Tarımı plansızlıktan kurtaracak program
Vatan Partisi, tarımda yaşanan sorunlara çözümün devletçilik olduğuna işaret etti. Çiftçi Bürosu Başkanı Cenk Özdemir, yaptığı açıklamada üreticinin tüccarın insafına bırakıldığını belirtti. Atlantik sisteminin içinde üretim ekonomisine yer olmadığını kaydeden Özdemir üretim planlaması çağrısı yaptı
Vatan Partisi Çiftçi Bürosu Başkanı Ziraat Mühendisi Cenk Tümer Özdemir, hayat pahalılığının, üretim sorununun getirisi olduğuna işaret etti. Türkiye'nin üretim ekonomisine geçmesi çağrısında bulunan Özdemir, AK Parti’nin liberal ekonomi anlayışını devam ettirmesinin, tarımsal üretimini sürdürülebilir olmaktan çıkardığını bildirdi. Özdemir çözüm önerilerini, 9 maddede sıraladı: KİT'ler ve elektrik dağıtımı kamulaştırılmalı, TMO etkin hale getirilmeli, kooperatifler güçlendirilmeli, ucuz mazot için komşularla iş birliği yapılmalı, elektrikli traktör üretimine ağırlık verilmeli, meralar korunmalı, GAP tamamlanmalı, devletçilik elden bırakılmamalı.
ÇÖZÜM ÜRETİM DEVRİMİ
Vatan Partisi Genel Merkezinde basın toplantısı düzenleyen Özdemir, şunları kaydetti:
“Bugün ülkemiz ekonomisinde yaşanmakta olan kötü gidiş tarımı da olumsuz etkilemektedir. Çiftçilerimizin üretmekte ve ürettiğini pazarlamada yaşadığı zorluklar çarşı pazarımıza da hayat pahalılığı olarak yansımaktadır. Ekonomi politikalarındaki yanlışlara ek olarak Ak Parti'nin ortaya koymuş olduğu ‘üretimi ve üreticiyi destekleyen’ bir tarım politikası da bulunmamaktadır. Türk tarımını içinde bulunduğu bu plansızlık ve başıboşluktan kurtarmanın tek yolu Türkiye'nin üretim ekonomisine geçmesidir.
LİBERAL EKONOMİ ANLAYIŞI SÜRÜYOR
“Yerli üretime kötü gözle bakan, gümrük duvarlarını yıkarak yabancı sermayeyi baş tacı eden bir anlayış içinde 1980'den sonra Turgut Özal ile başlayan özelleştirme politikası, ülke tarımındaki kötü gidişin başlangıcı olmuştur. Yapılan özelleştirmelere bulunan bahane ise dünya ekonomisiyle bütünleşme yalanıdır. Kamu iktisadi teşekküllerinin (KİT) Türkiye'nin sırtında yük olduğu iftirasıyla da özellikle Tarımsal KİT'ler yok edilmiş ya da etkisizleştirilerek tabeladan ibaret kurumlar haline getirilmiştir. Devletin üretimi planladığı, piyasayı düzenlediği ve kontrol ettiği bir karma ekonomik sistemden, kuralsızlığın ve denetimsizliğin hâkim olduğu bir serbest piyasa ekonomisine geçilmiştir. Ak Parti bugün ne yazık ki 1980 sonrası ülke ekonomisini ve tarımını zora sokan liberal ekonomi anlayışını devam ettirmektedir. Hatta iktidara geldiği tarihten bu yana Türk tarımına en büyük zararı veren özelleştirme politikasını devam ettirmekte hiçbir mahsur görmemiştir.

TARIMSAL ÜRETİM PLANLANMIYOR
“Çiftçinin arkasındaki devlet gücü olan gübre, şeker ve sigara fabrikaları gibi kurumları özelleştirmiş, ‘çiftçinin kara gün dostu’ olan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)'nin birçok ildeki arazi, gayrimenkul ve tesisleri satılmıştır. Geçmişte yapılan bütün bu yanlışları bilirsek, bugün neden kiraz üreten çiftçilerimizin feryat ettiğini anlayabiliriz. Geçtiğimiz günlerde çiftçilerimizin haklı tepkisi basında da yer almıştı. Niğde, Konya’nın Hadim, Taşkent ve Karaman’ın Sarıveliler gibi bölgelerindeki çiftçilerimiz ürettikleri kirazlarını pazarlayamamaktan ve tüccarın verdiği düşük fiyattan yakınmışlardı. Dünyanın en kaliteli kirazı bugün neden dalda kalıyor? Çünkü devlet piyasadan çekildi. Türkiye'nin tarımsal üretimi planlanmıyor. Ne kadar kiraza ihtiyacımız olduğunu bilmiyoruz ve ihtiyaç kadar üretmiyoruz. Serbest piyasaya göre oluşan ürün arzı her sene farklılık gösteriyor böylece fiyatlarda dalgalanmalar oluşuyor. Hükümet hangi tarımsal ürünün ne kadar üretileceğini planlamalıdır.
ÇİFTÇİ ÖRGÜTSÜZ
“Çiftçilerimiz örgütsüz. Çiftçilerimiz birlikte üreterek maliyeti düşürecek, beraber pazarlayarak kârı artıracak birliktelikten yoksun durumda. Türkiye genelinde ‘Kooperatifleşme Atağı’ başlatılmalı ve örgütsüz tek bir çiftçi bile kalmamalı. Güçlü, yıkılmaz ve serbest piyasada tüccarın karşısında dik durabilen bir çiftçi toplumu oluşturulmalı. Kooperatifleşmenin önündeki bürokratik engellemeler kaldırılmalı, çiftçi kooperatiflerine vergi kolaylığı sağlanmalı, ihracat desteği verilmeli.
TMO ÜRÜN ALMIYOR
“Çiftçimizin buğdayını, arpasını devletin açıkladığı fiyatın çok altında tüccara satmak zorunda kaldığına da sahada tanık oluyoruz. Açıklanan hububat alım fiyatlarına rağmen Türkiye'nin birçok bölgesinde çiftçilerimiz ofislerden randevu alamıyor veya uygulanan kota nedeniyle de ürününü TMO'lara veremiyor. Bazı çiftçilerimiz 2-3 km yakınında bulunan ofisler alım yapmayınca 50-60 km uzaklıktaki merkezlere ürününü götürmek zorunda kalıyor. Girdi ve enerji maliyetlerinde oluşan yüksek artışlara rağmen bugün çiftçiler ürününü bir önceki senede sattığı fiyattan satıyor. Bu şartlarda tarımsal üretim sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır.
AMERİKA’YLA ÜRETİM EKONOMİSİ OLMAZ
“Buradan Vatan Partisi Çiftçi Bürosu olarak hükümete sesleniyoruz. Çiftçimiz maliyetler karşısında üretmekte ve ürettiğini pazarlamakta zorluk çekiyor. Artık bu olumsuz gidişe bir dur demenin zamanı gelmiştir. Türkiye'nin bir ‘Üretim Devrimi’ne ihtiyacı vardır ve ancak devletçi, halkçı, devrimci ve milli bir tarım politikasıyla gıda güvenliğini sağlayabilir. Bu zor günlerden Atlantik sistemi içerisinde, ABD ve AB merkezlerince kontrol edilen liberal ekonomi politikalarıyla çıkamayız. Çünkü Amerika ve Avrupa Birliği ile beraber yürünecek bir sistem içinde üretim ekonomisine yer yoktur.”