Merkez iyimser kaldı dış politikaya işaret etti

Merkez Bankası ocak ayında ilan ettiği yüzde 23.3'lük yıl sonu enflasyon tahminini, nisanda yüzde 42.8'e, temmuzda da yüzde 60.4'e revize etti. Tahminlerdeki iyimser öngörüsüzlük sürerken yüzde 5'lik hedefin korunduğu görüldü. Dün Ankara'da düzenlenen toplantıda 2022 yılı III. Enflasyon Raporu'nu tanıtan Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun sunumunda enflasyonun sonbaharda yüzde 80'i aşacağını gördük. Haziran ayında tüketici enflasyonu yüzde 78.62 olmuştu. Buna göre Merkez Bankası tüketici enflasyonunun üç hanelere yükselmeden düşeceğini öngörüyor. Ancak tahminlerdeki sapmalar dikkate alındığında bu öngörünün de gerçekleşeceği meçhul.

DEVALÜASYON EN BÜYÜK ETKEN

Gelelim Kavcıoğlu'nun sunumundaki diğer detaylara. Bir defa kredi büyümesine işaret eden tablo çok açıklayıcı. Firmalara verilen krediler üretimin desteklendiği konusundaki açıklamaları doğruluyor. Yine sunumda yer alan net ihracatın büyümeye katkısı ve makine teçhizat yatırımlarının milli gelirdeki payı Türkiye'nin üretimle büyüyen bir modelde ilerlediğinin göstergesi. Elbette Merkez Bankası Başkanı'nın sunumundaki tablolarda da belirtildiği üzere gerek enerji fiyatları gerekse döviz fiyatlarındaki yükseliş veya TL'deki değer kaybı, enflasyon üzerinde ithalat fiyatları üzerinden yukarı yönlü baskı kuruyor. Kavcıoğlu da 2022 enflasyon tahmini üzerinde, Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları ve gıda fiyatları varsayımlarındaki güncellemelerin 7.4 puan yukaı yönlü etkisinin olduğunu aktardı. Kavcıoğlu, "Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki enflasyon oranları son 25 yılın en yüksek düzeyine ulaştı." diye konuştu.

CARİ FAZLA İÇİN İŞARET VERDİ

Kavcıoğlu sunumunda, küresel emtia fiyatları normalleşme eğilimine girdiğinde ekonominin cari fazla verme kapasitesine ulaşacağını belirterek, "Bu durum, Türkiye ekonomisi için yeni bir dönemin başlangıcına, enerji ve emtia fiyatları normalleştiğinde kısa vadeli finansman ihtiyacının asgariye indiği ihracata dayalı büyümeye işaret etmektedir." dedi.

Türkiye ekonomisinin, üretim, ihracat ve istihdamı artırmayı merkeze alan yapısal dönüşüm sürecinde olduğunu vurgulayan Kavcıoğlu, "Fiyat ve iş çevrimi etkilerinden arındırıldığında Türkiye ekonomisi bu analizin yapılmaya başlandığı 2004'ten bu yana ilk defa ve üst üste iki çeyrek cari fazla vermiştir. Başka bir ifadeyle, küresel emtia fiyatları normalleşme eğilimine girdiğinde ekonomimiz cari fazla verme kapasitesine ulaşmış olacak. Bu durum, Türkiye ekonomisi için yeni bir dönemin başlangıcına, enerji ve emtia fiyatları normalleştiğinde kısa vadeli finansman ihtiyacının asgariye indiği ihracata dayalı büyümeye işaret etmektedir." bilgilerini paylaştı.

ENFLASYONA DIŞ POLİTİKA ETKİSİ

Dış politikanın enflasyonu doğrudan etkileyebildiği zorlu bir dönemden geçtiklerini belirten Kavcıoğlu, bu çerçevede küresel jeopolitik risklere karşı uygulanan etkin politikaların gerek arz güvenliği gerekse cari denge üzerindeki olumlu katkılarını, ekonomik parametrelerle ölçülebilir şekilde gördüklerini söyledi. Kavcıoğlu, başta Merkez Bankası olmak üzere finansal sistemin ülke ekonomisi için kritik dönemeçte ihracatçılara sağladığı uygun koşullara işaret etti. Kavcıoğlu, “Mayıs itibarıyla yatırım ve ihracat kredilerinin ticari krediler içindeki payı yüzde 28'e yaklaşarak son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı." dedi.