19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Babür’ün torunundan Ertuğrul Gazi’nin torununa bir güzel hoşgeldin!

Latif Bolat

Latif Bolat

Gazete Yazarı

A+ A-

Sahne arkasındayız. Mumbai’deki konserimizi daha yeni bitirmişiz ve terimizi silmekle meşgulüz. Uzun boylu bir Hintli adam, aslında girilmemesi gereken bez kapıdan girip, bize “Ertuğrul Gazi, welcome!” deyince şaşırdık elbette. Çünkü konser bahçesindeki tüm tabelalarda Latif Bolat yazarken, bu adamcağız neden bizi “Ertuğrul Gazi” diye çağırıyordu ki?

Adamcağızın birkaç cümlesi ile durum anlaşıldı. Hindistan’da da, Endonezya ve Latin Amerika’da olduğu gibi, Türk tarihi ile ilgili diziler oldukça popülerdi ve çok sayıda insan, bu diziler sayesinde Türkiye’ye hayranlık duymaktaydılar. Hele de, Hindistan’da hala yaşayan bir Türk varlığı olduğunu düşününce, bu milli duyguların ve milli nostaljinin yeniden ortaya çıkıyor olmasına şaşırmamak gerekir elbette. Çünkü, Türkler Asya’nın bu güney topraklarına yaklaşık iki bin senedir damga vurup, iyisiyle ve kötüsüyle kültür taşıdılar ve kaynaştılar. Bu konuda, Google’da yazacağınız “Hindistanda Türk varlığı” aramasına binlerce belge ve makale cevap verecektir.

Babür’ün torunundan Ertuğrul Gazi’nin torununa bir güzel hoşgeldin! - Resim : 1
Mumbai-Sivaji Museum

BİZDE ESKİYE DÜŞMANLIK, HİNTLİLERDE ESKİYE KORUMACILIK

Yaklaşık iki bin senedir, şöyle ya da böyle varlık gösteren ve son beş yüz senedir de Hindistan’ın müziğinden yemeğine, mimarisinden edebiyatına, hayatın her alanına damga vuran Türk kültürünün önemli bir şahsı olan Ertuğrul’a, Hintli insanların ilgi göstermemesi sürpriz olurdu aslında. Belki de Ertuğrul’un şahsında, çoktan unutulmuş bir geçmişin hatıraları canlanmış oluyordu buralarda. Aslına bakacak olursanız, Hindistan’ın kültür ve ekonomideki kalbi sayılan ve bizim İstanbul ile paralellik gösteren Mumbai’deki tarihi doku, İstanbul’dan bile daha Asyalı ve Orta Doğulu diyebiliriz. Biz en eski şehirlerimizde bile, tarihimizi hiç acımadan yok etmekle meşgulken, Hindistan’da Türklerin döneminden İngiliz sömürgeciliğine kadar olan tüm binalar, heykeller ve tarihi mekanlar öylece korunmuş durumda. Hatta konser yaptığımız Chhatrapatı Shivaji Maharaj müzesinin muhteşem bahçesindeki İngiliz döneminden kalan, İngiliz komutanın heykelinin hâlâ orada ne işi var acaba diye düşünmeden de edemedik. Kolonyal geçmişi silmek gerekir dedik kendimize. Yani Hintliler belki de geçmişi korumakta biraz fazla bile ileri gitmiş oluyorlar, bu İngiliz koloni günlerinin zalim komutanlarının heykellerini korumakla. Elbette bu da bir kültürel fark konusu olmalı.

Babür’ün torunundan Ertuğrul Gazi’nin torununa bir güzel hoşgeldin! - Resim : 2
Mumbai-İngiliz Komutan heykeli.

SOL VE SAĞ TERİMLERİNDEKİ TARİHİ AŞINMA VE DEĞİŞİMLER

Hindistan’ın siyaseti de benzemekte bizimkine. Aslında, küreselleşmiş dünya şartlarına sıkı sıkıya bağlı olan Türkiye ve Hindistan’da siyasetin benzememesi sürpriz olurdu. BJP, iktidardaki Modi’nin partisi. Hindu milliyetçisi olarak da bilinir ve muhafazakar diye düşünülür. Kongre partisi ise İndira Gandhi’nin ailesinin gölgesinden bir türlü kurtulamayan, bizim CHP ayarında bir parti. Modi’nin Avrasyacı politikaları ve BRİCS’teki önemli pozisyonu, ABD’nin hiç de hazzedemediği bir siyasi gerçek uzun bir süredir. O nedenle de, iki gün önce bazı Hindistan gazetelerindeki yorumlarda, Biden ve ABD neo-conlarının Modi’yi alaşağı etmek kararı aldığını okuyunca hiç şaşırmadık doğrusu. Uzun süredir Hindistan iktidarına bir türlü gelemeyen Kongre Partisine, ABD’nin yatırımlar yaptığını ve Rahul Gandhi’nın iktidara taşınmasının hedeflendiğini tahlil etmekteler buralarda. Eğer solculuğun ve sağcılığın kriterini “emperyalizme karşı tavır” olarak tayin edersek, hem Hindistan hem de Türkiye’deki iktidar kavgasında olup bitenleri kolaylıkla tahlil etmek mümkün olacaktır. Aslında aynı tahlili, ABD’deki Biden-Trump mücadelesindeki “sağcı” Trump, Macaristan’daki “sağcı” Viktor Orban, İtalya’daki yeni seçilen “sağcı” Meloni, Fransa’daki “sağcı” LePen gibi siyasetçilere de uygulamak gerek. Böylece dünyadaki eksenin nasıl kaydığını ve buna bağlı olarak da “sağcılık-solculuk” kavramlarının nasıl alt üst olduğunu kolaylıkla görebiliriz. Elbette Tanrı hiçbir halka, her yanıyla mükemmel bir sağcılık veya solculuk bahşetmemekte. Hem sağın hem de solun kendi sorunları var siyasi süreçlerde. Dincilik, sosyal muhafazakarlık, ırkçılık gibi aşırı eğilimler, dünyadaki “sağcı” iktidarların problemlerinin başında gelmekte. Ama eğer “emperyalizme tavır alma” bizim mihenk taşımız ise, o zaman hemen her ülkedeki “sağcı” iktidarların, sözde “solcu” alternatiflerinden çok daha tutarlı olduklarını görebiliriz. Buna Türkiye’deki CHP’de ve Hindistan’daki BJP’de ilk elden şahit olmuş durumdayız.

Babür’ün torunundan Ertuğrul Gazi’nin torununa bir güzel hoşgeldin! - Resim : 3

BİR GAUTAMA BUDHA OLURKEN, BİR DİĞERİ 116 MİLYARLIK BİR OLİGARK OLUR!

Hindistan’daki seyahatlerimizde de, aynen Endonezya’da olduğu gibi bir duyguya kapılıyoruz. Bu kadar zengin bir ülkede nasıl oluyor da, dünyanın en zengini ve dünyanın en fakiri aynı sokaklarda yürüyüp, aynı havayı teneffüs edebiliyor? Bir taraftan Gautam Adani gibi 116 milyar dolarlık bir varlık ile dünyanın 4. en zengini Hindistan sahnesinde yerini alırken, bir yandan da “isimsizler” diyebileceğimiz yüz milyonlarca insan, en uygun tabir ile sadece varlıklarını sürdürmeye çalışıyor. İşin en ilginç tarafı Gautam Adani’nin, bizlerin Budha diye bildiği Gautama Sidharta ile aynı adı taşıması. Çünkü Sidharta bir zengin prens iken, dünya malına hayır deyip yoksulluğu bir üstün karakter olarak seçen ve sonuçta Budha olup Budhizmin kurucusu olan Gautama idi. Kaderin garip ve o kadar da ilginç bir cilvesi mi demek gerek bu isim benzerliğine ve başka hiçbir şeyin benzememesine, bilemiyoruz! Delhi’nin tam orta yerinde, elimizde kalem, etrafımızda hiç durmak bilmeyen korna sesleri, aklınıza gelebilecek her türlü koku ve böyle bir ortamı renklendiren her renkten sareeleriyle binlerce kadına bakıp, bizim Seyyid Seyfullah Nizamoğlu’nun dört yüz sene önce dediği gibi, “hayretteyim, hayretteyim” demekten başka bir şey de gelmiyor aklımıza.

CHP Hindistan ABD