26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İrtica, kuyusunu kazıyor

Mehmet Bedri Gültekin

Mehmet Bedri Gültekin

Eski Yazar

A+ A-

Emperyalizm ve Ortaçağ kalıntıları, 20. Yüzyılın başından beri kolkola oldular. Ama bu işbirliği, meyvelerini özellikle yüzyılın son çeyreğinde verdi.
Bir yanda Devrim dalgasının dünya çapında geri çekilmesi, diğer yanda emperyalist neoliberal saldırı; kimi Müslüman ülkelerde trilyonlara varan Petro dolarlara hükmeden Ortaçağ kalıntısı güçlerin varlığı ile birleşince sonuç, İslam coğrafyasında İrtica’nın güçlü bir şekilde hortlaması oldu.
Irak ve Suriye’de IŞİD, Afganistan’da Taliban ve El Kaide, Orta Batı Afrika’da Boko Haram, Somali’de Es Şebap gibi örgütler, yüzyıllar hatta binyıllar öncesinin kimi uygulamalarını “Allahın emri” diye sahnelemeye başladılar.
Bin yıl önce “normal” olan kimi manzaralarla bin yıl sonra da karşılaştığınız zaman, gördüğünüz tablo inanılmazdır.
Sonuç; hortlak hikâyelerindeki akıl almaz sahnelerin kameralar önünde icra edilmesi, insanoğlunun binlerce yıllık tarih içinde edindiği maddi manevi bütün kazanımlara yönelik vahşet ve yıkımın “marifetmiş gibi” bütün dünyaya seyrettirilmesidir.
İCRAATLARI
IŞİD için boğazladıkları insanlara ait görüntülerin, daha sonra adeta senaryolu film haline getirmek rutin bir uygulama olmuştur. Örgütün hakim olduğu yerlerde başka bir inançtan olmak, yüzler ve binlerle katledilmek için yeterli sebeptir.
Gene başka inançlardan kadınlar, savaşta elde edilen ganimettir. Onlar ancak “cariye” olabilirler.
İnsanlık tarihinin günyüzüne çıkarılan 4-5 bin yıllık tarihinin kalıntıları, IŞİD’in elindeki patlayıcılarla havaya uçurulmaktadır. Afganistan’da dağa oyulan binlerce yıllık Buda heykellerinin ardından Ninova ve Hatra’da gerçekleştirilen yıkımı tarif edecek sözcükleri insanlık daha telafuz etmedi.
“Bir neslin çocukları yok edildi”. Gazeteler, Boko Haram örgütünün farklı inançlardan olan halkın çocuklarına yönelik sistemli kaçırma, erkek çocukları köle, kız çocukları ise zorla evlendirme ya da cariye olarak kullanmasını böyle haber yaptılar.
Beyinleri ortaçağın hurafeleri ile uyuşturulmuş militanların, patlayıcı dolu arabalara binerek başka din ve mezheplerden insanların toplu olarak yaşadıkları yerlerde ve özellikle, ibadet yerlerinde havaya uçurmalarını “cihat” zanneden hortlaklar sürüsü ile karşı karşıyayız.
İnsanın ileri derecede ve istenilen amaca göre eğitilebilir bir canlı türü olmasının, eğitimin içeriğine göre, nasıl; bin yıllar önceki haline dönüştürülebileceğinin canlı örneklerini yaşayarak görüyoruz.
HER ŞEY ZIDDINA DÖNÜŞÜR
Kısacası İslam dünyasında hortlayan Ortaçağ’a ait örgütler, emperyalist Batı ülkelerinde üretilen silah ve patlayıcıları kullanarak birbirlerini boğazlıyorlar.
En ufak bir insan hakkı yok. Savaş silahlı kişiler arasında olmuyor. Başka inançtan olan herkes, ölmesi gereken kişi…
Son yıllarda yaşadığımız vahşetin benzeri yaklaşık 500 yıldır İslam ülkelerinde yaşanmadı. Demokratik Devrimlerin etkilediği ve Mustafa Kemallerin, Nasırların, Bin Bellaların, Musaddıkların dünyası ile bugün yaşanalar arasında en ufak bir benzerlik yok.
Hortlakların dünyasında bilim ayaklar altında… Düşünce özgürlüğü, örgütlenme hakkı gibi kişi hak ve hürriyetleri, insanların doğuştan eşitliği, can ve mal güvenliği vb. demokratik devrimlerin ürünü olan kazanımlar, hortlakların dünyasında söz konusu bile değil.
Ama öte yandan gerçek şudur: Şeriatçı terör örgütleri icraatlarıyla başta Müslüman halklar olmak üzere bütün dünyanın nefretini kazanıyorlar, nihai sonlarını hazırlıyorlar
BÜYÜYEN NEFRET
Böyle gitmeyeceği açıktır. İslam dünyası eninde sonunda tarihin gidişine, ülkeler ve halklar olarak çıkarlarına böylesine aykırı olan bu durumdan kurtulacaktır.
Bu akıl dışı durumun kendi zıddını doğurması kaçınılmazdır. Bütün dünyada ve elbette İslam dünyasında da şeriatçı teröre karşı tepki birikmektedir.
Etkin oldukları ülkelere yıkım ve karanlıktan başka bir şey getirmeyen irtica, kendisine karşı olan nefreti büyütmekte, en köklü çözümlerin koşullarını olgunlaştırmaktadır.
Hortlayan Ortaçağ kaçınılmaz olarak patlak verecek devrim dalgasının hedefi olacak ve ezilecektir.
FEDA EDİLECEK PİYON: İRTİCA
Türkiye ve İran gibi ülkeler İslam Dünyası’nın bu yeni uyanışına önderlik edecek ülkeler olacaklardır. Vahşetin hedefi olan ve dört yıldır destansı bir direniş gösteren Suriye’yi de Türkiye ve İran ile birlikte anmak gerekir.
Bu ülkeler büyük tarihi geçmişleri, son yüzyıl içinde yaratmış oldukları birikim ve kendi ayakları üzerinde durabilme potansiyelleri ile Emperyalizmin ürünü Ortaçağın hortlaklarına karşı İslam dünyasının ayağa kalkışına önderlik edebilme kapasitesine sahiptirler.
ABD emperyalizmi kaybediyor. Emperyalizmin çocuğu olan İrtica da emperyalizmle birlikte kaybedecektir.
Ama İrtica, Müslüman milletlerle emperyalizm arasındaki büyük kavgada kullanılan bir piyon konumunda olduğu için savaşın değişmez kuralı gereği ilk feda edilen olacaktır.
Kısacası İrtica’yı Müslüman halkların büyük öfkesi bekliyor.