29 yıl geçti, acı dinmedi: Genç ailesinden birlik ve beraberlik mesajı
Almanya'da, 29 yıl önce aynı aileden 5 kişinin ırkçı saldırıda hayatını kaybettiği Solingen faciasında acılar dinmedi. Irkçı 4 Alman tarafından kundaklanan evde, ailesinden 5 kişiyi kaybeden Mevlüde Genç, o günü anlattı.
Solingen kentinde yapılan katliamın ardından 29 sene geçti. Acılar ise hiç dinmedi. 29 Mayıs 1993’te Almanya'nın Solingen kentinden gece saatlerinde acı bir haber geldi. 6 ailenin oturduğu Genç çiftine ait 3 katlı ev, ırkçılar tarafından kundaklandı. Saldırıda Gürsün İnce (28), Hatice Genç (19), Gülüstan Öztürk (12), Hülya Genç (9) ve Saime Genç (5) hayatını kaybetmişti.
Genç ailesinin evini yakan failler Markus Gartmann, Felix Köhnen, Christian Reher ve Christian Buchholz, hapis cezalarını tamamladıktan sonra serbest bırakıldı. Kimlikleri gizli tutulan failler yaşamlarını Almanya'da sürdürüyor.
4 ırkçı saldırganın kundakladığı evde iki kızını, iki torununu ve yeğenini kaybeden Mevlüde Genç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, O geceki olaylar hiç aklımdan, kalbimden çıkmıyor. Hiç unutamıyorum o geceki çığlıklarımı.” dedi.
‘BİRBİRİMİZE YERLİ YABANCI DEMEYELİM’
Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Başbakanlığının, başarılı dernekleri ödüllendirmek için her yıl ismine madalya bastırdığı Mevlüde Genç, "Acı benim acım, ölene kadar devam edecek. Ancak iyi olalım, birbirimize sevgi, saygı gösterelim, birbirimizi incitmeyelim. Yerli yabancı demeyelim, biz bu ülkenin parçasıyız. Ben buraya geleli 50 sene oldu, buranın ekmeğini yiyoruz. Birbirimize kardeş gözüyle bakalım, her zaman için iyi olalım. Biz bu ülkeye birer bavulla geldik, ev, ocak sahibi olduk yine dönemedik. Dönemediğimize göre birbirimize sevgi, saygı, hoşgörü gösterelim. İyiliğin açmadığı kapı olmaz, kötülükle zaman geçmez. Burada 3-4 milyon benim evlatlarım, kardeşlerim var." ifadelerini kullandı.
Her hafta yanan evlerini ziyaret ettiğini aktaran Genç, "Çocuklarım orada emanetlerini verdikleri için orası benim için çok özel bir yer. Allah hepimize sabır versin aile olarak. Bu zor süreçte yanımda olan ve acılarımızı paylaşan herkese teşekkür ediyorum." dedi.
Baba Durmuş Genç ise yaptığı açıklamada birlik ve beraberliğe vurgu yaptı.
Genç, "Hep birlik ve beraberlik olursa bunlar hiçbir şey yapamazlar ama maalesef o kadar demeç verdik, yine de bir yığılma yok. Anıtın olduğu yerde Almanlar bile bizden fazla oluyor. Ama biz kendimizi gösteremiyoruz. Program ve etkinliklerde hep beraber birlik olsak ama biz maalesef böyle duyarsızız." değerlendirmesinde bulundu.
O GECEYİ ANLATTI
Irkçı saldırıda iki kızını, iki ablasını ve yeğenini kaybeden, 58 yaşındaki Kamil Genç de o gece yaşadıklarını şöyle anlattı: "Ertesi gün taksiye çıkacağım için o gece erken yattım. Bir ses duyduk ve eşim dedi ki 'Kamil kalk yanıyoruz.' Sigortaları kapatmak aklıma geldi, aşağıdan sigortaları kapatıp yukarı çıkana kadar ateş salona girmişti. Kızlarım ve kardeşlerimin yanına bir daha geçme şansım olmadı o alev içerisinde. Bir de ahşap olduğundan dolayı içerisi artık tamamen yanmaya başlamıştı, yarım veya bir dakika içinde her tarafı ateş sarmıştı. Bizler dışarı çıkmıştık, itfaiye geldi. Rahmetli kızlarım arka binanın üçüncü katında uyurken vefat etti. İkisi benim kızımdı Hülya ve Saime, iki de kız kardeşim Hatice ve Gülsüm. Gülsüm üçüncü kattan aşağı atladığı an vefat etti, diğerlerini görmedim. Bir de misafir olarak teyzemin kızı vardı o da vefat etti."
"O günleri hayal ediyorsun, hatta dün gece rüyama girdi olaylar. İnsanı ister istemez etkiliyor. Allah kimsenin başına vermesin, çok zor, anlatılacak gibi değil." diyen Kamil Genç, "Türk devletimiz devamlı bizimle temastalar, telefonlaşıyoruz. Annemi babamı arayıp ihtiyaçlarımızı soruyorlar. Alman devleti olsun, Türk devleti olsun bizi boş bırakmıyor." ifadelerini kullandı.
‘CEZALAR YETERSİZ’
Solingen faciasını Almanya tarihinin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan en feci, en korkunç ırkçı saldırı olduğunu söyleyen Avukat Fatih Zingal, cezaların yetersiz olduğunu vurguladı.
Görülen dava sonucunda mahkemenin 4 faili ayrı ayrı cezalara çarptırdığını belirten Zingal, "23 yaşındaki bir fail 5 cinayet ve 14 cinayete teşebbüs suçundan, 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Diğer üç fail ise suçu işlediklerinde 18 yaşından küçük oldukları için 10'ar yıl hapis cezası aldı. Bunlardan ikisi iyi halden dolayı ceza indirimi alarak erken tahliye edildi. Tüm failler hapisten çıktı ve aramızda dolaşıyorlar" dedi. Bedelin 15 yıl olmaması gerektiğini vurgulayan Zingal, "İşlenen suçun büyüklüğü karşısında çoğu insanda cezaların yetersiz olduğu kanaati oluştu. Üç fail yetişkin olmadığı için düşük ceza aldı, burada yargıyı eleştirmek belki doğru olmayabilir ancak ilk fail yetişkin olduğu için daha ağır bir cezaya çarptırılabilirdi. O saldırıda Genç ailesinin 5 ferdi yaşamını yitirdi, diğerleri de yitirebilirdi. Bu korkunç ırkçı saldırının bedeli sadece 15 yıl olmamalı, mahkemenin daha ağır bir ceza vermesi gerektiği kanaatindeyim. Ayrıca bu yargılamada hukuk süreci daha şeffaf yürütülmeliydi ve kamuoyu yeterince bilgilendirilmeliydi. Bazı insanlarda bu davanın örtbas edilmeye çalışıldığı algısı oluştu” ifadelerini kullandı.
MEZARLARI BAŞINDA ANMA
Saldırıda hayatını kaybedenler mezarı başında da anıldı. Amasya'nın Taşova ilçesine bağlı Mercimek köyünde, Solingen'deki kundaklamada hayatını kaybeden Gürsün İnce, Hatice, Hülya, Saime Genç ile Gülistan Öztürk için anma töreni düzenlendi.
Törende konuşan Amasya Valisi Mustafa Masatlı “Genç ailesinin 29 yıl önce yabancı düşmanlığı ve ırkçı saldırılar karşısında bir katliama tanık olduğunu dile getiren Masatlı, "Bizler bu katliamda beş canımızı kaybettik. O zaman anlaşıldı insanlığın ne duruma geldiği. İnsanların insanlarla ilgili ne düşünceler içerisinde olduğunu bir kez daha göstermiş oldular." ifadelerini kullandı.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkan Yardımcısı Abdulhadi Turus Avrupa'da hemen her gün iki ırkçı ve İslam karşıtı olayla karşılaştıklarını söyledi. Turus, Genç ailesine başsağlığı dileyerek, "Keşke Solingen olayından sonra 'böyle olaylar yaşanmadı' diyebilsem. Maalesef yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Avrupa'da hemen her gün iki ırkçı ve İslamafobik olayla karşılaşıyoruz. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için dua ediyoruz" dedi.
Daha sonra heyet ve beraberindekiler mezarlığı ziyaret etti, Kur'an-ı Kerim okunup dua edilmesinden sonra mezarlara karanfil bırakıldı.