İHL çıkmazı 3

Başlığı bilerek seçtim. Bazı dostlar hemen itiraz edebilir:

"Nasıl yani. Başörtüsü artık laiklik sorunu değil mi?"

Ayrı bir konu.

Maksadım: Üzerinde durmadığımız yönüne dikkat çekmek.

***

İmam Hatip Liselerinin (İHL) 100. yılı sempozyumu.

Dün de yazdım.

İslamcı gençlik ikiye ayrılmış.

Erkekler ilgisiz.

Gençlerin yüzde 90'ı kız.

***

Başörtülü kızlara bakıyorum.

Halen İHL'de okuyan yok galiba.

İlahiyatlı da fazla değil.

Ağırlık din kültürü öğretmenliği öğrencilerinde.

***

Çoğunun giyimi sorunlu.

Benimki gibi özensiz.

Sınıf farkı: Birkaçı şıklığa dikkat etmiş.

***

Oturum aralarında kızlarla sohbet ediyorum.

Ortalama vaziyet:

Dış aleme ilgileri yüksek değil.

Türkiye'de ve dünyada neler oluyor?

"Başlıklar" dışında bildikleri söylenemez.

Gazete okuyan: Az

Sanki: Derslerle sınırlanmışlar.. Ötesine de teşvik yok gibi.

***

Kitap: Okumaya düşkünlük mesajı almadım.

İskender Pala'nın romanları..

Mustafa Armağan'ın "tarih" kitapları.

Saydıkları bunlar.

Tarih deyince aklıma geldi.

İlber Ortaylı'yı soruyorum.

Adını ilk defa duyanlar vardı.

Televizyonda da mı görmediniz?

Özel yurtta kalanlar: "Bizim yurtta TV yok."

Anlaşılan: İslamcı yurtlarının normali böyle.

***

Taksim olayları?

Merak edip giden var mı?

Düşünmemişler.

Bu kadar insan.. Sokağa niye inmiş olabilir?

Olgunlaşmış bir cevapları bulunmuyor.

Baskılara tepki olabilir mi?

İnanmıyorlar: "Baskı yok ki."

Daha kıdemlileri, camianın ortalamasını dillendiriyor:

"Geçmişte de biz baskı gördük."

Ruh hali: Baskıyı tarafsız bir otorite yapıyor sanki.

***

Bir özet:

Dini eğitimde görev tamam gibi!

Maksat hasıl olmuş!

Şimdi soru şu:

Anlayış olarak.. İHL kuşağı, Taksim gençliğini yönetebilir mi?

***

Olayın bir cephesi.. Yukarıdaki gibi.

Başka bir yönü daha var. Az bilinir.

İyi eğitimli İslamcı kadınlar sorunu.

İHL kökenli.. Ya da dindar.

Akademik kariyer yapıyorsa..

Hele din dışı sosyal bilimlerde.

İslamcı ana gövde ile.. Sorun yaşamayan azdır.

***

Sempozyumda tanık oldum.

Genç bir kadın kalktı.

Sunum gibi bir soru sordu.

Sonradan öğrendim.

Hükümete ait gazetelerden birinde yazıyormuş.

***

28 Şubat sürecinde imam hatipli.

Kartal Anadolu İHL'de.

Kolej gibi bir okul. Bitiriyor.

Başörtüsü sorunu var ya.

Avrupa'da okumak istiyor.

İlim Yayma Cemiyeti karşı çıkıyor.

İHL'lerin 1950'lerden beri hamisi.

Ona ve birçok arkadaşına dedikleri:

"Ne işiniz var Avrupa'da tek başınıza."

Sonra Bilgi Üniversitesi.

Boğaziçi'nde master.

***

Söylediklerini teyp kaydımdan özetliyorum.

"Ben kışkırtıcı bir yorum yapacağım."

"Beni asıl mağdur eden 28 Şubat v.s. değildi. İlim Yayma Cemiyeti oldu."

"28 Şubat.. İşte Kemalist elitler.. Cumhuriyet.. Tevhidi Tedrisat...Artık ezber bozmuyor. Biz bunları anladık, öğrendik..."

"Asıl ezber bozacak olan.. Bizim kendi kurumlarımızı kendi içinde konuşmamız gerekir."

"...Bizi mağdur eden, erkek egemen muhafazakar kültür..."

Liberal etkiler hayli güçlü.

Zihnindeki meşruiyet ekseni artık farklı.

Referansları aldığı dini eğitim değil.

***

Salonun tepkisi önemliydi.

Erkekler de, kadınlar da alkışladı.

Hem de yaygın şekilde.

Kürsünün tavrı

Prof. Dr. Bekir Berat Özipek:

"Tamamen hak veriyorum." (Yeni Şafak yazarı)

Prof. Dr. Yasin Aktay (AKP MKYK üyesi):

İtiraz etmiyor: "Arkadaşın söyledikleri, çoğuna hak verdiğimiz şeyler.."

Ancak: "İyi örnekler de var. Kamuda başörtüsünün serbest olmasıyla birlikte kadına karşı ayırımcılık azalacak."

***

Evet. Böylesi çıkışlar ilk değil.

1980'lerin sonlarından beri bilirim.

İzlediklerim var.

Fakat onlarınki biraz kapalı devreydi.

Şimdi.. İslamcı yeni kadın kuşağı geliyor.. Sayıları çoğalmış.

Yurt dışında ya da içeride.. İyi eğitim almış.

Okuyup yazan. Akademik çalışma yapan.

Köşeli konuşan. Sözünü sakınmayan.

İslamcı gövdenin sorunu: Yeni kuşak İslamcıların dilini anlamıyor.

Meraklısına: Uzlaşma görünmüyor.

Düzeltme: Dün AKP'nin yereldeki iktidar süresini 15 yıl yazmışım. Tabi ki 19 yıl olacak. Özür dilerim.