19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kritik faiz toplantısından erteleme kararı çıkmıştı! Ertelemenin sebeplerine dair çarpıcı yorumlar...

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın 19 Haziran Pazartesi günü, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) üyesi bankalarla gerçekleştirmesi beklenen toplantının 23 Haziran Cuma gününe ertelendiğini bildirdi. İşte ertelenme sebebine ilişkin konuşulanlar...

Faiz kararı ne olacak? Kritik toplantı ertelenmişti! Ertelenme sebebi faiz artırımı mı?
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın 19 Haziran Pazartesi günü, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) üyesi bankalarla gerçekleştirmesi beklenen toplantının 23 Haziran Cuma gününe ertelendiğini bildirdi.

TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın, TBB üyesi bankalarla bir araya gelerek piyasanın yeni ekonomi yönetimine ve izlenecek politikalara ilişkin beklentilerini dinlemesi bekleniyordu. Söz konusu toplantı 23 Haziran Cuma gününe ertelendi.

Hafize Gaye Erkan

Bankaların Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile toplantıda dile getirdikleri sorunların teknik boyutlarıyla ilgili olarak yapılacak görüşme, böylece Perşembe günkü Para Politikası Kurulu toplantısının sonrasına kalmış oldu.

PARA POLİTİKASI KURULU NEDİR?

Para Politikası Kurulu (PPK); enflasyon hedeflemesi rejimi çerçevesinde, para politikası kararlarının alındığı organdır. PPK; Başkan (Guvernör), Başkan Yardımcıları, Banka Meclisi üyeleri arasından seçilecek bir üye ve Başkanın önerisi üzerine müşterek kararla atanacak diğer bir üyeden oluşur. Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı veya Bakanın belirleyeceği bir birim amiri toplantılara oy hakkı olmaksızın katılabilir.

Para Politikası Kurulu’nda alınan kararlar öncesinde, Bankanın ilgili birimleri; enflasyon, ödemeler dengesi, ekonomik faaliyet, kamu maliyesi ve uluslararası gelişmeler hakkında detaylı bir şekilde PPK’yı bilgilendirir. PPK, üyelerin en az üçte ikisinin katılımıyla toplanır ve mevcut üyelerin çoğunluğu ile karar verir. Oyların eşitliği hâlinde, Başkan'ın yer aldığı tarafın teklifi kabul edilmiş sayılır.

PPK, Merkez Bankasının uygulayacağı para politikası ilke ve stratejilerini belirler ve Hükûmetle birlikte enflasyon hedefini tespit eder. Bunun yanında, Türk lirasının iç ve dış değerini korumak için alınacak tedbirler de PPK’nın görevleri arasındadır.

PPK açıklamaları, para politikasının temel iletişim araçlarından biridir.

PPK, önceden açıklanan bir takvim çerçevesinde toplanır. Toplantının hemen ardından, PPK kararı, kısa gerekçesi ile birlikte Merkez Bankası web sitesinde açıklanır. PPK’nın ayrıntılı değerlendirmelerini içeren toplantı özeti ise; toplantıyı takip eden 5 iş günü içinde, yine internet sitesinde yayınlanır.

PPK, faiz kararını alırken Merkez Bankası Kanunu’nda belirtildiği gibi fiyat istikrarını sağlamayı amaçlar. Bu nedenle PPK, geniş bir veri skalasını dikkate almakta; orta vadeli bir bakış açısıyla, gelecek dönemin enflasyon görünümüne odaklanmaktadır.

KRİTİK TOPLANTI ÖNCESİNDE "FAİZ" DETAYI

Hürriyet Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi kritik toplantı öncesinde "faiz" konusunda bir düzenleme yapılacağı iddia etti. Selvi'nin Hürriyet'te yayınlanan köşe yazısında şu ifadelere yer aldı:

"Bu süreç başladı zaten. Dolardaki yükseliş piyasa kuralları çerçevesinde seyrediyor. Ekonomide rasyonel zemine dönüş başladı. Önümüzdeki hafta yeni ekonomi yönetiminin test edilecek bir faiz kararı var. Perşembe günü Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu toplanacak. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkal ilk kez Para Politikası Kurulu toplantısına başkanlık edecek. Piyasalarda uçuk kaçık şeyler konuşuluyor. Kimi bir anda faizleri yüzde 8 seviyesinden yüzde 20’lere çıkarıyor, kimi 25’leri konuşuyor. Bu doğru bir yaklaşım değil. Yeni yönetimin inandırıcılığını yok etmek için yapılan bir manipülasyon."

"ARTIŞ BEKLENİYOR"

"Perşembe günü faiz artırımı bekliyorum" açıklamasında bulunan Selvi, "ayrıca hem bu ay hem de önümüzdeki ay ciddi bir faiz artırımı yapılması gerektiğine inanıyorum. Ama bir anda yüzde 20’leri, yüzde 25’leri öngörmüyorum" dedi.

"PİYASALARA MESAJ"

Faiz artırımı kararı alınacağını iddia eden Selvi, bu kararın piyasalara bir mesaj olacağını öne sürdü. Selvi, "Mehmet Şimşek’in zaman ve sabır telkin etmesinden ve yumuşak geçişten bunu anlıyorum. Perşembe günü ciddi oranda bir faiz artışı olacak. Böylece ulusal ve uluslararası piyasalara, reel ekonominin gereği neyse o yapılıyor mesajı verilecek. Ama piyasalara bir şok yaşatılmayacak diye düşünüyorum." dedi.

TOPKURULU: "ERTELEME MANİDAR"

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi Siyasetleri Bürosu Başkanı Hakan Topkurulu'da erteleme kararına ilişkin sosyal medyada yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Merkez bankası toplantısı perşembeden cumaya ertelendi. Bu erteleme manidar. Devamı 9 gün tatil. Faizde yıkıcı artış kararı alınmış olabilir."

AYDINLIK GAZETESİ YAZARI ERÇİN: "ŞAHAP KAVCIOĞLU FAİZ ARTTIRMAYI BİLMİYOR MUYDU?"

Recep Erçin - ŞAHAP KAVCIOĞLU, FAİZ ARTTIRMAYI BİLMİYOR MUYDU?

Seçimlerin ardından belirlenen ekonomi yönetiminden beklentiler yüksek. Öncelikle Türkiye'nin ağır ağır yuvarlandığı ödemeler dengesi krizi tehlikesinin önlenmesi gerekecek. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Nureddin Nebati'den görevi devralırken “Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır." ifadelerini kullandı. Bu sözler üzerine Şimşek'in kendinden önceki dönemi üstü kapalı olarak sert bir dille eleştirdiği yorumları yapıldı. Malum futbol kulüplerinde ve önceki koalisyon hükümetleri döneminde “enkaz devraldık” çıkışı meşhurdur. Bu söylemi kullandığınızda yapacağınız her şey mübahtır. Oysa şubat ayında ülkemizin 12 ilini vuran Kahramanmaraş merkezli depremlerin 100 milyar doları aşan faturası gerçekten de ekonomide bir enkaza neden olabilirdi. Enflasyon karşısında ücretleri baskılamak yerine, EYT başta olmak üzere ücretlilere yönelik yapılan düzenlemelerin maliyetlerinin de bütçede delik açtığını unutmamak lazım. Hazine ve Maliyesi'nden Merkez Bankası'na ekonomi yönetiminin, bu büyük hasar ve giderlere rağmen Erdoğan'a seçim kaybettirmeyecek adımlarla süreci bugüne getirdiğini öncelikle not edelim. Buraya döneceğiz.

FAİZ SİLAHI ALINMASAYDI

Aydınlık'ta yayımlanan haberlerimizde halihazırda zaten seçimlerden sonra bazı politikalarda normalleşme yaşanacağını bankacılık sektörü kaynaklarımız ve bizzat dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nebati'nin açıklamalarına atıfla sizlere aktardık. Şu haliyle salt Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetiminin başına geçmesi yüzünden normalleşme yaşanacağını beklemek saflık. Önceki yönetimin seçimler yapılana kadar durumu kotarmak için elindeki bütün enstrümanları kullandığını geçen süreçte gördük. Hafta sonu kaleme aldığımız haberde döviz fiyatını tutmak ve ekonominin motorunu durdurmamak için nette 20 milyar dolardan fazla brüt rezerv yakıldığını sizlere aktardık. En zor süreci, üstelik elinde bir para politikası yapıcısının en kuvvetli silahı faiz olmadan yürüten bir Merkez Bankası yönetimi varken, şimdi birileri kalkıp Merkez Bankası'na Amerika'dan başkan ithal etmeye kalkıyor, hayretle izliyoruz doğrusu.

EKONOMİ SOĞUTULACAK MI?

Dün Borsa Gündem adlı haber sitesinde Mehmet Şimşek'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir "Ekonomi Eylem Planı" sunduğu öne sürüldü. Site bu eylem planını da kamuoyu ile paylaştı. Hazine ve Maliye Bakanı nezdindeki kaynaklarımıza sorduğumuzda konudan haberdar olmadıklarını ifade ettiler. Yani planın doğruluğu tartışmalı.

Ancak plana baktığımızda para politikasından eğitime, sanayiden dış ticarete kadar birçok konu başlığı var. Eğer doğru ise cari açığı kapatmak için ithal ikameci politikalardan söz ediliyor. Mevcut ekonomi yönetimi de zaten ithal ikamesini özendirmek için bir dizi politika setini uygulamaya koymuş, ithalata alışmış iş dünyamızın bu pek hoşuna gitmemişti. Cari açığı kapatmak için ekonominin soğutulması da öngörülüyor. Bunu yapmak için Şimşek'i göreve çağırmak yerine mevcut Merkez Bankası Yönetimine faiz artırın, kredileri kesin denilebilirdi. Yine Şimşek tarafından Cumhurbaşkanı'na sunulduğu iddia edilen çalışmada açıkçası faiz artırmak ve parasal sıkılaşma yoluyla ekonomiyi soğutarak cari dengeyi düzeltmek dışında mevcut yönetimin halihazırda uygulamadığı tek bir unsur göremedik. Bir de kredilerin katma değerli yatırımlara yönlendirilmesi var ki o zaten mevcutta uygulanan selektif kredi politikasından başka bir şey değil.

FAİZİ KEYFİNE Mİ İNDİRDİ?

Seçimler öncesi dolar fiyatı 20 TL'nin altında tutuldu. Bu sayede vatandaşın algısı da yönetildi. Kredi kanalları son haftalara kadar açık tutuldu. Buna rağmen iş dünyasının “finansman bulamıyoruz” şikayetleri bitmedi. Buraya döneceğiz dedik ya oraya dönelim. Berat Albayrak görevden ayrılıp Lütfi Elvan ve Naci Ağbal gelince, Ağbal faizi yüzde 19'a çekmişti. Bunun Külliye'de pek hoş karşılanmadığı biliniyor ki aylar sonra bir gece yarısı görevden alındı. Sonra Şahap Kavcıoğlu, Merkez Bankası Başkanı oldu. Faiz indirmeye başladı. O dönem enflasyon beklentileri yüksek iken faiz indirmenin sakıncalı olduğunu, fiyatlama davranışlarını bozacağını hem Aydınlık sayfalarında, hem Ulusal Kanal'da katıldığımız programlar da hem de Twitter'daki iletilerimizde vurguladık. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “enflasyonun nedeni faizdir” diskurundan hareketle göreve getirdiği Başkan Kavcıoğlu bu yolu tercih ederek, beklentileri yönetmeye çalıştı. Kur patlayınca Bakan Nebati'nin de dahil olduğu ekip KKM'yi hayata geçirdi. Böylece mevduatlarda liralaşma sağlandı. Ancak dolarize ülkemiz dolar kafalı olmaktan vazgeçmedi.

ASLINDA OLAN NEYDİ?

Dr. Cevdet Akçay, Ekonomik Araştırmalar Forumu'nun bu yılbaşında düzenlediği oturumda politikalar iyi niyetli olsa da ekonomik aktörler nezdinde ortaya çıkan ahlaki rizikoya işaret ederek, neden düşük faiz politikasının işlemediğini anlatmıştı. Geçenlerde ekonomi yazarı Uğur Gürses ile sohbet ederken o anımsattı. Daha önce Berat Albayrak'ın politikalarını Külliye'ye şikayet eden bizim iş insanları Naci Ağbal faizi yüzde 19'a çekince yine Külliye'nin yolunu tutmuşlardı. “Krediler çok pahalı” diye seslenen iş dünyasının sesi duyulmazdan gelinmedi elbette. Sonra düşük faiz politikasına geçildi ama ahlaksız piyasamız onu da kendi çıkarı için kullandıktan sonra artık yeter demeye başladı. Bir de tabi Merkez Bankası ile ilgili akla hayale sığmayacak bir ton bilgibozumunun sosyal medyada eski merkez bankası başkanlarınca dahi yayıldığını hatırlatalım. Faiz silahı bizzat Külliye tarafından elinden alınan Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı bu ortamda bir yanda enflasyonist etki yaratmasın diye dövizi tutarken ihracatçıdan kur tokadı yedi, öteki yanda vatandaşın alım gücü düşmesin ve depremzedeler sahipsiz kalmasın derken bütçe delindi, bir başka tarafta zaten kısıtlı kaynakları selektif kredilendirme ile ithal ikameci katma değerli yatırımlara yönlendireyim derken işletmesini kamunun sağladığı ucuz finansman ile yüzdürmeye alışmış basiretsiz iş dünyasının hışmına uğradı.

Yani düşük faiz politikası sürdürülürken birçok cephede savaş verildi ama buna rağmen bir şekilde işler kotarılarak yol kazası olmadan seçimleri Erdoğan'ın kazanması sağlandı. Ancak iş bir ödemeler dengesi krizi riskine erişince belli politikalardan geri adım atılması zorunluluğu doğru. Tam da bu noktada piyasa uygulanacak politikaları satın alsın diye bütün başarılarına rağmen birileri kurban edilerek birileri kurtarıcı olarak getirildi.

İşte Bakan Mehmet Şimşek'in “Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır." sözünün özü bence budur.

Geçen dönemde bu faiz konusunu hem Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile hem de önceki dönem Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile bizzat konuşmuş bir gazeteci olarak şu iki hususu da dikkatinize sunmak isterim: Evvela millet ne Londra'ya ne Washington'a oy veriyor. Yüzde 52 Ankara'ya oy verdi. Milletin iradesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan da faiz konusunda “Nas var” diyerek tavrını koydu. O noktadan sonra aşağıdakiler ekonomiye yol kazası yaptırmadan buna uygun politika seti geliştirerek bugüne kadar işleri getirmeyi başardılar. Yani faiz konusunda Erdoğan ile aynı görüşte olmayan çok kişi olabilir ama millet iradeyi ona verdi. Atanmışlar değil seçilmişler ülkeyi yönetiyor. Bu birinci husus.

O SUNUM UNUTULMASIN

İkinci husus şudur: Gelişmiş ekonomilerde enflasyon yüzde 0 ile 2 iken Türkiye'de yüzde 8-10'lardaydı. Onlarda enflasyon 5-7 katına çıkınca bizde de o kadar çıkıverdi. Bu ortamda faiz artırmak seçeneği kullanılsaydı ekonomi derin bir durgunluk ve işsizlikle seçimlere giderdi ve tencere kaynamadığı için iktidar kaybedebilirdi. Bunun yerine ödemeler dengesi tarafında tahribat uğruna istihdam öncelendi. Ekonomide iyi-kötü yoktur tercihler vardır. Seçimden sonra tercihler bir miktar değişmiş görünüyor ancak geçen dönemin kazanımları ve bilhassa Başkan Şahap Kavcıoğlu, Para Politikası Kurulu Üyeleri Murat Çetinkaya, Emrah Şener'in üstün çabaları ve son enflasyon raporunda yer alan milli projelerin ülkenin cari dengesine yapacağı katkıya ilişkin sunum unutulmasın. Bir de ekonomiye dair her türlü eleştiride esprili söylemleriyle şimşekleri üzerine çekerek Erdoğan'ın doğrudan hedef alınmasını önleyen Nureddin Nebati.

Türkiye'nin çıkış yolu batık bankalardan ithal edilen vitrin finans yöneticilerinde değil ülke ekonomisinin dinamiklerini bilen milli duruşu olan kadrolardadır.

FAİZ ARTIŞI PİYASALARI NASIL ETKİLER? FAİZ ARTIŞININ SONUÇLARI NELERDİR?

TCMB BAŞKANI HAFİZE GAYE ERKAN KİMDİR?

Hafize Gaye Erkan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın Merkez Bankası Başkanı oldu. Bu gelişme ile beraber Hafize Gaye Erkan'ın hayatı ve kariyeri ile ilgili araştırmalar da artış gösterdi. Öyle ki, "Hafize Gaye Erkan kimdir, kaç yaşında ve aslen nereli?" sorusu, son günlerin Google üzerinde en çok merak edilenleri arasında öne çıkıyor.

Hafize Gaye Erkan, 1982 yılında İstanbul'da Elazığlı makine mühendisi bir baba ve matematik öğretmeni bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi.

Kritik faiz toplantısından erteleme kararı çıkmıştı! Ertelemenin sebeplerine dair çarpıcı yorumlar... - Resim : 4

Hafize Gaye Erkan, İstanbul Erkek Lisesi'nden mezun olmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü 2001'de tamamladı.

Eğitimine ABD'de devam eden Erkan, 2005'te Princeton Üniversitesi'nde yöneylem araştırması ve finans mühendisliği alanında doktora derecesi aldı. Erkan, Harvard Business School'da yönetim bilimleri ve Stanford Üniversitesi'nde liderlik üzerine iki eğitim programını da tamamladı.

Kritik faiz toplantısından erteleme kararı çıkmıştı! Ertelemenin sebeplerine dair çarpıcı yorumlar... - Resim : 5

Kariyerine 2005 yılında Goldman Sachs'ta başlayan Erkan, burada görev yaptığı 9 yıl boyunca ABD'deki büyük bankalar ile sigorta şirketlerinin yönetim kurulları ve üst düzey yönetim ekiplerine bilanço yönetimi, stres testi ve sermaye planlaması, risk yönetimi, birleşme ve satın alma konularında danışmanlık hizmeti verdi.

First Republic Bank'ta 2014 yılında çalışmaya başlayan Hafize Gaye Erkan, burada çalıştığı yaklaşık 8 yıl süresince eş icra kurulu başkanı (Co-CEO), başkan, yönetim kurulu üyesi, yatırım direktörü, mevduat direktörü ve risk eş direktörü olarak görev yaptı.

Merkezi ABD'de bulunan mücevher şirketi Tiffany & Co'da 2 yıl yönetim kurulu üyesi olan Erkan, 2022'de, Fortune 500'de yer alan küresel finans danışmanlığı şirketi Marsh McLennan'ın yönetim kuruluna katıldı.

San Francisco Business Times'ın 2018'deki araştırmasına göre, Amerika'nın en büyük 100 bankasında başkan veya CEO unvanına sahip 40 yaşın altındaki tek kadın olan Erkan, aynı yıl San Francisco Business Times'ın "40 Yaş Altı 40 Listesi" ile Crain New York Business'ın "40 Yaş Altı 40 Listesi"nde yer aldı.

Erkan, 2019 yılında da Crain's'in "Bankacılık ve Finans Sektöründe Önemli Kadınlar Listesi" ile American Banker'ın "İzlenmesi Gereken Kadınlar Listesi"ne girdi.

Bankacılık, yatırım, risk yönetimi, teknoloji ve dijital inovasyon konularında uzmanlığa sahip olan Erkan, Princeton Üniversitesi Yöneylem Araştırması ve Finansal Mühendislik Bölümü Danışma Konseyi'nde de görev yaptı.

Kritik faiz toplantısından erteleme kararı çıkmıştı! Ertelemenin sebeplerine dair çarpıcı yorumlar... - Resim : 6

Hafize Gaye Erkan, 9 Haziran 2023 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan kararla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na (TCMB) atandı. Söz konusu atama ile Hafize Gaye Erkan, TCMB'nin ilk kadın başkanı oldu.

TCMB Faiz Mehmet Şimşek ekonomi Merkez Bankası Hafize Gaye Kaya Bankalar Birliği türkiye cumhuriyeti merkez bankası Para Politikası Kurulu