15 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hükûmet sözünde durmadı, anlaşmayı bozdu: Naziler Rusya ile savaşa gönderildi

Erdoğan yönetimi, Rusya ile 'güven bunalımı' yaratacak adımlar atmaya başladı. Önce Ukrayna'nın NATO'ya alınmasını öneren Cumhurbaşkanı, ardından savaş sonuna kadar Türkiye'de kalması gereken Neonazileri Kiev'e gönderdi. Kremlin ise tepkili.

Hükûmet sözünde durmadı, anlaşmayı bozdu: Naziler Rusya ile savaşa gönderildi
Haber Merkezi

Türkiye'nin Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki tutumunda radikal bir değişiklik gözleniyor. Savaşın başından bu yana “denge politikası” adı altında Kiev yönetimine desteğini sınırlı tutan ve Moskova ile ilişkilerini sürdüren Ankara, son dönemde Batı'yı memnun edecek çıkışları ile “güvenilir arabulucu” olma iddiasından giderek uzaklaşıyor.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy'in son ziyaretinde açığa çıkan bu değişim, Moskova tarafının da itirazlarını geciktirmedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Zelenskiy ile yaptığı basın açıklamasında “Ukrayna, NATO üyeliğini hak ediyor.” diyerek dikkatleri üzerine çekti. Kiev yönetiminin ülkesinin toprak bütünlüğünü savunduğunu söyleyen Erdoğan, yeniden imar sürecinde de görev alacaklarını duyurdu.

Aynı gün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın ise “Kırım Tatar Türk halkının lideri” diye sunulan ABD güdümündeki Rus düşmanı Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu ile poz vermesi dikkat çekti.

Ukrayna heyetinin ziyaretinin önemli noktalarından birinin de silah tedariki olduğu gündeme geldi. Bugüne kadar Ukrayna sahasına muharip silahlar gönderme konusunda tutucu davranan Türkiye'nin, önümüzdeki günlerde yeni silah sistemleri ile mühimmatları Kiev'e sağlayacağı iddia edildi. Ukrayna Savunma Bakanlığı AKINCI TİHA ile FIRTINA obüslerine göz dikerken, Baykar'ın Ukrayna'da kuracağı SİHA fabrikasında da ortak üretim yapılacağı öğrenildi. Rusya'nın daha önce vurduğu Ukraynalı Motor Sich fabrikasının ise bazı tezgahlarının Türkiye'ye taşınması konuşuluyor. Şimdilik savunma alanında iki ülkenin hangi anlaşmalara imza attığı bilinmezken, tüm uzmanlar işbirliğinin artacağı konusunda benzer fikirler ifade ediyor.

Türkiye'nin bugüne kadar Ukrayna’ya; Bayraktar TB2, BMC KİRPİ, COBRA-II, Kişisel Koruyucu Ekipman, TR-122 Roket ve TRLG-230 Karadan Karaya Füze Sistemleri gönderdiği biliniyor.

AZOV LİDERLERİ KİEV'E GÖNDERİLDİ

Moskova tüm bu süreci dikkatle takip ederken, son duyurulan bir gelişme ise Kremlin'in sessizliğini bozmasına yetti. Türkiye'nin, Rusya'nın “terörist” olarak nitelediği Nazi destekçisi Azov Taburu'nun bazı liderlerini, Zelenskiy ile birlikte Ukrayna'ya gönderdiği ortaya çıktı. Zelenskiy, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Türkiye'den eve dönüyoruz ve kahramanlarımızı evimize getiriyoruz. Ukraynalı askerler Denys Prokopenko, Svyatoslav Palamar, Serhiy Volynsky, Oleh Khomenko, Denys Shleha. Sonunda akrabalarının yanında olacaklar.” ifadelerini kullandı. Ukrayna'ya dönen Azov liderleri ise ilk açıklamalarında savaşa devam edeceklerini söyledi.

Skandal gelişmenin duyulması üzerine ise Rusya'dan ilk açıklama, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov'dan geldi.

'ANLAŞMALARI İHLAL ETMEK HİÇ KİMSEYE YAKIŞMAZ'

Peskov, Azov elebaşlarının Ukrayna'ya dönüşünün daha önce varılan anlaşmaların ihlali olduğunu söyledi. Anlaşmanın şartlarına göre Azov Taburu liderlerinin ihtilaf sonlanıncaya kadar Türkiye’de kalmaları gerektiğine dikkat çeken Peskov, hiç kimsenin bu kişilerin Türkiye’den Ukrayna’ya teslim edildiğine dair Rusya’yı bilgilendirmediğini vurguladı. Peskov, “Azov elebaşlarını mevcut anlaşmalara aykırı olarak Zelenskiy'e, Ukrayna'ya iade etme kararı, elbette karşı taarruzdaki başarısızlıklarla doğrudan ilgilidir. Bunlar, Kiev rejimi birliklerinin şimdi her gün uğradığı başarısızlıklardır.” ifadelerini kullandı.

Yaklaşan NATO zirvesi öncesinde Ankara’ya büyük bir baskı yapıldığını da ifade eden Peskov, “Elbette ki NATO zirvesi için hazırlıklar yapılıyor ve elbette ki bu hazırlık bağlamında Türkiye’ye büyük bir baskı yapıldı. Türkiye'nin ise elbette bir NATO üyesi olarak bu şekilde Kuzey Atlantik İttifakı ile dayanışma içinde olduğunu gösteriyor. Tüm bunları çok iyi anlıyoruz. Ancak mevcut anlaşmaları bu şekilde ihlal etmek hiç kimseye yakışmaz.” diye konuştu.

PUTİN GÖRÜŞMEYİ İPTAL EDEBİLİR

Diğer yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki ay Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’ye gelebileceğini duyurmuştu. Ancak yaşananların ardından Peskov'un bu görüşme ile ilgili bir soruya verdiği yanıt, Kremlin'in tepkisi olarak değerlendirildi. Peskov, gazetecilerin sorusu üzerine, “Henüz kesinlik yok. Haber vereceğiz.” demekle yetindi. Daha önceki kriz dönemlerinde de Kremlin'den benzer yanıtlar gelmiş ve muhtemel görüşmeler ertelenmişti.

TÜRKİYE'DE KALMALARI GEREKİYORDU

Beş Azov lideri, Azovstal Metalurji Fabrikası'nda savaşırken 20 Mayıs 2022'de Rus ordusuna teslim olmuştu. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin ve Zelenskiy ile yürüttüğü diplomasi trafiği sonucu, 21 Eylül 2022'de 200 savaş esiri mübadele edildi. Anlaşma uyarınca bu beş ismin de savaşın sonuna kadar Türkiye'de kalmalarına karar verildi.

Azov Taburu Alay Komutanı olan Denys Prokopenko'nun eşi Kateryna Prokopenko, Mayıs 2023'te verdiği bir röportajda eşinin Türkiye'de kalışıyla ilgili şu ayrıntıları vermişti: “Kapalı bir güvenlik tesisinde bulunuyorlar. Biz bile tam olarak nerede olduklarını bilmiyoruz. Bir tatil köyünde ya da denizde değiller. Belli bir rejimleri, düzenli görüşmeleri, programları var. Rusya'daki gibi işkence görmüyorlar ama yine de tamamen özgür değiller.”

KİM BU AZOV LİDERLERİ

Türkiye'nin Ukrayna'ya gönderdiği isimlerden en dikkat çekeni, Azov Taburu Alay Komutanı olarak görev yapan Denys Prokopenko. Genç yaşlarında Dynamo Kyiv futbol kulübünün aşırı sağcı taraftar grubu White Boys Club içinde yer alan Prokopenko, 2014'ten bu yana Azov Taburu'nda görev alıyor. 32 yaşındaki Nazi sempatizanı, aileden Rus düşmanı. Büyükbabası, 1939-1940 yıllarında Sovyetler Birliği'ne karşı Finlandiya'da savaşmış. Prokopenko da “Büyükbabamın komünizme, Bolşevizme, Sovyetlere karşı korkunç bir nefreti vardı. Ben de aynı savaşı sürdürüyormuşum gibi hissediyorum.” diyor. Zelenskiy'in 19 Mart 2022 “Ukrayna Kahramanı” unvanı verdiği Prokopenko, kısa süre içinde de “yarbay” rütbesine yükseltildi. Prokopenko'nun eşi ise 11 Mayıs 2022 tarihinde Papa Francis tarafından Vatikan'da ağırlandı.

Azov Taburu'nun 2. adamı olarak nitelenen Stanislav Palamar ise 2004 yılında aşırı sağ görüşleriyle tanınan Ukraynalı “Vatanseverler” grubuna katıldı. Daha sonra Azov Taburu'nda yer alan Palamar, Maidan Darbesi'nde de aktif olarak bulunuyordu.

Binbaşı rütbesinde olan Serhiy Volynsky da 20 Mayıs 2022 tarihinde Rus güçleri tarafından yapılan Mariupol kuşatması sırasında teslim oldu. Esir takasının yapıldığı 21 Eylül 2022 tarihine kadarsa 4 ay Rusya Devleti'nin elinde kaldı.

Rus Duması, Azov Taburu'nu terörist bir örgüt olarak sınıflandırdığı için, Rusya'nın Prokopenko'yu ve diğerlerini savaş esiri (POW) olarak kabul edip etmediği sorusu ise şüpheli.

UKRAYNALI NAZİLER: AZOV TABURU

Azov Taburu, Ukrayna'da 2014 yılında düzenlenen Turuncu Darbe (Maidan Olayları)'nin ardından gönüllü milis birliği Azak Denizi'nin kıyı bölgesindeki Mariupol şehrinde kuruldu. Aynı yıl “Beyaz Önder” takma adıyla bilinen neonazi Andriy Biletsky, hapisten beraat ettirilerek Azov'un lideri oldu ve Ukrayna Parlamentosu'na seçildi. Arkasında, Azov birimi için “özel planları” olduğunu ifade eden Ukrayna İçişleri Bakanı Arsen Avakov vardı.

Neonazi yapısı ve işlediği çok sayıda savaş suçu ile bilinen Azov Taburu'nun logosunda, 2. Dünya Savaşı yıllarında 2. SS Panzer Bölüğü’nün kullandığı eski Germen alfabesindeki “Wolfsangel” harfi yer alıyordu. Andriy Biletsky de, “Şu kritik anda ulusumuzun tarihi görevi; dünyanın beyaz ırklarına hayatta kalmalarını sağlayacak son bir Haçlı Seferi'nde önderlik etmektir. Bu Haçlı Seferi, Yahudilerin yönetimindeki aşağı ırklara karşı sürdürülecektir.” diyordu.

Azov Taburu, 12 Kasım 2014 tarihinde Ukrayna Ulusal Muhafızlarına dahil edilerek resmi statüye kavuşturuldu.

NASIL TESLİM OLDULAR?

Azov Taburu militanları, Mariupol’de bulunan Azovstal Çelik Fabrikası’nın kuşatılması sonucu teslim alındı. Rusya, fabrikanın ele geçirilmesinin ardından taburun karargahında kullanılan Nazi sembolleri ve militanların vücutlarındaki Nazi dövmelerini dünya kamuoyu ile paylaştı. Neredeyse tüm militanların vücutlarında Nazi gamalı haçı, Nazi kara güneşi, Hitler ve Stepan Bandera portreleri, ırkçı ve faşist sözler gibi dövmelerin olduğu görüldü.

Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, fabrikanın ele geçirilmesinden sonra soğutma sistemi bozuk olan bir araçta 152 Ukraynalı askerin cesedinin bulunduğunu duyurdu.

Ukrayna azov