21 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Haydi GÖREV'e: Umut var, sen de var mısın?

Görev Vakfının, Cumhuriyet'in yeni yüzyılında anlam kazanan Aydınlık ve Ulusal Kanal için düzenlediği bağış kampanyası başladı. Hedef yayın organlarına yatırım yaparak her öncüye, her üreticiye çözümü ulaştırmak. Kampanya Ulusal Kanal'dan özel bir yayınla ilan edildi, ilgi büyüktü.

Haydi GÖREV'e: Umut var, sen de var mısın
A+ A-

Görev Vakfı, "Umut Var Sen de Var mısın?" çağrısıyla Cumhuriyet'in yeni yüzyılına özel bir medya atılımı kampanyası başlattı. Ulusal Kanal ekranlarında pazartesi akşamı yayınlanan özel yayında, Görev Vakfının başlattığı kampanyanın ayrıntıları ve hedefleri anlatıldı. Daha güçlü, daha kaliteli, daha yayın bir Aydınlık ve Ulusal Kanal için bir bağış kampanyasının başladığı duyuruldu. Kampanyada hem nakdi bağışlar hem de gayrimenkul bağışların yapılmasının, yeni yüzyılın ilk hedefi Üretim Devrimi açısından önemi vurgulandı. Kampanyaya ilgili, ilk dakikalardan itibaren çok yoğun oldu. Telefonlarına sarılan izleyiciler bağışlarını seve seve yaptıklarını bildirdiler.

"Umut var, sen de var mısın?" başlıklı özel yayına, Görev Vakfı Başkanı Erkan Önsel, USMER Başkanı Şule Perinçek, Aydınlık Gazetesi GYY. İlker Yücel, Ulusal Kanal GYY. Beyhan Korkman, TGB Genel Başkanı Kayahan Çetin, Vatan Partisi Genel Başkan Yrd. Çağdaş Cengiz ve Vatan Partisi Bursa İl Başkanı Dilek Çınar katıldı.

MİLLETİN MİLLİ VE DEVRİMCİ SEÇENEĞİNİ YARATMAK

Programda bağış kampanyasının detaylarını anlatan Görev Vakfı Başkanı Erkan Önsel, devrimci ve milli bir iktidar yolunda mesafe katetmek için başlatılan kampanyanın tarihi önemde olduğunu ifade etti. Önsel şöyle konuştu: "Öncülerin umut bayrağını taşıyoruz. Umut bayrağını göndere çıkarana kadar... 'Göndere çıkarmak' ne demektir? Siyasal iktidara gelene kadar yürütecekleri büyük ve zorlu bir mücadeledeyiz. Görev Vakfı olarak toplandık ve bir karar aldık. Bugün Türkiye'nin çözümünü anlatmak, çıkış yolunu göstermekten daha önemli bir şey yoktur. Biz bir siyasal parti değiliz kuşkusuz ama milletin millici devrimci sesini, siyasal iktidara taşımak görevimiz var. Medya olarak, Görev Vakfı bünyesinde Ulusal Kanal'ımız ve Aydınlık'ımız var. Çözüm yolunu, çıkışı milletimize göstermek ve çözümü yaratacak olan kuvvetleri iktidara getirmek amacıyla bizler neler yapmalıyız? Soru bu... Bugün türkiye'nin üretim devrimi programı diye ifade ettiğimiz ve yegane çıkışı olan bu programın etrafında birleşmek ve bunu siyasal iktidarını kurmak, bunun için her şeyimizle ortaya çıkıyoruz. Malımızdan, mülkümüzde, canımızla... O bakımdan demin girerken Yunusça konuştuk."

Karamsarlığın milleti esir almasına izin vermeyeceklerini kaydeden Önsel, milli ve devrimci medya olarak atılım yaparak bunu başaracaklarını söyledi. Şöyle devam etti: "Bugün iktidarıyla ve muhalefetiyle Türkiye'nin içinde dur düştüğü duruma karşı 2 tavır gelişiyor. Bir tanesi ondan da bir şey olmaz. Bundan da bir şey olmaz diyerek hareket edenler... büyük bir karamsarlık içerisindeler. Özellikle muhalefetin peşinde takılmaya çalışanlar var. Bir de bizim gibi öncülerle devrimci bir muhalefet yaratanlar ve bunu siyasal iktidara taşımaya çalışan bir kuvvet var. Ben aynı zamanda Vatan Partisi'nin Merkez Yürütme Kurulu üyesiyim, bu görevim var. Bizim genel merkezimiz dolup taşıyor. Bakın iki gündür maden işçileri, baretliler genel merkezden çıkmıyorlar. Van'dan öncüler gelip partiye katılıyor. Bu nedenle bizim ihtiyaçlarımız da büyüyor. Eskiden olduğu gibi yaptığımız bütçelerle bu işi daha ileriye götüremeyiz. Şimdi daha büyük bütçelere daha büyük yatırımlara, daha esaslı araçlara ihtiyacımız var."

AYDINLIK TÜRKİYE'DEKİ TÜM BAYİLERE ULAŞACAK, ULUSAL HER EVE GİRECEK

Önsel, Ulusal Kanal ve Aydınlık olarak bugüne kadar büyük işler başardıklarını ancak hedeflerin günün ihtiyaçlarına göre artarak güncellediğini şu sözlerle anlattı: "Bakın geçmişte söyledik, soba borusundan uzaya çıktık. Çıktık mı? Çıktık. Ve dedik ki önümüze koyduğumuz bütün kampanyalarda başarılı olduk. Bunda da kesin olarak olacağız. Şimdi önümüzde Ulusal Kanal'ımızı ve Aydınlık'ımızı bu yeni döneme daha esaslı bir şekilde hazırlamak için onlara gerekli olan araçları ve gereçleri bulmamız lazım. Yani Şamı'ndan Tahran'ına, Moskova'sına, Çin'den Beyrut'una kadar bütün dünyada Ulusal Kanal'ın sesini güçlendirmek... İçeride de milletimizin sesini daha gür hale getirmek, işçilerin, emekçilerin, zanaatkarların, milli sanayicilerin sesini... Çünkü millet olarak büyük bir zorluk içerisindeyiz. Bütün bunları, Türkiye'nin gündemine getirerek o büyük kuvveti yaratmak için atılım yapacağız. Umudun bayrağını taşıyacağız, onu yükselteceğiz. Geçmişte olduğundan çok daha farklı, çok daha ileri mevzilere taşıyarak... Her eve girerek. Aydınlık'ın Türkiye'deki bütün bayilere ulaşmasını sağlayarak... Dış politikadaki sesimizi bütün dünyaya daha esaslı bir şekilde duyurarak...Vira bismillah siyerek bu kampanyamızı başlatıyoruz."

'VERİRİZ CEBİMİZDEKİLERİ HAFİFLERİZ, GÜZELLEŞİRİZ'

Önsel'in ardından sözlerine başlayan USMER Başkanı Şule Perinçek konuşmasında dün sabah saatlerinde İçişleri Bakanlığı'nın önünde gerçekleşen terör saldırısına değindi. Perinçek, "Zor ve çetin günler dedik. Patlamayla karşı taraf ne diyor, bize ne nasıl bir mesaj veriyor? Diyor ki, hizaya girin, bakın hizadan çıkıyorsunuz, çıktınız yeniden hizaya girin. Yoksa ben de sizi ben de size alnınızdan vururum diyor. İşte bu ciddiyette bir üretici. Üretim devrimi diyoruz. Başımızı dik tutmak için ama bir güvenlik meselemiz var. Bağımsızlık meselemiz var, acil bir durumumuz var. Buna çözüm bulmak zorundayız. Bu sadece sıradan bir Türkiye'yi daha ileriye taşıyalım, insanlarımızın refahını arttıralım diye değil. Evet arttıracağız. Daha bugün gelen madencilerimizle, işçilerimizle. Van'dan gelen pazarcılarımızla, esnafımızla, iş adamımızla, müteahhitimizle birlikte daha ileriye taşıyacağız ama Türkiye'yi sağlam bir zemin üstüne oturtmak zorundayız. Bu çok daha acil bir durum onun için. Cebimizdekinin hiçbir önemi yok. Bize niye görev düşüyor? Niye biz bu kadar omuzumuza yüklendik? Bu 2 tane yayın organı diyoruz. Daha da çoğaltabiliriz. Çünkü bakıyorsunuz muhalefet dediğiniz şey, Biden'cı tayfa bak diyor ki, muhalefet özgürlük istiyor, FETÖ'ye özgürlük istiyor. PKK'ya Anayasa Mahkemesi kapatmaya elini vermiyor. Bir öyle bir böyle iktidar. O zaman biz bunları hizaya sokacak yayınlar yapacağız. Milletimizin sesi olacağız. Burada milletimizin sesini daha yükseğe daha yükseğe taşıyacağız ki o Hizaya gir diyen karşımızdaki güçler esas o zaman hizaya girecekler. Biz onları hizaya sokacak yayınlar yapmak üzere milletimizden, milletimizden yetki istiyoruz. Sesimizi daha güzelleştirelim diye. Ben size söyleyeyim. Ben aşağı yukarı 50 yıldır örgütlü mücadelenin içindeyim. Ailecek biz hepimiz öyleyiz diyelim. Çocuklarımız karşımda da başka bir çocuğum duruyor. TGB'li çocuğum oturuyor. Kayahan Çetin arkadaşım, TGB Genel Başkanı hep beraber onlar da öyle. Ellerindeki ceplerindeki ne varsa veriyorlar. Hafifliyorlar, güzelleşiyorlar verdikçe güzelleşiyorlar. Biz milletimize güzelliğe çağırıyoruz. Parmaklarının ucu kadar onlara yakınız. Hemen ellerinizde telefon var, ben bile onu kullanıyorum. Çok rahatlıkla çok basit bir işlemle hemen göndermeye başlanabilir. Bir an önce göreve başlamak üzere daha iyi, daha güzel görevlere taşımak üzere yetki istiyoruz.

'TEKNİK İMKANLARIMIZI GENİŞLETMELİYİZ'

Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Beyhan Korkman, Ulusal Kanal'ın diğer kanallarla rekabette öne çıkması için teknik imkanlarını daha çok genişletmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Korkman konuşmasına şöyle devam etti:

Bu atılımla birlikte yapacaklarımızı da aynı zamanda söylemiş olayım. Birincisi özellikle 2-3 aydır görüyoruz. İzleyicilerimiz sürekli taleplerini de dile getiriyorlar. Ekran kalitemiz güzelleşsin. Bu atılımla birlikte biz HD yayına tam anlamıyla geçeceğiz. Bunun müjdesini vereyim. Net ekranımız olacak. Piksel piksel görüntülerimiz olmayacak. İzleyicilerimizin sürekli bu yönde talepleri var. Ekran kalitesi artması şu açıdan önemli, izleyici sayısı yani bu umudu, ortamı alacak kişilerin sayısı artacak. Ekran kalitesi artarsa bizim gelirlerimiz artacak. Reklam gelirlerimizi de artacak. Bir diğeri şu anda gördüğünüz ekran neden bu ekran daha büyük olmasın? Bakın buraya kadar gitmesinin orada başka bir ekranımız olmasın. Siz diyelim Skype'tan aldınız konukları buradan karşınıza almayız, yani izleyicimize neden daha keyifli bir yayın izler. Buraya büyük bir ekran getireceğiz, koyacağız buraya stüdyomuza daha modern, daha çağdaş, daha göze hitap eden şık stüdyo masaları alacağız. Daha çok haberimiz olacak. Daha çok özel haberimiz olacak ve bunun için kamera lazım. Bunun için kadro sayısının, personel sayısının artması lazım. Sağ olsun buradaki bütün arkadaşlarımız 3 kişilik işi bir kişi yapıyor ama daha fazla yapacak iş var. Biz daha çok daha çok soruna parmak basmak istiyoruz. Daha çok yere gitmek istiyoruz. Bu yüzden de bu kameranın artması lazım. Sonuçta biz ekran için bu işi yapıyoruz. Bir diğeri işte. İzleyicilerimiz rast geliyorlar. Canlı yayın oluyor, kesiliyor, donuyor, aksıyor. Canlı yayın aracımız olsa bunların hiçbiri olmayacak. Çok güzel, donmadan, saatlerce yayınlar yapabiliriz. Nerede sorun var, gideriz oraya kamp kurarız, aracınızı koyarız, saatlerce oradan yayın yapabiliriz. İnternetimiz var mı yok mu dertleriyle uğraşmadan. Neden büyük kitlesel halk hareketlerini daha görkemli gösterecek uçan bir kameramız olmasın?

Korkman yeni yayın döneminde yeni programların izleyicilerle buluşacağını da açıkladı: “Karikatür programımız var. Cumartesi yayınlanacak. Emek Dünyası programımızı yeniden hayata geçirdik. Ekonomiye ağırlık verdik… Yalancının Mumu da ekrana dönüyor.”

CANLI YAYINDAKİ SORUN İHTİYACI GÖSTERDİ

Ulusal Kanal özel yayını sürerken ses sorunu yaşandı. Aydınlık gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel, ses sorununa dikkat çekti. Yücel kampanyanın önemine, “İşte bütün mesele bu, sesimizin görüntümüzün daha net ulaşmasını istiyoruz.” diyerek vurgu yaptı:

“Bizim de HD olmamız lazım. Milletin görüntüsü, sesinin berrak çıkması için… Tarihte şöyle bir olay yok, bütün millet aynı anda açlıktan ölmüyor. Milletler bir karar veriyor ve kararla yürüyor. Bu coğrafyada vermeden kazanmak yok. Kim veriyor öncüler, fedakâr olanlar! Ulusal Kanal da bu şekilde kuruldu. Biz ne yapıyorsak imece ile yapıyoruz. Biz milletimizden istemeyi durdurursak başka kuvvetlerin arkasına girmişiz demektir.”

CESUR DEĞİLLER

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “1947’de bir sisteme bağlandık ve gerilemeye başladık.” sözlerini hatırlatan Yücel, bu sistemin NATO ve IMF olduğunu anlattı. Yücel, “Erdoğan bunu görmesine rağmen neden Atlantik sistemine dönmek zorunda kaldı, demek ki tespit ediyor ama adım atamıyor. Cesur olmayışı… Ama burası birbiri için vatanı için canını verecek kadrolar tarafından yönetiliyor. Bütün çalışma, iddiamıza uygun televizyon ve gazete etmek için...” dedi.

DEPREM FELAKETİNDE NEFES BORUSU

Sorunlara çözüm içeren yayınlar yapıldığına vurgu yapan Yücel, “Dağ gibi sorunlar, çözüm nerede. Biz sorun değil çözüm de yazmak istiyoruz.” diye konuştu. Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerde Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesinin yayınlarının “nefes borusu” olduğunu söyleyen Yücel, yabancı basın organlarının Ulusal Kanal kamerasını gördüğünde endişelenerek bölgeden uzaklaştığını belirtti.

Yücel, şöyle sürdürdü:
“Mevcutla yetinmeyelim, varlığımızı milletimizin varlığına armağan edelim. Burası hepimizin. LGBT meselesi bizim 2000’li yıllarda tartışma konumuzdu, Mavi Vatan’ı herkes Ulusal Kanal’dan duydu. Ekonomide üretim devrimini yıllardır anlatıyoruz. Geçmişin olaylarını değil geleceğin haberlerini yapmak istiyoruz.”

557 TELEVİZYON KANALI NE ANLATIYOR?

Vatan Partisi Merkez Propaganda Büro Başkanı Çağdaş Cengiz Türkiye’de 558 televizyon kanalı olduğunu söyledi. “557 televizyon kanalı olsaydı, Ulusal Kanal dışında ne değişirdi?” diye soran Cengiz, şöyle anlattı:
557 televizyon kanalının yayınları bir şeyler değiştirmek için değil belli çıkar grupları için yapılıyor. Ulusal Kanal olmasaydı 1 Mart tezkeresi reddedilir miydi? Ergenekon tertibi bitirilebilir miydi? Herkes 15 Temmuz’da susarken, Ulusal Kanal Aydınlık olmasaydı Türkiye işgali yaşayacaktı.”

Cengiz, yayın sırasında kamera arkasında çalışanların çabasını da ekranda anlattı:

“Bizim işlerimiz kolaylaşsın diye değil, bize daha çok iş yapma imkanı verilsin diye bu kampanyayı yaptık. Kameraman arkadaşlarımız o kameradan bu kameraya yayın arkasında koşturuyor, daha çok kameramız olunca daha çok koşturacaklar.”

TÜRK GENÇLİĞİ ÖKSÜZ KALIRDI

TGB Başkanı Kayahan Çetin, gençliğin sorunlarını sıraladı. Çetin, Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesi dışında gençlerin sesini duyuran yayın organı olmadığını söyledi, “Ulusal Kanal olmasaydı Türkiye’de gençliğin hali ne olurdu… Öksüz kalırdı. Burada bir karar var. Hepimizin özlemi daha çok izlenen Ulusal Kanal, her bayide bulunan Aydınlık. Bunun için sorumluluk üstlenme zamanı.” dedi.

“Sorunlar bu kadar biriktiyse demek ki artık bizim bir devrim kararı almamız gerekiyor. Üretim Devrimi'ni başarmamız gerekiyor. Türkiye'nin devrime ihtiyacı varsa, Ulusal Kanal'a ve Aydınlık Gazetesi'ne ihtiyacı var.” diyen Çetin gençlerin vereceği katkının miktarının az anlamının ise büyük olduğuna dikkat çekti. Çetin, “Vericilik bayrağını, bu geleneğin ilkelerini yeni kuşaklara taşıyarak kutsal bir görevi yapmış olacağız. Burslarla harçlıkla atılım için katkı vereceğiz.” şeklinde konuştu.

PARAYI VERENİN DEĞİL
MİLLETİN SESİ

Vatan Partisi Bursa İl Başkanı Dilek Çınar, Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesinin üreticilerin sesi olduğunu söyledi. Görüştüğü üreticilerden birinin “Bizim Ulusal Kanal’la tanışmamız yıllar öncesine dayanıyor.” dediğini anlatan Çınar, o dönem üreticinin sorunları için köye çok sayıda medya kuruluşunun geldiğini ancak sadece Ulusal Kanal’ın tüm sorunları içeren yayın yaptığını anlattığından bahsetti:

“Cesur yayın çizgisi bunun nedeni. Vatandaşın sorununu olduğu gibi vermesi. Burası milletin kanalı, gazetesi. Diğer yayın organlarında parayı veren düdüğü çalar. Burada milletin parası, katkısı var. Bu yüzden sadece milletin sesi çıkar. Türk gençliği özgürce konuşmayı bu ekranlarda öğrendi. Bu koridorlarda fotoğrafları olan emekçilerden aldığımız güçle fikirlerimizi özgürce ifade ettik. Ulusal Kanal yükselen Asya uygarlığının da sesi. Herkes sistem tıkandı diyor ama çözümün gür sesi sadece buradan çıkıyor.”

İLETİŞİM

Hesap Bilgileri:

Hesap adı: İletişim Gönüllüleri ve
Görevlileri Vakfı

TL Hesabı:

Hesap Numarası: 0015 8007 304787529

IBAN: TR78 0001 5001 5800 7304 7875 29
Vakıf Bank Beyoğlu Şubesi

0534 646 09 19
0534 364 23 24

https://gorevvakfi.org/

Ulusal Kanal Aydınlık Görev Vakfı