17 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşte size, fotoğrafın Nadir Hocası

Lütfi Özgünaydın

Lütfi Özgünaydın

Eski Yazar

A+ A-

Nadir Ede benim can arkadaşlarımdan birisi, ancak belki ilk kez yazacağım, geçmiş yıllarda yılgın düştüğüm günlerde, beni yeniden fotoğrafa ve yazıya çağıran insandır. İstanbul’un beni yorduğu bir zaman diliminde, “Gel fotoğraf dergisinde yaz” demişti. Kaç yıl yazdım bilmiyorum, ancak edebiyata, fotoğrafa yeniden sarılmıştım. Değerli Nadir’e ben sordum, bakın neler dedi.

İşte size, fotoğrafın Nadir Hocası - Resim: 1

  • Değerli Nadir Ede, 1945 yılında Zonguldak’ta doğmuşsun ve on yıl orada yaşamısın. Çocukluğunun geçtiği mekanları, mahallenizi, anımsadığın kadarıyla kentinizi anlatır mısın?

Çocukluğumda Zonguldak, ana caddesinden kömür yüklü trenlerin geçtiği bir madenci şehri idi. Kirli bir şehirdi ama geceleri hortumlarla caddelerinin yıkandığını hatırlıyorum. Babam tuhafiyecilik yapardı ve ben tatillerde onunla dükkana gider yardımcı olmaya çalışırdım. İlkokul 4. sınıfa kadar orada okudum.

İşte size, fotoğrafın Nadir Hocası - Resim: 2

İSTANBUL YILLARI

  • İstanbul’da nereye gelip yerleştiniz. 1955 yılı mahallenizi ve okullarınızı anlatır mısınız?

İlk önce Teşvikiye’de oturduk o zaman hâlâ tramvaylar çalışıyordu. Sütçü kapımıza süt getiriyordu, musluklardan akan suyu da içebiliyorduk. Bahçe içinde bir eski köşkte oturuyorduk. Ben ilkokulu o zamanki adı ile Maçka 22. İlkokulu’nda bitirdim, daha sonra yine semtimizdeki, daha önce amcalarımın da okuduğu Işık Lisesi’ne gönderildim. Son olarak İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü’nden mezun oldum.

  • Belli bir süre reklam fotoğrafçılığı yapmışsınız sonra fotoğrafın yayın yönünü seçerek uzunca bir süre Fotoğraf dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapmışsınız, iki yönden de söz eder misiniz?

Fotoğrafa merakım lise yıllarımda başladı. Üniversite yıllarımda arkadaşlarımızla yaptığımız gezilerde fotoğraflar çekip onlara satarak bir anlamda profesyonelliğe başlamış oldum. Okul bittikten sonra sonradan Sinema Televizyon Bölümü’ne dönüşecek olan Mimar Sinan Üniversitesi bünyesindeki film arşivinde çalışmaya başladım. 1973-1974 yılları arasında askerlik görevimi tamamladım. Fotoğrafla ilişkimi hiç koparmadan 1983 yılına kadar çeşitli şirketlerde yöneticilik görevlerim oldu. O yıl artık profesyonelce fotoğrafçı olmaya karar verdim. Çünkü gelirimin epey büyük bir bölümünü fotoğrafa yatırmaya başlamıştım. Yine o yıllarda Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Bölümü’nde ders vermem için davet edildim. Bu sayede fotoğrafımızın büyük ustaları ile tanışma şansım oldu. Burada unutabileceklerimin kalbini kırmamak için hiçbirinin adını vermiyorum, onlar zaten kendilerini biliyor. Ölenleri rahmet yaşayanları sevgi ve saygı ile anıyorum. Birkaç yıl sonra kendisini daha önceden de tanıdığım dostum Şerif Antepli çıkarmakta olduğu Fotoğraf Dergisi’nin yayın yönetmenliğini önerdi, ben de derslerimi ve stüdyo çalışmalarımı aksatmaması şartı ile kabul ettim. Yıllar sonra dergiden ayrılırken görevimi uzun yıllar beraber çalıştığımız ve derginin Şerif’ten sonraki sahibi Ömer Serkan Bakır devraldı, benim de hâlâ arada sırada yazılar yazdığım dergi şu anda yayın hayatına internette devam ediyor.

İşte size, fotoğrafın Nadir Hocası - Resim: 3

‘HÂLÂ ÖĞRENCİLERİMDEN ÖĞRENİYORUM’

  • Hocalığınız çok etkili, herkes size “Nadir Hoca” diyor ve çok seviyor. Üniversitelerdeki çalışmalarınız ve öğrencilerinizden söz eder misiniz?

Sanırım hayatımın en keyifli bölümünden bahsetmeye sıra geldi. 2000 yılında profesyonel reklam fotoğrafçılığı yapmayı bıraktım. Ama, bildiğiniz gibi bu mesleğin emekliliği yoktur. Daha doğrusu severek yaptığınız hiçbir meslekten emekli olamazsınız. Bunu en iyi bilenlerden biri de sen olmalısın sevgili dostum. Ben de stüdyomu kapattım ama mesleği bırakmadım. Bir süre sevgili Akın Mısırlıoğlu’nun “Fotopya” fotoğraf portalında çalıştım. Mimar Sinan Üniversitesi’ndeki görevimin yanı sıra 1980’lerin ortalarından itibaren sanırım bir on beş yıl kadar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü’nde “Görsel Antropoloji” dersini anlattım. 2007 yılından itibaren de artık sadece Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yine fotoğraf üzerine dersler veriyorum. 75 yaşında bir adam için yeter sayılmalı. Geriye dönüp yaptıklarıma baktığımda bana gurur veren şeylerin başında sergilerimden, fotoğraflarımdan daha çok öğrencilerimin başarıları olduğunu görüyorum. Öğrenmek ve öğretmek karşılıklı bir ilişkidir, ben de hâlâ onlardan öğreniyorum.

İşte size, fotoğrafın Nadir Hocası - Resim: 4

  • Türk fotoğrafının gidişatını nasıl buluyorsunuz?

Bu konuda ukalalık etmek istemem ama şu veya bu şekilde hayatına dokunduğum, öğrencilerim ve dostlarımın ulusal ve uluslararası alanda başarıları beni gururlandırıyor. Onların çoğu zaman bizden daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Artık fotoğrafı okullarda öğretiyoruz. Tabi ki eğitim kurumlarımızın eksikleri var ama o eksiklerin de düzelmekte olduğunun farkındayım. Biz fotoğrafı el yordamı ile öğrendik. Amatör olsun profesyonel olsun isteyenler için artık daha doğru bilgiler verebilecek ortam var. Tabi internetin bu işe katkısı inkar edilemez, ama bu başka bir sohbetin konusu.

İşte size, fotoğrafın Nadir Hocası - Resim: 5