19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türk-Rus dostluğunda Çerkeslerin Rolü

Gözen Esmer

Gözen Esmer

Site Yazarı

A+ A-

İstanbul’da CIA’nın kontrolü altında faaliyet gösteren gruplar bir araya geldi. , 5 Ağustos’ta Üsküdar Belediyesine ait olan Üsküdar Gençlik Merkezi’nde “Birleşik Çerkes Konseyi” adında bir kuruluş tarafından düzenlendi.

Konferansın konuşmacıları arasında ABD istihbarat servisi CIA’nın yan kuruluşu Jamestown Vakfı’nın uzmanları, sözde Doğu Türkistan hükümetinin temsilcileri, Ukraynalı Nazi grupların temsilcileri yer aldı.

Aydınlık’tan Kaan Arslan’ın haberine göre, Merkezi Rusya’daki Kabarday-Balkarya Cumhuriyeti’nde bulunan Dünya Çerkes Birliği’nin iki dönem yöneticiliği yapan Ümit Duman, “Ben Birleşik Çerkesya Konseyi’nin başındaki Kenan Kaplan’ı yakından tanırım. ABD merkezli Jamestown Vakfı’yla birlikte hareket ederek böyle bir konferans düzenliyor. Ben Türkiye’deki Çerkes derneklerinin Jamestown Vakfı ve Soros’la ilişkisini anlatan bir yazı da yazmıştım. Amerika'nın klasik istihbarat yapılarının kurduğu sivil yapılardan biri olarak görüyorum Jamestown Vakfı’nı. Soros da bu işin bir yanında. Çerkesler olarak Ruslara düşmanlık yapmayı düşünmüyoruz. Ana vatanımız orada. Çerkesleri Amerika’nın desteğiyle Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’nın yanına çekmeye çalışıyorlar. Biz bu şekilde taraf olamayız. Ukrayna'yı desteklemenin Çerkes toplumuna bir yararı yok.” ifadelerini kullandı.

RUSYA FEDERASYONU ÇERKESLERE HAKLAR TANIDI

Konuyu 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Düzce’de ilk Çerkes derneğinin kurucusu olan Hikmet Neğuç’a sorduk. 12 Eylül döneminde de Çerkeslerle alakası olmayan Çerkes Kurtuluş Ordusu gibi yazı ve afişlerin çıktığını belirten Neğuç, o dönemde Çerkes topluluğunu ezdirmeme kararı aldıklarını ve bu tür hareketlerden uzak durduklarını ifade etti.

1990’lı yıllarda ABD’li görevlilerin Çerkes toplumunu kullanmak maksadıyla faaliyet yürüttüğünü ancak Çerkeslerin buna tevessül etmediğini belirten Neğuç, durumu şöyle özetledi:

1.       Kafkasya’da bağımsız bir Çerkes devleti kurmak mümkün değil. Çünkü, üç bölgeye ayrılmış coğrafyada Çerkes nüfusu Nalçik haricinde yüzde 50’yi geçmiyor. Toplamda ise Çerkes nüfusu yüzde 3. Ayrıca ekonomik bağımsızlığı elde edebilecek bir durum yok. Kabardey Balkar Özerk Cumhuriyeti, Adige Cumhuriyeti, Karaçay-Çerkes Özerk Cumhuriyeti şeklinde üçe bölünen coğrafyayı birleştirmek bir hayal. Bu hayalin sonucunda da Çerkesler ezilir.

2.       Rusya Federasyonu, Çerkeslere nüfusunun çok üstünde haklar tanıdı. ABD’yle işbirliği yapan Faşist Sakaşvili, Federal Gürcistan’ı üniter devlete çevirmek istedi ancak federal  bölgeler  bunu kabul etmeyip bağımsızlıklarını ilan ettiler. Abhazya ve Osetya’yı Rusya hemen tanıdı ve destekledi. Ukrayna’daki durum da aynı.

3.       Rusya, Türkiye’den Kafkasya’ya gidecek 12 öğretim görevlisini Çerkeslerin Ukrayna’yı desteklediği iddiaları nedeniyle 6’ya düşürdü. Türkiye-Rusya ilişkilerinin zarar görmesi Çerkeslerin de yararına değil. Esasında Çerkesler de böyle bir ayrılık hareketini desteklemiyor.

4.       Çerkesler, Türkiye’de azınlık değil. Anavatanları Misak-ı Milli sınırları dışında olan bugün Türkiye’de yaşayan kültürel bir topluluktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda, Kurtuluş Savaşı’nda yer almışlardır ve hiçbir zaman Türkiye’nin saç kılı kadar zarar görmesini istemezler. Bununla birlikte Bağımsız Çerkesya gibi girişimlerin Çerkes topluluğunda bir karşılığı yok.

5.       Rusya’yla iyi ilişkiler Çerkeslerin demokratik haklarını geliştirebilmesi açısından da önemli bir fırsat. İyi ilişkiler sayesinde Adige Cumhuriyeti Başkanı Murat Kumpil, Düzce’ye geldi ve devlet protokolüyle karşılandı.

6.       Çerkesler ancak barış ve demokrasi sayesinde geleceğini teminat altına alabilir. Bağımsız Çerkesya gibi yersiz hareketlenmeler Çerkes topluluğunun zarar görmesiyle sonuçlanır. Bu tür söylemler yersiz ve zamansız.

ADİGE CUMHURİYETİ BAŞKANI MURAT KUMPİL: TÜRKİYE RUSYA İLİŞKİLERİ DAHA DA İYİ OLACAK

Türk-Rus dostluğunda Çerkeslerin Rolü - Resim : 2

Dönemin Düzce Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Nigar Demircan Çakar (solda),Adige
Cumhuriyeti Başkanı Murat Kumpil (sağda)

 25 Nisan 2019’da Adige Bayrak günü nedeniyle Çerkeslerin yoğun olarak yaşadığı Düzce’ye gelen Adige Cumhuriyeti Başkanı Murat Kumpil, Türkiye-Rusya ilişkilerinin daha da iyi olacağını belirtmişti. 

“Türkiye ile Rusya arasındaki var olan iyi ilişkiler daha da iyi olacak. Ekonomi, ticaret, kültür, sanat gibi etkileşimler daha da artacak. Bununla ilgili olarak TBMM Başkanı ve çeşitli iş çevreleriyle görüştük. Düzce’de de hemşehrilerimiz var, Düzce Üniversitesi’nde de programımız var.

 Kumpil ayrıca Türkiye-Rusya arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde Çerkeslerin önemli bir rol oynayabileceğini kaydetmişti:

“Halkımla ilgili sıcak sözleri için Valimize şükranlarımı sunuyorum. Her insan kendi halkı ile gurur duyar. Biz Türkiye’de ne kadar kalbi duygularla karşılandığımızı gördük. Dostluk ilişkilerine büyük önem veriyoruz. Şuna inanıyoruz ki iki ülke arasında dostluk köprülerinin kurulmasında halkımız önemli bir rol oynayabilir”

SONUÇ

21 Mayıs 1864’te sürgünle gelen Çerkesler, zamanla Türk milletinin parçası haline gelmişlerdir. Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti diye tarif ettiği milletin içinde Çerkesler ve Kafkas halkları da yer almaktadır.

Türk-Rus dostluğunda Çerkeslerin Rolü - Resim : 3

Çerkesleri yalnızca Ethem İsyanı’yla hatırlamak da yanlıştır. Kurtuluş Savaşı’nda, Atatürk’ün İstanbul’da Kurtuluş Mücadelesi için çalışmalar yürüttüğü günden zafer günlerine kadar Çerkesler önemli görevler üstlenmiştir. Bugün saygıyla andığımız Atatürk’ün silah arkadaşlarının birçoğu Çerkes ve Abhaz kökenliydi. Hatta Türk Devriminin kurucularının da.  İsimleri ve yaşamöyküleri Muhittin Ünal’ın Kurtuluş Savaşı’nda Çerkeslerin Rolü kitabında yer alıyor.

Görüldüğü üzere ABD’nin Çerkesleri kışkırtarak ne Rusya’da ne de Türkiye’de bir sonuç alması mümkün değil. Buna karşın Türkiye-Rusya ilişkilerinin gelişmesinde Çerkesler ve Abhazlar çok büyük roller üstlenebilir. Nitekim  Vatan Partisi’nin önerdiği dostluk projesinde bir başlık olan Abhazya ve KKTC’nin karşılıklı olarak birbirlerini tanıması fikrinin yeniden gündeme gelmesi bu rolün önemini gösteriyor. 

Kurtuluş Savaşı’nda Türkiye ile Rusya Kafkas cephesinde başlattığı dostlukla emperyalizmi yenmeyi başarmıştı.

 ABD emperyalizmine karşı kesin zaferin anahtarı yine bu birliktelikte.