TİM, istifayı düşünsün!

Kısa adı TİM olan, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Başkanı M. Büyükekşi ve yönetimi, Türkiye’de ihracatın ileri değil, geriye gitmesinin sorumluluğunu pek de üstlenmiş görünmüyorlar nedense.

Daha geçen gün TİM Başkanı, T. Erdoğan’a yaranmak için “300 bin yeni istihdam” sözü verdi.

Hani derler ya, “kendi himmete muhtaç bir dede nerde kaldı gayriya himmet ede”!

Geçmişte “Eskimolara bile buz satabilen” Türk ihracatçılarının, övündüğümüz o eski parlak ve başarılı günlerini arar hale geldik bugün maalesef.

Toplam ihracat, 2014 yılında 157.6 milyar dolar olarak gerçekleşmişken, 2015 yılında 143.8 milyar dolara, 2016 yılında ise 142.1 milyar dolara düşmüş vaziyette. İhracatın kalitesi de düşük. Toplam ihracatın içindeki yüksek ileri teknolojili ürün ihracatının oranı yıllardır yüzde 3.5’ten ileri gidemiyor. Öte yandan 2015 yılında kilogram başına ihracat 1.44 dolar iken, 2016 yılında 1.37 dolara düşmüş vaziyette.

Hâlbuki döviz kurlarında aylardır yaşanan yükselmenin ve önemli artışların belki de en büyük yararı, ihracatçılar için yarattığı fiyat ve rekabet şansıydı.

Döviz kurları yükseldiği halde ihracatın geriye gitmesine rağmen, TİM Başkanı’nın hala “300 bin istihdam, 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat” gibi gerçekçi olmayan, afakî rakamlarla, kamuoyunu ve üyelerini oyalamaya çalışması, 3 yıldır gerileyen ihracat performansının hesabını vermekten ya da sorumluluğunu paylaşmaktan kaçınması doğrusu büyük bir çelişki.

TOBB’un, TİM’in TESK’in ve benzeri kamusal yararı ve sorumluluğu da olan mesleki ve sivil toplum kuruluşlarının ekonominin durumunu ve ihtiyaçlarını gerçekçi ve tarafsız bir biçimde değerlendirmeleri, analiz etmeleri ve popülist-yandaş söylemler ve eylemler yerine, özelde üyelerinin ve mensuplarının, genelde ise Türk ekonomisinin çıkarlarını ve geleceğini göz önüne alarak hareket etmeleri gerekir.

Aksi takdirde, kurlar yükselirken ihracatı gerileyen bir ülkenin ihracatçıların başının bugünkü durumu yaşarlar.

TİM’den beklenen, iktidara ve güce yaranmak ve yanaşmak değil, İhracatı arttırarak, ihracatçıların sorunlarını giderecek doğru ve gerçekçi ekonomi politikalarını ve önlemlerini ortaya koyabilmektir.

Düşündüm de, ben olsam, hedeflerini tutturamayan, döviz kurları artarken ihracatını gerileten bir TİM Başkanı olarak, medyaya ve kamuoyuna “pembe tablolar” ve “afakî hedefleri” açıklamaktan vazgeçer ve bu görevleri hakkıyla başarabileceklere devrederek, istifa ederdim herhalde.

Esasında TİM Başkanı ve yönetimi istifayı bugün düşünseler iyi ederler. Çünkü T. Erdoğan, “istihdam sözünü verip de yerine getirmeyenleri tüm ülkeye ifşa edeceğini” referandum meydanlarından yüksek sesle söylüyor. Bizden uyarması hani...

Ne dersiniz TİM Başkanı ve yönetimi istifayı düşünürler mi acaba?