13 Kasım 2024 Çarşamba
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Pantolon Türk icadı mı?

Özlem Kumrular ve Mehmet Perinçek’in bir dönem Ulusal Kanal’da yaptıkları “Zaman Treni” başlıklı tarih programı kitap oldu. “Zaman Treni: Tarihin Renkli Vagonlarında Bir Seyahat” başlıklı kitap, Türkiye’nin önde gelen tarihçileriyle söyleşilerden oluşuyor.

Pantolon Türk icadı mı?
A+ A-

Birbirinden ilginç konuların ele alındığı kitapta şimdiye kadar duymadığımız iddialar da yer alıyor. Bunlardan biri de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu’ya ait. Çoruhlu, kitapta kendisiyle yapılan söyleşide pantolonun kökeninin Orta Asya’ya dayandığını iddia ediyor. Türk mitolojisi uzmanı olan Çoruhlu, bu alanda Avrupa merkezci bakış açısını eleştirirken Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılan çalışmalara dikkat çekiyor:

AVRUPA MERKEZCİ TARİHÇİLİĞİN ELEŞTİRİSİ

“Türklerde mitoloji az biliniyor demek doğru değil, hiç bilinmiyor. Şimdi yeni yeni biraz tanınmaya başladı. Ama bilinmemesinin temel sebeplerinden birisi reddedilmiş olmasıydı. Çünkü biz Türk mitolojisiyle ilgili ilk çalışmaya başladığımız zaman bizi tenkit ediyorlardı ‘Türk mitolojisi var mı ki?’ ‘Niye boşuna vaktinizi harcıyorsunuz?’ diyerek. Tabii bunlar hiçbir zaman gerçeği yansıtmıyordu. Aslında bir anlamda belki de ideolojik bakış açısıyla söylenen şeylerdi.
“Zaten Cumhuriyet döneminde pek çok şeye ilk olarak Atatürk’ün sağlığında değinildi. Bir takım kurumlar oluşturulmaya, geliştirilmeye çalışıldı. Ama biz, Atatürk döneminden sonra şu veya bu nedenlerle bunları pek sürdüremedik. Bu sadece mitolojiyle alâkası olan alanlarda değil, Türklerle ilgili olabilecek sosyal bilim alanlarında da bu şekilde oldu.”

PANTOLONUN ORTA ASYA KÖKENİ

Çoruhlu, Türk mitolojisi üzerine kendisiyle yapılan söyleşide ilginç bir noktaya da işaret ediyor ve pantolonun Orta Asya’daki Türk kökenlerine işaret ediyor:
“Üzenginin kullanılması savaş tarihi için devrim niteliğinde bir şey sonuçta. İlk olarak İç Asya’da keşfediliyor. Büyük ihtimalle de Türk toplulukları içerisinde bulunuyor ve oradan yayılıyor. Çünkü Türklerin savaşçı unsurunun dörtte üçü süvarilerden oluşuyordu. Hatta birçok farklı bölgede etkin oluyor Türk askeri sistemi, Türk askeri giyim-kuşamı. Öncelikle Çin’i etkiliyor. Çinliler bakıyor ki kuzeyden gelenlere sürekli yeniliyor, sürekli reform yapıyorlar. Hemen çizme, kolay hareket etmeyi sağlayan pantolonları alıyorlar ve Çin’de askeri kıyafet olarak kullanıyorlar.

“Pantolon İç Asya’da çok erken dönemlerde oluşmuş. Neredeyse Taş Devri’ne kadar gidiyor. Tabi Türklerin Taş Devri’yle ilgisi teşhis edilebilmiş değil. O, çok uzun ve eski bir dönem. Zaten etnik yapılar belirlenemiyor Taş Devri’nde. Ama Tunç Devri’nden itibaren Proto-Türklerle ilgili olan dönemler başlıyor. Ancak Tunç Devri’nden sonra kültürel, mitolojik unsurların esasları Paleolitik Devir’den itibaren yani Taş Devri’nden itibaren atılıyor Orta Asya’da.

“Daha sonra oluşan uluslar bunları alıp millileştiriyor ve kendi kültür anlayışlarına göre dönüştürüp kullanıyorlar. Türkler de aynı şeyi yapıyor. Sonuçta onlar da Tunç Devri’nde o dönemlerdeki kültürlerin içerisinden doğuyor. Bozkır ekonomisi diye bir şey ortaya çıkıyor. Hayvancı kültür ağırlıklı bir kültür gelişmeye başlıyor. Tabii burada yine tamamen hayvancı kültür diye bir şey değil, çünkü belirli yerlerde tarım da yapıyor Türkler. Mesela Hunların özel bir cins fasulye yetiştirdiğini anlatıyor Çinliler.”

Özlem Kumrular ve Mehmet Perinçek’in hazırladıkları kitapta ayrıca Prof. Dr. Halil İnalcık’tan Rusya’nın önce gelen Osmanlı tarihi uzmanı Prof. Dr. M. S. Meyer’e, Pelin Batu’dan Prof. Dr. Selçuk Esenbel’e kadar birçok tarihçi ve uzmanla farklı birçok konuda söyleşiler yer alıyor: Hitit mutfağı, samuraylar tarihi, hukuk tarihinde engizisyon, canavarlar tarihi, okçuluk tarihi, Türk ütopyaları, İstiklâl Savaşı döneminde Türk-Japon ilişkileri, Türkiye’de caz müziğinin tarihi…

Özlem Kumrular Mehmet Perinçek