Kadın eli yerel yönetimler

Meliha Manço’yu, Gül Esin’i, Müfide İlhan’ı saygıyla anıyoruz. Cumhuriyet öncesi ve sonrası kadınlarımız, okul yöneticiliğinden dergi yayıncılığına, yerel yönetimlerden çeşitli üretim alanlarına kadar öncü sorumluluğu almaya istekli ve aday oldular. Bugün bizler, yükselen kadın iradesinin ve ısrarlı talebinin ivmesini daha yükseğe taşıma göreviyle karşı karşıyayız.
Çünkü biz kadınlar, dünya gelişmelerinden, çağ değişimlerinden öncelikli olarak sorumluyuz. Dikkatimizi bütün saldırılara karşı diri tutuyor ve çağdışı dayatmalara itiraz etmekten geri durmuyoruz.
Yine bugün, insanlığa aykırı emperyalist dünya soysuzluklarına karşı çok daha güçlü olmamız gerçeğinin bilincindeyiz. Bu nedenle ev ev, sokak sokak, mahalle mahalle, kent kent saygı, sevgi, komşuluk, dayanışma, birlik ve bütünlükle sorunları tek tek çözmek için daha çok inceliğe, dikkate, titizliğe, samimiyete, cesarete, vefaya alan açmalıyız. Bu erdemlere milletimizin ihtiyacı her zamankinden daha fazladır.
Birbiriyle çatışan iki anlayış sahadadır: Bir yanda yükselen Asya’nın değerlerini simgeleyen önde gelen ülkesi Çin var. Çin’de kadınların bütün alanlara yayılan çalışma ve yönetme hakları, yönetici başarısı gelişen dünyanın ışığı gibi parlıyor.
Diğer yanda sözde özgürlüklerle kadını aşağılayan, ideolojik sapmalarla kafayı bozmuş metacı, çürüyen kültürel yozlaşmanın batağında çırpınan emperyalist Batı var. Birleşmiş Milletler’in 2006 tarihli ‘Kadın Dostu Kentler Projesi’ ülkemizin pek çok belediyesinde de ‘Eşitlik Birimleri’ ile uygulamaya konulmuş bulunuyor.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) teknik desteği ve İsveç Kalkınma ve İşbirliği Ajansı (SIDA)’nın mali katkıları var. İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Kadın Dostu Kentler Projesi yürürlükte.
Bu girişim çerçevesinde, 6 Temmuz 2012’de, Ankara Hilton Oteli’nde düzenlenen Proje açılışına katılan Antalya, Bursa, Gaziantep, Malatya, Mardin ve Samsun illerinin Belediye ve Valilikleri Kadın Dostu Kent Taahütnamesini imzalamışlar.
O çalışmalara katılan yüzlerce uzmanın dilinden “Toplumsal cinsiyet, Hibe, İstanbul Sözleşmesi” vb. kavramların düşmediğine tanık oluyoruz.
Artık Türkiye’nin, avuç açan belediyecilikten, kadın mağduriyetini kılıf edinerek yürütülen hizmet anlayışından kurtulması gerekiyor. Toplumsal cinsiyet yolunun LGBT’ye çıktığını, hiçbir hibenin aslında karşılıksız olmadığını ve İstanbul Sözleşmesi’nin kadınların eşitliğiyle, haklarıyla ilgisinin olmadığını anlatmaya, mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz.
Kadın eli kentler, insanlık kültürünün ileri kentleri olacaktır. Bu gerçekten bakınca kadınların eli, bilinci göstermelik olarak değil, dünyaya kalıcı olarak değecektir.
Kısacası kadınlar, kadın eli yerel yönetimler için çıkıp aday olacaktır. Oylarınızı millici ve devrimci adaylara verin!
Cumhuriyet devriminin erdemleriyle dünyaya bir kez daha örnek olalım. Kadının yönetici aydınlığı Türkiye’yi kaplasın.