28 Şubat'ta ya özel af ya yeniden yargılama

• 28 Şubat sürecinin amacı ve Fethullah Gülen'e yönelik tutumu neydi? Önceki gün 85 yaşındaki Vural Avar komutanımız hayatını kaybetti. Askerlerimizin yargılama ve dava sürecini anlatır mısınız?

Bu ülkede bölücülük ve irtica tehdidi daima oluyor. İşte 31 Mart'ta yaşandı. Bazen padişahları bile götürdü. Her zaman için bir irtica tehdidi vardır. Bölgemizin bulaşıcı hastalığı gibidir. 28 Şubat'ta MGK buna uygun olarak irticai tehlike konusunda bazı kararlar alıyor, hükümet de bu kararlara uyuyor. Hükümet dediğim de Erbakan-Tansu Çiller. Bir genelgeyle MGK'nın kararlarını kamu kurumlarına duyuruyor.

Böyle olunca ben 28 Şubat'ta insanların hangi suçu işlediğini anlayamıyorum. Yargıtay kararını da anlayamıyorum. Bu insanların niye hapis yattığını da anlayamıyorum. İnsan yaşamının son yılları sayılacak 80-90 yaşlarında askerlerin cezaevlerinde ömürlerini tamamlamaları bir trajedi. Toplum derhal bu işe el koymalı. Ya bir özel af çıkarmalı ya yargılanma yenilenmeli ve yeniden yargılama yapılmalı. Biliyorsunuz bu mahkumiyet, Yargıtay, mahkeme ve savcılık aşamalarında FETÖ'ye yani bir irticai faaliyete sempati duymak dolayısıyla taraf tutmuş bir mahkemenin kararıdır.

• Sarper Özsan'ı tanıyor muydunuz? Anılarınız var mı?

Çok yakından tanımıyorum. Zannediyorum Ankara Belediyesinde konser yaptı. Birtakım konserlerden anımsıyorum. Ben de bir izleyicisi olarak takip etmiştim. Onun dışında yüzyüze fazla bir temasımız olmadı. Onun o 1 Mayıs Marşı fevkalede tuttu. Özellikle Timur Selçuk'un yaptığı icraat çok sevildi. İşçi sınıfının mücadelesini tarif ediyordu. Akıllarda kalıyordu. Birçok sanatçı da besteyi okumaya talip oluyordu. Güzel bir akım yaratmıştı. İnsanlar o 1 Mayıs Marşını severek, çabucak öğrenmeye, severek okumaya başladı. Hayatın güzelliği Sarper gibiler sayesinde biraz daha arttı. Eurovision giriş müziği de onun bestesidir, yanılmıyorsam. Keşke daha yaşasaydı. Dilde, akılda kalıcı eserler yaratsaydı...

• Kılıçdaroğlu Akşener gerilimi gündemde...

Üç senedir illallah dedirttiler. Her akşam bu tartışma. Bir ülkenin sorunları nasıl çözülecek? Onlara nasıl çare aranacak? Ulusal Kanal ve Aydınlık gündeme getiriyor. Arıcıların sorunu, Kayseri'deki işçilerin sorunu... Bu ülkede üretenlerin, yaratanların bir sürü sorunu var. Biri İstanbul biri Ankara buralarda başarı sağlamışlar. Yani, normal olarak iktidarın bir yıpranması vardır, kim olsa seçim kazanır. Bunu istismar ediyorlar. Canan Kaftancıoğlu ne söyledi de seçmen birdenbire AKP'den caydı da CHP'ye gitti. 'Domuz eti lezzetli oluyor' dedi, o mu? 'Varsa Allah'ınız, ben ezanlardan rahatsızlık duyuyorum' dedi, o mu? 'Ben o... çocuğu demiyorum, Miki diyor' gibi şeyler söyleyen birtakım zevzek tipler. Böyle bir lüzumsuz kahraman bunlar...  Onun için bu tartışmayla hiç ilgilenmiyorum. Faydası yok. Toplumu oyalamaktan ibaret.

Sistem içinde sistemle uzlaşmış medya zaman öldürüyor. Adaylığını koysun, programını koysun. Önce program, sonra adaylık diyor. O program da ortada yok. Program kahvelere inmiş değil. Yazık oluyor milletin televizyonlarında her akşam hararetle tartışmalar...

• Millet İttifakı cephesinde 'Alevi Cumhurbaşkanı olmaz' diyenler var...

Alevilik Cumhurbaşkanlığı seçimine bir engel değil ki. Alevi devlet adamlarımız var bizim. Örneğin Milli Eğitim Bakanımız Hasan Ali Yücel... En başarılı Milli Eğitim Bakanıdır. Kendisi Alevidir. 'Alevi olduğu için Sünniler oy vermez' diyorlar... Ben sandık başına gittiğimde Cumhurbaşkanı olarak ne işe yarar ona bakarım. Adamın soyağacına bakmam. Emanet verip Cumhurbaşkanı yaptığımızda işe yarayacak mı? Faydalı olacak mı? Ölçü budur. Dolayısıyla bu tartışma da lüzumsuz...

• Asgari ücret zam oranı eriyişi önleyebilirler mi?

Önlemez. Karşılayamaz. Hayat pahalılığı daha ağır ve vahimdir. 1965 yılında Ankara'da, asgari ücret nasıl olmalıdır diye araştırmam için bana görev verdiler. TÜRK-İŞ'te çalışıyordum o zaman, Halil Tunç, Seyfi Oktay bana görev verdiler. İlk asgari ücret toplantısında, grafiklerle, kartonlarla bir sunum yapmıştım. Sonuçta TÜRK-İŞ bunu imzalamadığına göre, demek ki tatmin edici bir sonuç değil. TÜRK-İŞ öyle kaprisli bir konfederasyon değil.

Bu fiyat artışları enflasyonla mücadele ederek düşebilir ama ancak üretimin artmasıyla bu mümkün. Sen üretimi arttırdıkça, üretimi teşvik ettikçe zaten yüksek zamlara ihtiyaç duymaz, elindeki malı satabilmek için müşteri bulur.