21 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erbil yönetimi PKK ile ne kadar yüzleşebiliyor?

PKK’nın bölgede oluşturduğu tehdidi doğru değerlendiremeyen Kuzey Irak yönetimi, PKK varlığını sonlandırmaya yönelik gerekli hamleleri yapmamış olması nedeniyle zor günler yaşıyor.

Erbil yönetimi PKK ile ne kadar yüzleşebiliyor?
A+ A-

PKK’nın peşmergeye saldırılarını artırdığı son günlerde Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, örgüte yönelik her geçen gün tonu daha da yükselen sert açıklamalar yapıyor. PKK’nın Kuzey Irak'taki saldırılarının asıl sebebinin, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde örgüte karşı yürüttüğü operasyonlardan kaynaklandığına dair söylem geliştiriliyor. Kuzey Irak'ta işgal ettiği yaklaşık 800 köyün yeniden yapılandırılmasını engelleyen, peşmerge, polis, memur ve sivillere yönelik öldürme ve kaçırma eylemlerinde bulunan, Sincar'daki varlığını konsolide etmeye çalışan, hükümet karşıtı protestoları kışkırtan ve enerji hatlarına sabotajlarıyla bölge ekonomisini yıpratmaya çalışan PKK’nın, Irak Kürtlerine yönelik çok yönlü eylemleri hatırlandığında, PKK’nın Kuzey Irak'taki eylemlerini Türkiye’nin operasyonlarına bağlamak, esasında Kuzey Irak'ın yıllardır göz yumduğu kendi PKK sorunuyla yüzleşmekten kaçınmasının bir yolu. Bu görmezden gelme hali, bölgede uzun yıllar sürebilecek bir istikrarsızlığa neden olabileceği gibi kalıcı dış müdahalelere de kapı aralayabilir.

ERBİL'İN PKK SORUNU

Kuzey Irak'ta özellikle Barzani ailesince yönetilen Erbil merkezli KDP ile PKK arasındaki tarihsel olarak kısa süreli konjonktürel temaslar haricinde gerginlik ve çatışma yüklü ilişkilerin arka planına bakıldığında; PKK’nın Kürtlerin olduğu her coğrafyada kendisi dışındaki yapıları tanımayarak mutlak hegemonya ve liderlik arayışını Kuzey Irak'ta da uygulamaya çalıştığı gözlemleniyor. Öte yandan örgüt, ABD’nin 2003 Irak işgali sonrası 2005 Irak Anayasası’nda yasal statü kazanan Erbil'in görece kazanımlarını, komşu ülkelere terör eylemleri düzenlediği üsleri ve eleman tedariki için tehdit olarak görüyor. Yine Kuzey Irak yönetiminin egemenliğini yıpratarak buralarda alternatif bir aktör olması ve Suriye’nin kuzeyindeki kanton projelerini Irak’ın kuzeyine taşımaya çalışması da PKK’nın temel hedefleri arasında.

2013’te duyurduğu “Siyasi Tutum Belgesi”nde Kuzey Irak'ta alternatif aktör olmayı amaçlayan, KDP lideri Mesut Barzani’yi geçmişte “diktatör” olmakla ve KDP’yi de “IŞİD'le işbirliği yapmakla” suçlayan PKK, terör örgütü IŞİD'in Ağustos 2014’te Musul’un Sincar ilçesine saldırısı sonrası “Peşmerge güçlerinin Ezidileri IŞİD saldırısı karşısında yalnız bıraktığı” söylemiyle bölgeye yerleşti. Suriye’nin kuzeyinde sözde kantonlar kuran PKK, Irak’ın kuzeyine de yaymak üzere “Sincar İnşa Meclisi” adlı yapısı üzerinden Ocak 2015’te bölgede “kanton” ilan etti.

PKK, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde YPG’ye verdiği silahlar üzerinden Irak’ın kuzeyinde Erbil yönetimine karşı terör eylemlerini artırdı. Nitekim Peşmerge Bakan Yardımcısı Serbest Lezgin, PKK/YPG’nin 15 Aralık 2020 gecesi Suriye sınırı üzerinden peşmerge güçlerine ağır silahlarla saldırdığını belirterek, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerinin IŞİD ile mücadele adı altında yıllardır örgüte silah ve çeşitli yardımlarda bulunduğunu söyledi. Lezgin’in bu açıklaması Erbil yönetiminin, ABD tarafından PKK’ya verilen silahların peşmergeye karşı kullanıldığına vurgu yapması açısından önem arz ediyor.

Öte yandan, Sincar'daki varlığını sonlandırma hedefiyle imzalanan 9 Ekim 2020 tarihli Bağdat-Erbil anlaşmasından rahatsız olan PKK, konuşlu bulunduğu Sincar’dan dikkatleri başka yöne çekmek ve anlaşmanın uygulanması konusunda baskı yapan Kuzey Irak'ta istikrarsızlık yaratmak için özellikle anlaşma sonrası Erbil yönetimine bağlı peşmerge, polis ve sivillere yönelik saldırılarını genişletti.

ERBİL NE YAPMALI?

PKK’nın Türkiye ve İran’a karşı Irak’ın kuzeyinden yıllardır düzenlediği saldırılarda üs olarak kullandığı bölgelerden uzaklaştırılmasını sağlayamayan Erbil yönetiminin, yine bu üsler ve işgal edilen köylerden yapılan saldırılarda birçok peşmergenin, polisin ve sivilin hayatını kaybetmeye başlamasıyla PKK ile sık sık çatıştığı ve örgütle uzun soluklu bir çatışmanın eşiğine geldiği görülüyor. Nitekim PKK, kontrolündeki bölgelere hizmet götürmek ya da örgütün etkinliğini kırmak için söz konusu bölgelere yaklaşan Kuzey Irak yetkilileri ve peşmergelerini hedef alıyor. İşgal ettiği alanları koruma-genişletmeye, kendi tabanını konsolide etmeye, buralardan komşu ülkelere saldırmaya çalışan PKK’nın, buna karşı çıkan Kuzey Irak'ı çok yönlü saldırılarıyla askeri, siyasi ve ekonomik olarak istikrarsızlaştırma arayışında olduğu gözlemleniyor. PKK’nın, Aralık 2020’de Süleymaniye’de hükümet karşıtı olarak başlayan ve KDP/Barzani ailesi karşıtlığına dönüşen protestoların alanını genişletmesinde ve şiddete bürünmesinde rol aldığı da iddia edilmişti. Yine PKK’nın, 2020’nin sonunda petrol boru hattına yaptığı saldırının yaklaşık 100 milyon dolara mal olduğu açıklanmıştı.

PKK’nın bölgede Irak Kürtleri için yıllardır oluşturduğu tehdidi doğru değerlendiremeyen Kuzey Irak yönetiminin, bölgedeki PKK varlığını sonlandırmaya yönelik geçmişte gerekli hamleleri yapmamış olması nedeniyle örgütün işgal ettiği alanlarda Erbil yönetimine karşı hak iddia eder pozisyona geldiği görülüyor. Özellikle de PKK artık Suriye’nin kuzeyinde edindiği gelişmiş askeri ekipmanları nedeniyle de peşmerge açısından daha büyük bir sorun haline geldi.

Öte yandan, PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki varlığı ve terör eylemlerinin yanı sıra örgüte karşı Türkiye ve İran’ın uluslararası hukuktan kaynaklanan operasyonları nedeniyle bölgede mutlak egemenlik sağlayamayacağını fark eden Erbil'in, Türkiye’de eylem kabiliyeti sınırlanan ve Irak’ın kuzeyindeki operasyonlarda da ciddi kayıplar veren PKK’nın buralardan çıkartılması için en doğru zamanın geldiğini değerlendirdiği düşünülebilir. Bu nedenle PKK’nın işgali altındaki bölgelere peşmerge ve özel kuvvetlerini sevk eden Erbil'in önümüzdeki süreçte örgütle daha uzun soluklu çatışmalara gireceği ya da bundan kaçınmak için PKK’nın varlığı ve eylemlerine katlanma seçeneğini değerlendireceği söylenebilir.

PKK’nın tarihsel ve ideolojik olarak çatışma içerisinde olduğu ve hak iddia ettiği Kuzey Irak'ta onlarca peşmerge, polis, memur ve sivilin ölümüyle sonuçlanan saldırılarını Türkiye’nin bölgedeki geçici operasyonlarıyla ilişkilendirmek, örgütün uzun yıllardır Kuzey Irak'ta oluşturmaya çalıştığı düzeni ve varlığını yok saymaya, dolayısıyla da Kuzey Irak'ın kendi PKK sorununun çözümünü ertelemeye yol açabilir. Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki askeri varlığını PKK’nın buralarda bulunmasına bağlayan ancak bölgede hiçbir yabancı gücün bulunmaması gerektiğini dile getiren Kuzey Irak yetkililerinin, kendi PKK sorununun çözümü için hem Irak hem de Türkiye ve İran ile örgüte karşı daha sıkı işbirliği içerisine girmesi gerekir. Ayrıca, Erbil yönetimi PKK’nın, Kuzey Irak'ın güvenlik güçlerine ve sivillere yönelik eylemlerini terör faaliyeti olarak değerlendirip örgütün Irak’ta terör örgütü olarak kabul edilmesi için Irak Hükümeti ve Birleşmiş Milletler nezdinde de girişimler başlatarak örgüte baskı uygulama seçeneğini değerlendirebilir. Fakat başta KDP ve KYB olmak üzere Erbil ve Süleymaniye merkezli tüm siyasi partiler PKK’ya karşı ortak hareket etmediği ve Kuzey Irak kendi PKK sorunuyla yeterince yüzleşmediği takdirde Erbil yönetiminin egemenlik söylemi ve peşmergenin halk nezdindeki güvenilirliği zarar görebilir. Ayrıca bu sorunla yüzleşilmemesi halinde PKK’nın bölgedeki istikrarsızlaştırıcı eylemleri sürebilir ve komşu ülkelerin iç güvenliklerini sağlamak üzere PKK’ya karşı operasyonları nedeniyle bölgeye dış müdahaleler kalıcı bir hal alabilir.

İSTANBUL - AA

PKK Erbil