Karşılıksız çek: Anti-emperyalist kahraman Erdoğan!

17 Aralık'ın yan ürünleri de var.

Erdoğan cenahı fırsata çevirmek niyetinde.

"Şer"den "hayır" çıkarmaya çalışıyor.

Hedefleri: Erdoğan'dan "kahraman" imal etmek.

Yaldızlı bir denklem kurdular.

Bir tarafta en anti-emperyalist lider: Tayyip Erdoğan.

Diğer tarafta kadrolu şer cephesi: ABD, İngiltere ve İsrail.

Cemaat: Şer cephesinin maşası.

***

Atatürkçülere sataşıyorlar.

"Hani emperyalizme karşıydınız?"

"Tayyip Bey'e neden destek vermiyorsunuz?"

Yüzlerini biraz daha kızartsalar, borçlu çıkaracaklar.

***

Kendilerini fazla ikna etmiş görünüyorlar.

Soruyorlar: Şer cephesi Erdoğan'ı niçin istemiyor?

Cevaplıyorlar: Erdoğan yoldan çıktığı için.

Yani: Emperyalizme kafa tuttuğu için.

***

İslamcı yazar Ali Bulaç böyle düşünenlerden (Zaman gazetesi, 30 Aralık 2013).

AKP'nin Batıyla ilişkisini iki döneme ayırıyor.

Birinci dönem: Kuruluşundan 2011'e kadar.

Kuruluş:

"AK Parti, tabii ki Türkiye'nin Batılı müttefiklerinin, NATO'nun, AB'nin ve özellikle Amerika'nın bölgesel ve küresel politikalarına rağmen kurulmuş değildir."

Nasıl karşılandı:

"Parti kuruluşunda ve 2002 seçimlerinden hemen sonra Batılı ülkelerin, küresel güçlerin R. Tayyip Erdoğan'a nasıl bütün kapılarını açtıklarını, ABD'de en etkili Yahudi lobilerinin Sayın Erdoğan'a 'cesaret ödülü' verdiklerini biliyoruz."

Erdoğan ne söz verdi:

"AK Parti, 'ABD ile bölgede ve dünyada uyumlu politikalar' izleyeceği, 'Batı'yı Ortadoğu'ya ve Asya'ya taşıyacağı' vaadinde bulundu... Türkiye bölgeyi ılımlılaştıracak, radikalizmin önüne geçecek ve bu çerçevede BOP'un eşbaşkanlık görevini üstlenecekti."

***

Bulaç'a göre "ikinci dönem"in özelliği:

"2011'den itibaren Türkiye iş aldığı patrona meydan okudu."

Yani ABD'ye kafa tuttu.

Ve Suriye'de "tuzağa düşürüldü".

***

Önce bir yanlışı düzeltelim.

AKP'nin Ortadoğu politikasında kırılmanın başlangıcı?

Zannedildiği gibi Libya-Suriye (2011) değildir.

Tahran'a, Bağdat'a, Beyrut'a gidin, anlatırlar.

AKP üç kritik adımı 2010'da attı.

Bir: Irak seçimi. Amerikancı bloku destekledi. Irakiye bloku Davutoğlu'nun evinde kuruldu. Operasyon Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliği'nden yürütüldü.

İki: Lübnan seçimi. Hariri'nin Amerikancı 14 Mart blokunun arkasına geçti.

Üç: Kürecik'te Amerikan radarına "evet" dedi. Radar, İsrail'i korumak için İran'ı gözetliyor.

***

Ara özet:

Bir: AKP'nin 2010 operasyonları silahsızdı.

İki: Libya ve Suriye'de durum değişti. AKP sahaya silahla indi (2011).

Üç: Batıya rağmen değil, Batı destekliydi.

***

Hatırlarsınız. Erdoğan Libya operasyonuna başta ne demişti?

"NATO'nun Libya'da ne işi var?"

Sonra ne oldu?

Bulaçların hesabınca Erdoğan kafa tuttu!

NATO bombardımanında erketelik yaptı!

***

Suriye'de olanlar?

ABD önderliğinde uluslararası bir koalisyon.

Suriye'yi yaktı, yıktı.

100 binden fazla can kaybı.

Milyonlarca mülteci.

Soru da, cevap da yerindedir.

Erdoğan Suriye'de nasıl "kafa tuttu"?!

Türkiye'ye "tetikçi"lik yaptırdı.

Ek soru: AKP hükümeti hiç mi yoldan çıkmadı?

Cevap: Muhtemelen, kurbanın cüzdanını çalmaya kalktı!

***

Evet. Batı Erdoğan'ı çizmiş görünüyor.

Batıya kafa tuttuğu için değil.

Kullanım değeri kalmadığı için.

İçte ve dışta husumet çekiyor artık.

Erdoğan hangi bölge kuvvetiyle dost?

Var bir tane: Barzani.

İçte, hangi kuvvetlerle müttefik?

Var bir tane: PKK.

Diğer herkesle kavgalı.

***

Yandaşların anti-emperyalizminin karşılığı yok.

Çünkü Erdoğan, dıştaki durumunun farkında.

"Kahraman"lığı aklından bile geçirmiyor.

Japonya'dan uysallık mesajları bu yüzden.

Konuştum: Yandaşları bile "Batı'yla ilişki tamirinden" söz ediyor.

Sebep: Bütün mevzilenmesi Batı desteğine bağlı. Artı "dosyalar".

Sonuç: Her çekirdek kendi meyvesini verir.

***

HSYK'yla ilgili komisyon çalışmalarına bakar mısınız?

Saldırgan ve kibirliler.

Sonuç: Erdoğan içteki durumunu da öğrenecek.