Karlov suikastı davasında Adil Öksüz itirafı
Karlov suikastı davasında tanık olarak dinlenen eski BTK çalışanı Salim Z., 'FETÖ'nün TSK imamı Adil Öksüz'ü MİT'e angaje gösteren sahte belgeyi kendisinin hazırladığını' itiraf etti.
Karlov suikastına ilişkin Ankara 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinde sanıklar ile avukatlarının katıldığı duruşmada, darbe girişiminin ardından Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına devredilen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda (BTK) 2011-2016 yıllarında bilişim uzmanı olan Salim Z. tanık olarak dinlendi.
Kendisi de bir başka mahkemede FETÖ'ye ilişkin suçlamalar kapsamında tutuklu yargılanan tanık, MİT'teki örgüt mensuplarından sorumlu olduğunu, bu görevin kendisine Murat Karabulut tarafından verildiğini anlattı.
Salim Z, Cengiz Özkan ve soyadını hatırlamadığı Bülent isimli kişinin, örgütte kendisinin üstü olarak görev yaptığını ifade ederek şöyle konuştu:
"Örgütsel faaliyetten ne anlaşılıyorsa onu yürütüyorduk. (Sanık) Hüseyin Kötüce'yi iş yerinden de örgütsel kapsamda da tanırım. Cemal Karaata'nın yanında çalışanlardan biriydi. O da MİT'le ilgileniyordu. Tam olarak ne yaptığını bilemiyorum ama MİT içerisinde sohbet grubu olduğunu düşünüyorum. Benim kod ismim 'Sedat'tı. Cemal Karaata'nın birkaç kod ismi vardı. Bir tanesi 'Sadık'tı. Kötüce'nin de kod ismi vardır ama şu anda hatırlamıyorum. Cengiz Özkan'ın kod ismi 'Vedat'tı."
Tanık, "MİT mahrem yapılanmasında kendisinin küçük bir grubu olduğunu, altında bazı örgüt 'abi'leri, aynı şekilde Cemal Karaata'nın da altında başka 'abi'ler bulunduğunu" aktardı.
Salim Z, "Kötüce'nin cezaevinde bulunduğu sırada beyanlarını geri çekmesinin istendiğini duyduğunu" bildirdi.
Örgütsel faaliyetlerinden bahseden tanık, örgütsel haberleşmede "no name" (isimsiz) hatlar kullanıldığını, kendisinde de 2014'e kadar böyle bir hat bulunduğunu belirtti.
Karlov cinayetini saklandığı evde duyduğunu aktaran Salim Z, cinayetin ardından "bunu FETÖ'nün yapmadığına ilişkin medyaya yönelik faaliyet yürütülmesi için örgütün grup kurduğunu duyduğunu" ifade etti.
Sanıklardan Hüseyin Kötüce tanığa bir dizi soru yöneltti.
Tanık, soruları yanıtlarken 2015'in sonlarından itibaren saklanma gereği duyduğunu, "16 Temmuz'dan sonra ise asıl hayattan koptuğunu", kaçması konusunda örgütün talimatı olduğunu beyan etti.
Tanık, "Kaçırılıp işkence gördünüz mü?" sorusuna, "Hayır" karşılığını verirken, Karlov cinayetini de televizyondan duyduğu bilgisini verdi.
ADİL ÖKSÜZ'E İLİŞKİN SAHTE BELGE
Salim Z, çapraz sorgusu sırasında eylemlerinden bahsederken, "Mesela Adil Öksüz olayı var. Onun MİT'e angaje olduğuna dair, MİT elemanı olduğuna dair belgeyi ben yaptım. Ben burada vicdanımı temizliyorum. Herkes beni biliyor. Ben de kendimi biliyorum. Memleketin altı üstüne gelmiş. Ben de bugün 'Yanlış yaptım.' diyorum." ifadesini kullandı.
Salim Z, sahte belgeyi USB üzerinden çalışan işletim sistemiyle hazırladığını vurguladı.
Darbe girişiminin ardından 2019'a kadar üç yıl Pursaklar'da bir evde önce üç kişi, ardından dört kişi kaldıklarını anlatan tanık, evde kaldığı kişilerle itirafçı olmaya karar vererek emniyete gittikleri sırada yakalandıklarını, ifadesinde yaklaşık 200 isim verdiğini dile getirdi.
Mahkeme Başkanı'nın sorusu üzerine tanık, 17-25 Aralık'tan sonra örgütün "renklendirme" adı verilen eylemleri kapsamında FETÖ üyelerine kendilerini farklı cemaat ve gruplarda varlık göstermeleri talimatı verdiklerine işaret ederek, "Ben de Erenköy cemaatinin sohbetine girdim." dedi.
DİNLENEN DİĞER TANIK
Duruşmada daha sonra bir başka şehirde bulunan tanık Mehmet Akif A. ile videokonferans sistemi üzerinden bağlantı kurularak beyanı alındı.
Tanık, 2001'de İstanbul'da üniversite kazandığını, sanıklardan Ahmet Kılınçarslan'ın da yaklaşık 2 yıl kaldığı öğrenci evine gelip gittiğini, ona evin ihtiyaçlarını bildirdiklerini anlattı.
Tanık, Kılınçarslan'ın kendisine beş evin sorumluluğunu verdiğini aktardı.
Mehmet Akif A, 2008-2010'da da Aksaray Polis Okulu öğrencilerinden sorumlu olduğunu, bu görevi de öğretmenlik yapan Murat Tokay'dan aldığını anlatarak, "Polis okulunda her sınıfın bir abisi, abilerin üzerinde de devreler olurdu. Onlardan bilgi alır, Tokay'a iletirdim. Eşim de kadın polis memurlarıyla ilgileniyordu." şeklinde beyanda bulundu.
Duruşmaya daha sonra öğle arası verildi.