18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye masaya bunları koymalı

BAE, İsrail, Yunanistan, Almanya... Diplomatik temaslar hızlandı. Amaç Doğu Akdeniz gazını Avrupa'ya taşımak. Türkiye görüşmelerde Mavi Vatan'ın kabulü, Yunanistan'ın hukuk dışı taleplerinden ve Lozan'ı çiğnemekten vazgeçmesini gündeme getirmeli

Türkiye masaya bunları koymalı
East-Med Doğal Gaz Boru Hattı, Türkiye'yi devre dışı bırakarak Akdeniz gazını Avrupa'ya göndermeyi hedefliyordu. Fakat ABD projeden çekildi. Şimdi bu proje Türkiye üzerinden yapılmaya çalışılıyor.
A+ A-
İHSAN SEFA / EMEKLİ KURMAY HAVA ALBAY

25 Kasım 2021'de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan, Türkiye’yi ziyaret etti. Tabiî kucağında bir sepet dolusu havuçla geldi. 15 milyar dolarlık yatırım vs... Çok değil, daha dün PKK'ya destek veren, Türkiye aleyhinde faaliyetler yürüten İsrail dostu BAE prensinin bu ani gelişini yorumlamak için müneccim olmaya gerek yoktu.

Baktılar ki Türkiye giderek Doğu’ya kayıyor. Kuş uçuyor, Batı'ya körü körüne bağlı Türkiye yerine “Avrasya Birliği”nden söz eden Rusya başta olmak üzere Asya ülkeleri ile ilişkileri geliştirmeye başlayan, Türk Devletleri Teşkilatını kuran bir Türkiye çıkıyor karşılarında. Üstelik de Nemessis, Noble Dina Tatbikatları ile sindiremedikleri, Doğu Akdeniz’deki Mavi Vatan haklarını sonuna kadar savunan bir Türkiye.

Beklentimiz bunun arkasının geleceği, ABD’nin BAE'den sonra İsrail Cumhurbaşkanı'nı da Türkiye göndererek ilişkileri canlandırmaya çalışacağı yönündeydi yanılmadık. Hatta fazlası oldu.

KONTROLLÜ İLERLEYEN RUSYA

24 Şubat Rusya, Ukrayna’ya harekat başlattı. Batı’nın kuklası komedyen Zelenskiy bir anlaşıyor bir vazgeçiyordu. Esasen Zelenskiy’e kalsa Rusya ile anlaşmıştı ama Biden istemiyordu. Rusya Ukrayna’ya saldırsın diye elinden geleni yapıyordu. Rusya ne istiyordu?

Birinci olarak; “Ukrayna NATO’ya girmeyeceğini taahhüt etsin. NATO, Ukrayna’yı da alırsa Karadeniz batısından tamamen kuşatarak beni tehdit ediyorsunuz. Zaten 1990 da NATO genişlemeyecek diye verdiğiniz sözü tutmadınız şimdi de Ukrayna’yı alıp benim gırtlağıma bıçak dayamayın!” diyordu.

İkinci olarak da; “Ukrayna, 2014 ve 2015 Minsk Anlaşmalarına uysun, Donetsk ve Luganks bölgelerinin özerkliğini versin ve burada son 8 yılda 14 bin Rus vatandaşını katleden neonazi Azak Taburlarına engel olsun.” istiyordu.

Sonuçta ABD’in yönlendirmesi ile bu isteklere hayır diyen Zelenskiy'i iktidardan düşürmek için Rusya harekâtı başlatmış oldu. Rusya harekâtı bilerek ve kontrollü yürütüyor. Öncelikle sivillere zarar gelmesin diye şehirlere saldırıp yakıp yıkmamaya gayret gösteriyor. Bazı aklı evvellerin dediği gibi “Rusya beklemediği direnişle karşılaşıp batağa saplanmış!” değil. Zelenskiy her konuşmasında Putin’le görüşmek için neredeyse yalvarıyor. Diger yandan “Hava üstünlüğü sağlayın, uçak ve hava savunma sistemi verin bana.” diyor ama Batı hâlâ Zelenskiy'e “Aslansın, kahramansın” diye dayak yedirtiyor.

Türkiye masaya bunları koymalı - Resim : 1
Seville Haritası ile Türkiye, Akdeniz körfezine hapsedilmek isteniyor.

ABD'NİN AMAÇLARI

Geçen hafta Zelenskiy anlaşma kapısı açan ifadeler kullandı. Antalya Diplomasi Forumu'nda olumlu gelişmeler olacak gibiydi; ancak Biden hemen tedbirini aldı Dışişleri Bakan Yardımcısı Sherman’ı Ankara’ya gönderdi. Sherman, diplomasi kurallarına da aykırı olarak Alman, İtalyan, Fransız, İngiliz ve Ukrayna’nın Ankara Büyükelçilerinin katıldığı bir toplantı yaptı. Bu toplantıda ne dediler, ne sözler verdiler ise Ankara’daki Ukrayna ve Rus Dışişleri Bakanları görüşmesi sabote edildi. Barış çıkmadı.

ABD, Ukrayna’ya lejyonlar (paralı asker) gönderilmesini teşvik edip, meskun mahal çatışmaları ile harekâtın uzamasını istemektedir. Ülke yanmış yıkılmış, ABD’nin umurunda değil. ABD çatışmaların uzamasıyla:

  • Avrupa’ya Rusya korkusu salarak daha çok silah satmak. (Daha şimdiden Avrupa’ya 10 milyar dolarlık silah satış anlaşması yaptı.)
  • Dağılmakta olan NATO’yu “saldırgan Rusya” imajı ile toparlama fırsatı bulmak. (Fakat uzun vadede bu mümkün olmayacaktır.)
  • Ukrayna’da uzun sürecek şehir çatışmaları ile Rusya’yı yıpratmak.

ABD Başkanı Biden açıkça söyledi; Rusya ile silahlı çatışmaya girmeyecek, ekonomik yaptırımlarla Rusya’yı dize getirecekmiş. Bu noktada Avrupa ülkeleri, doğal gaz alımının %40'ını Rusya’dan aldıklarını ve bundan vazgeçmeyeceklerini söylediler. ABD, Avrupa’nın Rus gazına bağlı olmaması için çareler arayışına girmiş. İşte şimdi sıra Türkiye’ye geliyor.

Geçen günlerde Yunanistan Başbakanı Miçotakis, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Alman Başbakanı Olaf Scholz; Sam Amcalarının emriyle koşa koşa Türkiye’ye geldiler. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da önümüzdeki günlerde Türkiye’ye geliyor. Daha önce BAE prensi ön ısınma hareketlerini yapmıştı da, bu kez Rusya’nın harekâtı hepsini yerinden oynatıverdi. Peki neden geldiler? Dün Türkiye’ye namlularını çeviren, tatbikatlar yapan bu sahte dostların geliş sebebi neydi?

Avrupa’nın Rus gazından kurtulması lazımdı. Doğu Akdeniz’deki İsrail gazının Avrupa’ya aktarılması sorunu çözecekti ancak iki büyük engel vardı.

Birincisi; denizin 3 km derinliğine varan deniz dibinden ve 1800 km mesafedeki Yunanistan’a döşenecek boru hattı hem çok pahalı hem de risklerle doluydu. İkincisi; boru hattının yapımı çok uzun zaman alacaktı.

Bu riskleri bertaraf edecek tek alternatif yol, boru hattının Türkiye’den geçirilmesiydi. İşte bunun için sırıtarak sanki o namluları Türkiye’ye çevrilen tatbikatları yapanlar onlar değilmiş gibi Türkiye’ye koşuyorlardı. Evet boru hattı Türkiye’den geçsin, bu maddi olarak da Türkiye’ye ciddi katkılar sağlayacaktır. Ama maddi katkıdan daha önemlisi (buraya lütfen dikkat) yapılacak görüşmelerde:

  • Akdeniz’deki Mavi Vatan sınırlarımızı her iki ülkenin de kabul etmesi.
  • Yunanistan’ın Ege adalarının kıta sahanlığı münhasır ekonomik bölge gibi uluslararası hukuka uymayan tutumundan vazgeçmesi (Fransa-İngiltere arasında geçtiğimiz yıllarda çözümlenen yakın örneğinde olduğu gibi.)
  • Lozan’da silahsızlanması hükme bağlanmış adalardaki silahlarını geri çekmesi, kaya ve adacıklardaki işgale son vermesi.

Bu şartlar kabul edilmeden asla ve asla boru hattının topraklarımızdan geçirilmesine müsaade edilmemelidir.

Doğu Akdeniz Avrupa Mavi Vatan Yunanistan ABD lozan