30 Nisan 2024 Salı
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP’nin çıkmaz sokaktaki çırpınışı

Mehmet Bedri Gültekin

Mehmet Bedri Gültekin

Eski Yazar

A+ A-

AKP, yayınladığı kitapçık ile “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” için yapılacak halk oylamasında kullanacağı sloganları açıkladı.

“Güvenli ve Huzurlu Türkiye”, “Güçlü Meclis, Güçlü Temsil”, “Birlik ve Uzlaşma”, “Güçlü Yasama, Güçlü İcraat”, “Güçlü Yönetim, Güçlü Türkiye”, “Kalıcı Siyasi İstikrar”, “Hızlı ve Etkili İcraat”; AKP’nin referandum sloganları olarak belirlenmiş.

Hemen fark edilmiştir. Özellikle ilk dört sloganda dile getirilen yaklaşımı, Yeni Anayasa ve “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” tartışmaları başladığından bu yana özellikle Vatan Partisi ısrarla, döne döne vurguladı.

AKP, gerçekte giriştiği hamle ile temeline dinamit koyacağı Meclisi ve “Güçlü Türkiye” hedefini, başkanlık girişiminin amacı olarak göstermeye özel bir önem vermiş.

Beyhude bir çaba! Propaganda gerçeklere dayandığı zaman sonuç alır. AKP’nin propagandası ile gerçekte yapmak istedikleri arasında derin bir uçurum var.

AKP’nin kitapçığı iki önemli gerçeği ortaya koyuyor:

Türkiye’nin temel sorunu

Önce bir durum tespiti yapalım:

Türkiye’nin en önemli sorunu, özel olarak dünyanın en büyük emperyalistinin, daha genel planda bakıldığında ise emperyalist sistemin arkasında durduğu terör sorunudur.

Suriye sahasında sürmekte olan savaş, şehirlerimizde patlayan bombalar; tehdidi hemen her gün somut olarak bütün millete gösteriyor.

Bütün kamuoyu şirketleri de yaptıkları araştırmalarla, halkımızın en önemli sorun olarak terör sorununu gördüğünü tekrar tekrar ortaya koyuyorlar.

Sürekli olarak kamuoyu yoklaması yaptığı bilinen AKP de doğal olarak, yürüteceği kampanyada bu durumu göz önüne alarak halkın özlemlerine uygun bir propaganda dili kullanmak istemektedir.

Bu temel yaklaşımın yanı sıra seçilen diğer sloganlardan, AKP’nin, genel olarak izlenen ekonomi politikasının sonucu olan, özel olarak ise bugün Türkiye’yi hedef alan dış tehdidin (terörün) bir parçası olarak gündeme gelen ekonomik krize çözüm olarak “Etkili icraat”, “Güçlü yönetim” temasını işleyeceği anlaşılıyor.

Çıkmaz sokaktaki çırpınış

Bu tespitin yanı sıra vurgulanması gereken en önemli nokta, propaganda kitapçığının AKP’nin çıkmazının belgesi olduğudur.

AKP bir çıkmaz sokağa girmiştir ve orada debelenmektedir.

AKP; Meclis’in bütün yetkilerini ortadan kaldırmaktadır ve bunu “Güçlü Meclis” sloganı ile örtebileceğini sanmaktadır.

Milleti ortadan ikiye bölmekte, daha Meclis görüşmelerinde bile kutuplaşmanın ve kavganın fitilini ateşlediği ortadayken, “Huzurlu Türkiye” sloganı ile bu gerçeği gizleyebileceğini sanmaktadır.

Ve “Etkili İcraat”, “Güçlü Yönetim” gibi hedefleri; milleti birleştirmeden, milletin temsilcilerini dikkate almadan kâğıt üzerinde yapacağı değişikliklerle gerçekleştirebileceğini zanetmektedir.

Ve daha da komiği AKP’nin MHP’nin de ezici çoğunluğunu karşısına alarak sadece Devlet Bahçeli ile gerçekleştirdiği uzlaşmayı, “Birlik ve Uzlaşma” olarak sunmak istemesidir.

AKP propagandası yaşanan gerçekliğe ters

AKP, padişahlık sistemi rüyasını gerçekleştirmek için Türkiye’nin gerçekleri ve mecburiyetleri ile savaşmaktadır.

Milleti ortadan ikiye bölen sistem önerisi ile “birlik ve uzlaşma” olmaz.

Bütün yetkilerini aldıktan sonra vekil sayısını 550’den 600’e çıkararak “Güçlü Meclis” olmaz.

Halkın en az yarısının meşru olarak göremeyeceği bir iktidar, hiçbir politikasını hayata geçiremez.

Tam tersine bugün “birlik” bugünün Türkiye’sinde, AKP’nin “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” adını verdiği tek adam idaresi girişimine karşı fiilen gerçekleşmektedir.

Vatan Partisi, CHP, Saadet Partisi ve Bahçeli karşıtı MHP’nin büyük çoğunluğu Türkiye’nin bütün il ve ilçelerinde bir araya gelmektedir.

Birleşik Kamu İş’ten Kamu-Sen’e, KESK’e kadar bütün kamu çalışanları, emekçi örgütleri ve her görüşten demokratik kitle örgütleri “hayır” platformlarında toplanmakta ve mücadele etmektedir.

Türkiye’nin gerçeği budur. İhtiyacı da!...