26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye nereye gidiyor?

Hayati Asılyazıcı

Hayati Asılyazıcı

Eski Yazar

A+ A-


30 Mart yerel seçimlerde, 10 Ağustos 2014 TC Cumhurbaşkanı seçiminde yasaları ve anayasayı çiğneyerek dilediği gibi propoganda ve çalışmalarını sürdüren AKP Genel Başkanı, Başbakan Tayyip Erdoğan seçimleri öyle kazandı! Bizim Cumhurbaşkanımız değil, yeni Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olduğunu söylüyor. Oysa böyle bir Türkiye yok! O zaman neyi söylüyor? Cumhurbaşkanlığı ağırlığı olmasa da AKP Genel Başkanı ve Başbakanmış gibi görevini sürdürüyor. Mitingler düzenliyor, tarafsızlığını bırakarak taraf olarak partisinin ve hükümetinin hatalarını görmezden gelip PKK’nın isyanını muhalefete yüklüyor. Bu konuda ordu ve polis gerekli müdaheleleri yapamadığı için Türk ekonomisi PKK tarafından altüst edilerek alışveriş merkezleri yağma ediliyor. Cumhuriyet başsavcısı suskun, BDP’nin PKK isyanını kışkırttığı halde soruşturma açmaması iktidarın cumhurbaşkanına bağlanıyor. PKK’nın ülke genelindeki isyanı ve yağma girişimi Türk ekonomisini ve toplumsal dayanışmayı çökertecek ağırlıktadır. 6-7 Eylül (1955) Menderes’in yanlışlığıyla ülkemiz ekonomisine büyük bir çöküntüyü getirmişti. Orada ‘tahribat’ vardı. Burada PKK’nın isyanı açık ve net biçimde ortaya çıktı.
DAVUTOĞLU MASAL OKUYOR!
Açılım, akil adamlar, Öcalan diyalogları ile başlayan bahar havası ile BDP Türkiye’yi bölebileceğine inandı. Oysa PYD ile İŞİD’in çatışması savaş nizamını bilmeyen PKK’nın ödünü patlattı. Çünkü PYD her girdiği çatışmalarda yeniliyordu. PKK sınır dışında Türkiye’ye göçe başladı. Korkunun ecele faydası yoktur. PKK’nın bu isyanda ve IŞİD karşısında korkuya düşmesi değil bağımsızlığını kazanmak savaş bile yapamayacağını gösterdi. Yani PKK bir terör örgütüdür. Bu isyanlarla ve tahribatlarla bunu kanıtladı.
Ahmet Davutoğlu masal okuyor! Ancak onu da beceremiyor. Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı görevini bırakmış ülkeyi dolaşarak muhalefeti suçluyor. BDP yasaları ve anayasayı ayaklar altına almış, terör örgütü PKK öncülüğünde ülkeyi çıkmaz sokağa doğru sürüklemeye çalışıyor.
Hükümet derin uykuda, polis ve ordu yalnız! Her şeye karışan ve her olaya karşı suskunluğu olmayan Tayyip Erdoğan bugüne kadar PKK’ya vermiş olduğu ödünden ötürü nasıl hesap vereceğini hiç düşünmüyor mu?
ABD ülkemizde bugüne gelinen olayların AKP ile ortak yaratıcısıdır. Lozan’ı onaylamayan, Sevr’i isteyen ABD Türkiye’nin laik bir ülke olmasını istemediğini ılımlı İslam söylemiyle yıllar öncesinden açıklamıştı. Tayyip Erdoğan ABD ortaklığında Türkiye’yi bölmeye çalışıyor. Türkiye’yi bölmenin kolay olmadığını bu ikili kuşkusuz görecektir. Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren ABD önünde sonunda bu bölgeden çekilmez zorunda kalacaktır. 20. yüzyılda emperyalist ve sömürgeci ülkelerin işgal ettikleri ülkelerden nasıl çekildiklerini yaşadık ve gördük.
AKP iktidarından önce terör sona ermişti. İktidarı ile birlikte asker ve sivillerin kan gölüne döndü ülkemiz. Kan göllerinde nice diktatörler boğuldu. Hitler, Mussolini, Franco! Ulusalcılar, Atatürkçüler, yurtseverler, solcular, aydınlar, sanatçılar, tüm yurttaşlar! Türkiye bizleri bekliyor.