09 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sanat ve hayat

Üretmek için önce yaşamak gerek. Yaşadığını hissetmek gerek. Aksi olursa, sanat sanat olmaktan; şiir, yazı, edebiyat olmaktan çıkar! Şu anda sanat oyuncağa çevrilmiş durumda. Dayatmaların ağında. Sanat sömürülmekte!

Sanat ve hayat
A+ A-
Günay Arda / Belgesel Yapımcısı

“Yaşamak için ayağa kalkmamışken
Yazmak için oturmak ne kadar boş”
 
Tanımadığım tanıdık sanatçı Dostum!
 
Kim bilir, bilgisayarında, defterinde ne kadar yarım kalmış metin vardır...
Müzisyen isen, bitmemiş parçalar nota defterlerinde seni bekler...


Her tiyatro oyunu çalışması, sahneyle bitmez. Bazen yazar, bazen rejisör, genellikle de oyuncular tükenir...
Bir tek şiirler yarım kalmaz!
Yarım kalan her sanat eseri doğmayı bekleyen çocuk gibidir. Onlar hayat bekliyor. Yaşama kavuşmak için bizden hareket bekliyor.
Peki, bizi işimizden koparan nedir? Neden sevinçle, heyecanla başlattıklarımız yarım kalıyor?
Belki de bazı şeyler hep yarıda kesilmeli. Durdurulmalı. Daha iyilerine sıra gelsin diye...


ÜRETMEK İÇİN YAŞAMAK GEREK 


Üretmek için önce yaşamak gerek. Yaşadığını hissetmek gerek. Aksi olursa, sanat sanat olmaktan; şiir, yazı, edebiyat olmaktan çıkar.
Şu anda dünyanın yeni düzeni yazara, sanatçıya kumpas kurmakta. Sanat oyuncağa çevrilmiş durumda. Siyasi, sosyal oyunların ağında. Sanat sömürülmekte ve kullanılmakta.
 Filminiz Netflix’te olsun diye mutlaka içinde eşcinsellik söz konusu olmalı. Bununla da yetinmemelisin. Film boyu aile üyeleri bu eşcinselliği desteklemeli, sonunda herkes mutlu mesut hayatına devam etmeli.
 Eğer yazar iseniz, üstelik şairseniz, kitap fuarına gökkuşağı renklerinde tişörtle katıldıysanız, size beklenmedik veya beklenilen yollar açılır.


 Müzisyenseniz, konusu eşcinsellik olan şarkılar yazmanız gerekiyor. Veya klibinizde oynatmalısınız.
Aziz Dostum! Maddi imkansızlıklar, hayatın ve zamanın aksilikleri bizi akışıyla götürmemeli. Buna izin vermemeliyiz. Bu akını kendimiz tasarlamalıyız.
Sanat ve edebiyat hayattır. Kısıtlanamaz. Çerçeveye alınamaz. Nefessiz kalır. Solar ve ölür. Okudukların sana gerikalmışlık ifade ediyorsa, yarıda kes. Ama lütfen, yukarıda okuduklarının sanatı ve edebiyatı kullanmak olduğunu itiraf et!Sanat ve hayat - Resim : 1


SANAT YALNIZ SANAT İÇİN DEĞİLDİR


Sanat ve edebiyat sanatçının kalitesini düşürmemeli. Sanat, ona tapanın, hayatını adayanın problemleri olmamalı. Yazar, ekmek parası derdinde oldukça, oyuncu sahnede “akşam çocuklar ne yiyecek?” fikriyle oyununu yaptıkça fantastik sonuçlar bekleyemeyiz. Hiç kimse beni modern zamanda sanatın yalnız acılardan ve sefaletten doğduğuna inandıramaz...
 Sanat yalnız sanat için değildir. İnsansız sanat, tarih istatistiklerinden farklı bir şey olamaz. Sanat; insana, gruplara, ideolojilere değil, hayata hizmet etmeli. Açlık, yoksulluk , hayattan kopma, asla üst seviye yaratıcı insanın yaşam tarzı olamaz. Enerjimizi, zamanımızı , ruhumuzu verdiklerimiz bize maddi olarak ta dönüş yapmalı. Çünkü günün sonunda ortada bir mahsül oluyor. Ruhumuzun mahsülü. Yazdıklarım bazılarına aşırı paragözlülük, maddi hayata tutunmak gibi gelebilir. Ama ben herkesin günde en az üç öğün yemek yediği sırrını biliyorum.
 Sanat da hayat gibidir, bazen bizi tercihler yöneltir. Yolumuzu tercihlerimiz oluşturur. Bazen tam yanıbaşımızda olan imkanlardan haberimiz olmayabiliyor. Mesela, benim şehrimde, yani Bursa’da yazarlar, sanatçılar için evler var. Çalışmaların bitene kadar bu evlerde kalmak mümkün.
Gölyazı, Misi Köyü gibi cennetten kopmuş iki yerde kalabilmek imkanından ne kadar yazar ve sanatçının haberi var? Ne kadar insan bu imkanlardan şimdiye kadar yararlana bilmiş?


HAYALLERİMİZ İŞİMİZDİR 


Bizim eylemimiz işimizdir. Sanat hayatlara dokunmalı, hayat yollarını değiştirmeli. Herkes hayatına ayda en az 3 konseri, 5 kitabı, tiyatroyu, sinemayı sığdırabilmeli. Böyle bir yaşamın içine agresif, şiddet, kötü alışkanlıklar dahil olabilir mi?
Toplum sanatla kenetlenmeli. Her gün biraz daha labaratuvara, pazara dönüşen dünyada tek tutunacak dalımız sanattır. Sanat asla hobi değildir. Birilerinin gecesini gündüzüne katıp ömrünü adadığı iş, başkalarının hobisi olamaz. Sanat uğraş da değil. Sanatla uğraşılmaz, yapılır.
 Kendimiz olalım. En iyi yaptığımızı yapalım. Yerel olmadan hiç bir sanat dalıyla dünyaya, gün ışığına çıkılmaz. Özünden kaçana, kendine has olmayana saygı duyulmaz. Belki kısa bir dönem bir yerlere gelinse de, kalıcı olmaz.


Bu düşüncelere göre, kendimiz olduğumuz için belki yollarımızı tıkayan da olacak, kapılarımızı yüzümüze kapatan da. Yazmak için, yapmak için, üretmek için mani olan şeyleri bulalım. İhtiyaçlarımızı kendimiz çözelim. Engelleri beraber aşalım. Problemler masaya yatırıldığı zaman çözülüyor. Planlı şekilde çalışmalara başlayalım. İsteklerimizi, olasılıkları, mümkünsüzlükleri konuşalım. Elimizdekilere bakalım. Ya sonra elimizde bir şey kalmazsa?
El ele verelim. Hakim güçlerin elinde oyuncak olmadan sanatla kaplanalım. Bizi sanat korusun. Sanat tutsun elimizden. Yoksa dipsiz kuyular bizi yutar. Tabiat verdiklerinin hesabını elbet sorar. Yetenek bizim değil, doğanın. Doğa ihaneti affetmez. Yeteneklerimizi bulanık sularda yüzdürmeden kurtarmamız gerek.
Çok yakınındayız, beraber ayaklanalım. Yaptığın her neyse, sanatın hangi dalı olursa olsun. Evrenin ve sanatkarlığın koruması altına girsin. Hiç bir şey yarıda kalmasın. Türküsüyle, öyküsüyle, rock ve jazzıyla, tiyatrosuyla, her şeyiyle sanatla yükselelim. Başıboş kalmış her nota, her kelime izini kaybettirir. Bir daha bulamayız.
Bu yüzden Türkiye Sanatçılar Birliği (TSB)’ne katıldım. TSB Bu yolda sanatın, sanatçının AFETİ olsun!

Son Dakika Haberleri