26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İran anlaşmasında doğrular, yanlışlar

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

İranlı üst düzey bir kaynak.  

Üç gün önce konuşuyorduk.  

“Bu gece anlaşma imzalanacak” dedi. 

Haklıydı: Aylar öncesinden ilan edilmişti.  

Anlaşma için son tarih 31 Mart diye. 

Fakat: İmzalar atılamadı o gece.  

Pürüzler ortadan kalkmamıştı henüz. 

***  

2 Nisan 2015: Beklenen açıklama Lozan’dan geldi. İki gün gecikmeyle. 

Özeti: İran’ın nükleer dosyasında ön “anlaşma” sağlanmıştı. 

*** 

Şimdi ayrıntılar. 

Bir: Bu, bir İran-ABD anlaşması değil. 

Evet, taraflardan biri İran. 

Karşısında ise sadece ABD yok. 

Masada 5 ülke daha bulunuyor: Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya. 

Bu yüzden “P5+1” diye adlandırılıyor. 

*** 

İki: Nükleerde kesin anlaşma sağlandı mı? 

Hayır: Henüz imzalar atılmadı. 

Lozan’da bir “ön” mutabakat sağlandı. Çerçevede uzlaşıldı. 

Taraflar demiş oldu ki: “Anlaşma için anlaştık.” 

Bir de son takvim verdiler: 30 Haziran 2015. 

Kesin imzalar o tarihe kadar atılacak. 

*** 

Üç: Mutabakat sağlanamazsa ne olur? 

Muhtemeldir ki, süre uzatılır. 

Çünkü: Kimse masayı terk etmeye niyetli değil gibi. 

Tarafların kendince beklentileri var. 

*** 

Dört: 30 Haziran’da imzalar atılırsa nelere kapı açılır? 

ABD-İran anlaşmazlığı biter mi? 

Bizim İslamcıların bir korkusu var: Bölgede bir ABD-İran ittifakı kurulabilir mi? 

Kısaca cevap verelim: Hayır. 

Nükleer dosya, anlaşmazlıklarından sadece biri. 

Daha pek çok sorun yaşanıyor. 

*** 

Biliniyor: İki ülke 1979 İslam devriminden beri kavgalı. Aralarındaki anlaşmazlıklar kapsamlı. 

Başlıklarını sayalım. 

ABD’nin el koyduğu İran hesapları. 

Tahran’a göre 100 milyarlarca dolar bloke edildi. 

Uzun menzilli füzeler. 

İsrail’in güvenliği. 

Körfez’deki durum. 

Mali ve teknolojik ambargolar. 

En basiti: Diplomatik ilişkiler kesik. Elçilikler kapalı yani. 

*** 

Beş: ABD ambargoları ciddi mi? 

Cevap: Kesinlikle evet. 2008’den sonra ağırlaştırıldı. 

Doların fiyatı 4 misli arttı. 

İzin yoksa: İran’a bankalar üzerinden 1 dolar giremiyor, çıkamıyor. 

Dışarıda yaklaşık 110 miyar dolar bloke edilmiş durumda. 

Sonuç: İran halkı ciddi sıkıntı içinde. 

*** 

(Not 1: Batı, siyasi ve askeri ambargolarla artık sonuç alamıyor. 

Mali ambargoyu İran’da test etti. Etkisini gördü. 

Bu yüzden aynısını Rusya’da denemekte. Rusya direniyor. 

Not 2: Her silah zıddını doğurur. 

Bankacılık ambargosu için de arayışlar başladı. 

Çin’den ilk adımlar geldi.) 

*** 

Altı: Nükleerde anlaşma sağlanırsa hangi ambargolar kalkacak? 

İran tarafı hayal kurmuyor. 

Dedikleri: “Evet, nükleerden dolayı konulan ambargolar kalkmaya başlayacak.” 

“Fakat, bunlar sorunun sadece dörtte biri.” 

“İslam devriminden itibaren getirilenler sürecek.” 

*** 

Yedi: Nükleer dosyada İran içinde farklılık mı var? 

Yani, Hasan Ruhani hükümetiyle Rehber Hamaney arasında. 

Kısaca cevap veriyorum: “Evet”. 

Üst düzey bir İranlı kaynağım dedi ki: “Rehber’den izinsiz devlet su bile içemez.” 

İran devlet sistemi açısından doğru: Son söz Hamaney’e ait. 

Fakat: İran’ın ayetullahları bizim İslamcılar gibi değil. Dünyayı ve devleti biliyorlar.  

“Dik” durmaları da gerçekçi. Esneklikleri de. 

*** 

Evet, “Muhafazakâr” kanat mutabakattan memnun değil. 

Dedikleri: “Bütün kırmızı çizgilerimiz aşıldı.” 

Keyhan gazetesi başyazarı Hüseyin Şeriatmedari’nin tepkisine bakalım. 

Dedi ki: “İran eyerlenmiş bir at verdi. Karşılığında çarık çürük bir dizgin aldı.” 

Dikkat: Şeriatmedari Hamaney’in Keyhan’daki resmi temsilcisi. 

*** 

Temel itirazları: İran, nükleerde en başa dönmeyi kabul etti. Sadece yüzde 3.67 zenginleştirme yapabilecek. Yüzde 20’ye kadar zenginleştirdiklerini oksitlenmeye bırakacak. Fakat ambargolar aşamalı olarak kalkacak. O da garanti değil. 

*** 

Şimdi görünen: Rehberlik, Rafsancani-Ruhani ekibine anlaşma için izin verecek. Sonuç alınır, ciddi ambargolar kalkarsa ne âlâ. Değilse, hükümet sorumluluğuyla baş başa bırakılacak. Nükleerde başa dönülecek. Çalışmalar tekrar yükseltilecek. 

Yani: Hükümetler geçici, devlet baki. 

Bu arada sürpriz olmaz mı? Hayır diyemem.