18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Almanya'da yeni hükümetin göç politikası

Almanya’da yeni kurulacak hükûmetin koalisyon sözleşmesi, göçmenlerin haklarını iyileştirmeyi vaat ediyor. Çifte vatandaşlık, Alman vatandaşlığına geçişi kolaylaştırmak ve iltica sürecinin hızlandırılması, sözleşmede dikkat çeken konular arasında yer alıyor.

Almanya'da yeni hükümetin göç politikası
A+ A-
ALİ MERCAN / FRANKFURT

Almanya’da yeni hükûmetin kurulması öncesinde hazırlanan koalisyon sözleşmesi, ülkenin ana gündemini oluşturuyor. Koalisyonu oluşturan Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti, yeni bir başlangıç sözü veren Göç Yasası konusunda uzlaşma sağladı. Yeni Göç Yasası’yla, çifte vatandaşlık yeniden düzenlenerek yasalaşacak. Alman vatandaşlığına geçiş kolaylaştırılacak, 5 yılda vatandaş olunabilecek. Yabancı anne ve babadan doğan çocuklar, ebeveynlerden birinin 5 yıldır Almanya'da ikamet etmesi halinde doğuştan Alman vatandaşlığını elde edecek. Yeni yasayla birlikte iltica süreci de hızlandırılacak. Göçmenler için “çalışma yasakları” kaldırılacak. Yeşiller Milletvekili Luise Amtsberg Deutsche Welle'ye, “Kısıtlayıcı iltica politikası kalkacak, kalıcı olan ya da kalıcı olacağı belli olan insanlara oturma ve çalışma izni verilecek.” diye konuştu. Yeni göçmen işçi alımı da konuşulan konular arasında. FDP, “Yılda 500 bin göçmen iş piyasasına kazandırılmalı.” açıklaması yaptı. Bu, koalisyon ortaklarınca da benimsendi.

’VATANDAŞLIK BAŞVURULARI ARTACAK’

Almanya'da yaklaşık 3,5 milyon Türk kökenli insan yaşıyor. Ancak mevcut yasalar nedeniyle bu kişilerin sadece yüzde 10'undan azı çifte vatandaşlığa sahip. Berlin Sosyal Araştırmalar Bilim Merkezi'nden sosyolog Gülay Türkmen, vatandaşlık yasalarındaki değişikliği olumlu olarak değerlendirdi. Türkmen, “Türk kökenli nüfusun Alman vatandaşlığını reddetmesinin başlıca sebebi, Türk vatandaşlığından vazgeçme zorunluluğu.” dedi. Türkmen, yeni hükûmetin adımlarının vatandaşlık başvurularını artıracağını ifade etti. Özellikle “uyumlu” genç sığınmacılara daha hızlı oturma hakkı tanınması öngörülüyor.

YENİ POLİTİKALARA KARŞI GÖRÜŞLER

Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) Meclis Grup Başkanı Ralph Brinkhaus, bu politikalara karşı çıktı. Brinkhaus, “Bunun büyük bir yasa dışı göçün çekim faktörü olacağından endişeliyiz. Yasal dayanağı olmaksızın Almanya'ya gelen insanlara belli bir süre sonunda ülkede kalma izni verilmesi yanlış.” diye konuştu.

GÖÇÜN ARKASINDAKİ NEDENLER

Günümüzde göç hareketlerinin bir sebebi dünyadaki eşitsiz gelişmedir. Geri kalmış ülkelerden, gelişmiş Batı’ya göç hareketinin sorumlusu emperyalizmdir. Tüketim toplumu olan, nüfusu artmayan ve bireyci Avrupa toplumlarına, çalışmaya muhtaç işçi ihtiyacı hep gündemde. 1960’lardan itibaren özellikle Türkiye’den Almanya ve Avrupa’ya iş gücü göçünün bir sebebi de gelişmiş Avrupalıların yapmak istemedikleri işler için işçi alımıdır. Bugün de yeni anlaşmaya göre, yılda 500 bin göçmen işçi alınması tam da bu ihtiyaçtandır.

Gittikçe yaşlanan Alman toplumu, işçi göçü ile emekli maaşlarını ve yaşlıların sağlık hizmetlerini karşılamayı planlıyor. Hegemonyacı ABD, Batı Avrupa’nın da desteğiyle millî devletlere müdahale ediyor; iç savaşlar, kargaşalıklar çıkarıyor ve küresel göçü artırıyor. Koalisyon sözleşmesinde de yer alan mülteci alımının kolaylaştırılmasına konu olan kitlelerin hareketinin sebebi, Batı müdahaleleridir. Suriye, Afganistan, Irak gibi ülkelerdeki etnik çatışmaların kışkırtılması, işgaller, bölücü faaliyetler güncel göç hareketlerinin en önemli sebebidir.

MÜLTECİLERE YARDIM MI, MİLLÎ DEVLETLERİ HEDEF ALMAK MI?

Mülteci olarak gelen göçmenler, bulundukları devlete karşı faaliyetlere yöneltiliyor. Hatta olmayan etnik sorunlar yaratılıyor. Almanya’da son olarak Selahattin Demirtaş’ı destek açıklamaları eşliğinde “Çerkez” sorununun ortaya çıkarılması bu duruma bir örnektir. Almanya’daki Türk toplumu; dışlanma, ayrımcılık gibi yaptırımların ortadan kalkmasını istiyor.

Yasal düzenlemenin yanı sıra toplumda anlayış düzenlemelerinin olması önem taşıyor. Sözleşmede mültecilere insani yaklaşan Avrupalıların, sayısız mülteciyi botlarını patlatarak Ege Denizi’nin sularına iten Yunanistan’a ses çıkarmaması ikiyüzlülük değil midir? Mültecilik ve göç sorununa çözümler, millî devletlerin ekonomilerini geliştirmeleri ve bağımsızlıklarını güvence altına almalarıyla gerçekleşecektir.

Almanya göç politika