18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kadına şiddetin çözümü

Kadına şiddetin çözümü
A+ A-

Toplumun gördüğü zararların, en çok kendini gösterdiği kesim kadınlardır. Göstermelik ya da yasak savan sözde çözümler, belli günlerde yazılanlar ve söylenenlerin ötesine geçmek, şiddetin insan üzerindeki yıkıcılığının köklü çözümlerine yönelik kalıcı çözümleri yaşama geçirmek gerekiyor. Kadına yönelen her şiddet olayı, toplumumuzun aldığı birer derin yaradır. Sosyal ve kültürel yönden toplumumuzun çöküşüne etki yapan bu kötüye gidişe dur demek için büyük kurumsal seferberlikler ortaya koymalıyız.

Toplumumuzun sosyo ekonomik koşulları ve kültürü, Batı kültüründen farklıdır. İnsanımız iletişim araçlarının görsel etkisiyle, batılı yaşam motifleri ve yaşantıları ile geleneğin oluşturduğu çerçeve arasında deneyimlerken, bireysel ve toplumsal olarak kültür çatışması yaşıyor. Bu durum, bunalımlara ardından şiddete dönüşüyor.

Şiddetin, ekonomik ve sosyal sarsıntılar arttıkça kültürel yaşamımızda yarattığı çöküntüler artıyor. İletişim araçlarının taşınır olmasıyla birlikte, günün neredeyse her anında çıkışsızlıklara çıkış noktası ararken, el yordamıyla var ettiğimiz bir yanına tutunuyoruz. Şiddet konuşamayan, birbirine bakmayan, yardımlaşmayan, selamlaşmayan, paylaşmayan toplum olmamıza nedeni oluyor.

Nasıl çözeceğiz? Erkeğe ve devlete isyan eden, tarihsel ve bilimsel gerçekliğin dışındaki bireyci yaklaşımlar, halkımızı bölen nefretleri körükleyip duruyor. Nefrete değil, sağduyulu ve milli güçbirliğine ihtiyacımız var. Neden milli? Çünkü, milli olan bölmez birleştirir.

Kadınların sadece korunmaları değil, bilgi ve birikimleriyle, başarılarıyla, topluma yararlı sosyal varlık olarak yerini tam olarak alması sağlanmalıdır. Kadının uğradığı şiddet, milletimizin içine sürüklenmeye çalışıldığı ekonomik, sosyal ve kültürel çöküntülerden bağımsız değildir. Her şeyden önce, eğitimli ve eğitimsiz işsizliğe köklü çözüm getirilmelidir. Her türlü sağlık hizmeti ve tedavi, mutlaka parasız ve kolay ulaşılabilir olmalıdır.

Kadınların toplumun yarısını oluşturan güç olduğunu hiç göz ardı etmeyen ve sürekli üstüne hesaplar yapan, sinsi planlarla kadın-insanı, toplumun topyekün ilerlemesinin önüne set olma tuzağına çekenleri görüyoruz. Bu planlara karşı milyonlarca kadınız.

Milletin hafızası tarihtir ve tarih unutmaz. Kadına şiddetin çözümünün, Birinci Kurtuluş Savaşımızla kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile yani kendi devletimizle çözüleceğini, yeniden kurtuluş savaşı verilerek kamucu milli siyaset ile bütün yaralarımızın sarılacağını biliyoruz.

Şiddetin karşısında, sevgiyi ve aşkı büyütüyoruz. Yunus gibi “Maharet güzeIi görebiImektir, sevmenin sırrına erebiImektir. Cihan, aIem herkes biIsin ki şunu; en büyük ibadet sevebiImektir”.

Şiddet Kadın ÇÖZÜM