03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Meserret Taşkın'dan mektup var: Parasız yatılılar ve öğretmenleri

Sadık okurunuz Kırk beşini aşkın Meserret Taşkın

Meserret Taşkın'dan mektup var: Parasız yatılılar ve öğretmenleri
A+ A-

Ben de bir parasız yatılıydım hanımlar. Şimdilerde “burslu” deniyor. Çocukluğumuzda devlet parasız yatılı sınavları açılırdı. Başarılı ama iyi eğitim imkanından yoksun çocuklar, bu sınavlara girerek ülkenin en iyi okullarında eğitim alma şansına kavuşurdu. Ben de bu yolla o zaman ülkenin iyi kız liselerinden birinde okudum. Övünmek gibi olmasın, birincilikle de bitirdim. Füruzan’ın ölümü ve Parasız Yatılı isimli öykü kitabı bana bunları yeniden hatırlattı.

1970’li yılların ortalarıydı ve Füruzan’ın Parasız Yatılı’sını bana çok sevdiğim Biyoloji öğretmenim Meziyet Akkemik, imzalayarak armağan etmişti. Öğretmenlerimizin çoğu hanımdı. Hemen hepsi bekar, yaşları geçkince hanımlar. Bu durumla biraz dalga geçerdik. Şimdi hatırlayınca, cahilliğimizden utanıyorum. O zaman bize yaşlı görünen öğretmenlerimizin aslında genç olduklarını, yaşama, üretme ve eğitme heyecanlarını anlayamamak ne cahillik!

Sonradan çok düşündüm: Öğretmenlerimizin hepsi güzel, başarılı genç kadınlardı. İyi evlilikler yapmaları, onlar için belki en kolay olandı. Onlar bir tercih yapmışlar ve hayatlarını vatana yararlı olacak, Cumhuriyet’i güvence altına alacak öğrenciler yetiştirmeye adamışlardı. İnternette gezindim, öğretmenime dair bir şey bulur muyum diye. Buldum da: 1957 yılına ait bir fotoğrafta, rüzgarda saçları buğday başakları gibi uçuşan gencecik öğretmenlerin arasında, benim öğretmenim de vardı. Resmin altında ne yazıyordu biliyor musunuz? Sivas Lisesi’nin Efsane Hanım Öğretmenleri.

Öğretmen