ediyor ancak oradaki iki meslek elemanımız da aynı zamanda Köln’de çalışmaya devam ediyor. Bundan sonraki süreçte tam yapılanmayı sağladığımızda büyükelçiliğimizde müşavirlik şeklinde, Düsseldorf, Hamburg, Köln, Münih ve Stuttgart’ta da aile ataşelikleri şeklinde yapılanmamızı hızlıca tamamlamış olacağız. Ataşelerimizle beraber meslek mensupları faaliyet gösterecek. Meslek mensubu arkadaşlarımızı inşallah burada yerelden seçeceğiz. Çünkü hem sizi tanıyan, toplumu tanıyan hem Alman sistemini bilen arkadaşlar... Dolayısıyla daha kolay, daha aktif ve daha verimli çalışmış olacaklar.” Ataşeliklerin çalışmalarını daha da yaygınlaştırmak istediklerini belirten Bakan Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer bir aksilik olmazsa Türk toplumunun yaşadığı her noktada biz bir Aile Ataşeliği açmak arzusundayız. Bugün Almanya daha çok yoğun olduğu için ama burada tamamlayacağız. Sonra, Fransa’da, Belçika’da, Hollanda’da... Nüfusumuzun olduğu her noktada aile, gençlik ve çocuk ilişkileriyle alakalı hizmetleri, ataşelikleri yaygınlaştırma arzusundayız. 2022 yılında 5 ataşeliği Almanya’da hayata geçirmeyi arzu ediyoruz. Burada sizlerin desteği ve ilişki içinde olunması, özellikle akademik anlamda, sosyal anlamda çalışma yapan derneklerimiz, STK’larımızın katkıları çok önemli.”