17 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Başarısız aldatma girişimleri!

Uğur Civelek

Uğur Civelek

Eski Yazar

A+ A-

Ülkemizde uzatmalı Ramazan bayramı tatili yaşanırken dünya dönmeye devam etti. Küresel ölçekte riskten kaçınma eğilimlerini besleyen olumsuzluklar nedeniyle belirsizlik yüksek düzeyini korudu. Ülkemiz gündemi ise yaklaşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi ile Türk lirasının değerinde yaşanan dalgalanmalar konularına yoğunlaştı. Yapay zorlamaların, beklentiler üzerinde pek etkili olamadığı gözlendi.

Hemen bayram öncesinde pazartesi günü açıklanan mayıs ayı enflasyon oranları pek tartışılmadı. İyimser senaryolara maya tutturma girişimleri ve kararsız seçmenleri etkileme çabaları, gerçekçi olunabilmesini engelleyen en önemli faktörler olmaya devam etti.
Mayıs ayı genelinde tüketici fiyatları yüzde 0.95 oranında artarken, yurtiçi üretici fiyatlarındaki yükseliş yüzde 2.67 olarak gerçekleşmiş; yıllık oranlar ise kısmen gerilemiş, sırası ile yüzde 18.71 ve yüzde 28.71düzeylerine inmiş. Çekirdek enflasyon olarak bilinen özel kapsamlı tüketici fiyat göstergeleri ve üretici fiyatlarındaki eğilimler ise olumsuz baskıların ciddiyetini koruduğu algısını güçlendirmiş. Kısa vadede beklentileri düzeltmek ve güven bunalımını hafifletmek isteyenler açısından, döviz kurlarının geriletilmesi öncelikli hedef olmayı sürdürmüş!

Son iki hafta genelinde Türk lirasının değeri dolar karşısında hatırı sayılı oranda yükseldi. Söz konusu eğilimin somut gelişmelere ve beklenti değişiklilerine bağlı olarak doğal bir eğilim mi, yoksa yapay bir zorlama şeklinde mi gerçekleştiği özel bir önem taşıyor. Bu farkı dikkate almadan yapılacak değerlendirmeler, ciddi hayal kırıklıklarına sebep olarak çok daha olumsuz sonuçlara yol açabilir! Doğru yanıtı bulabilmek için küresel koşulların ve son altı aylık süreçteki eğilimler ile dalgalanmalarda etkili olan faktörlerin irdelenmesi gerekir.

Küresel koşullar açısından, nisan ve mayıs ayları son altı aylık dönemin en olumsuzu olarak dikkat çekiyor. Ticaret savaşları ve yaptırımlar konusundaki ateşkeslerin uzlaşmazlıkla sonlanması ve riskten kaçınma eğilimlerinin yeniden belirleyici olmaya başlaması olumlu düşünmeyi zorlaştırıyor. En kırılgan olarak bilinen ekonomiler, küresel olumsuzlukların ön plana çıktığı dönemlerde daha fazla yıpranırlar; paraları değer kaybeder, risk primleri ve faizleri yükselir, varlık değerleri satış baskısı altında kaldığı için bilançolar yıpranır, beklentiler olumsuzlaşır ve güven bunalımı derinleşir. Söz konusu küresel koşullarda, içeride eğilimlerin mucizevi bir şekilde ve beklentiler düzelmeden değişmesi yapay zorlama olasılığını artırır, kalıcı olabilme şansı bulunmaz!

Ayrıca nakit sıkışıklığının olduğu dönemlerde geçici olarak beklentilerin aksi yönünde eğilimler yaşanabilir. İç piyasaların çok sığ veya kapalı olduğu günlerde yaşanan eğilimlerin itibari değeri yok denecek kadar azdır ve beklentiler üzerinde etkili olamaz. Son iki hafta genelinde Türk lirasının değerinde hatırı sayılır bir toparlanma yaşadık! Hem de küresel koşulların olumsuzlaştığı, içerideki piyasaların nakit sıkışıklığı nedeniyle sığlaştığı veya kapalı olduğu bir dönemde! Bu tablo iyimser eğilimlerin yapay olduğu ve bu nedenle kalıcı olamayacağı, beklentileri düzeltme yönünde katkı yapamayacağı kanaatini ön plana çıkartıyor. Yapay eğilimlerin arkasındaki kesimlerin kimler olabileceğini tahmin etmek isteyenler ise, son altı ay genelindeki eğilimlere bakarak yanıtı bulabilirler!

Fiili durum öngördüğümüz gibi ise, seçime kadar olan iki haftalık dönemde gerilemeyi kalıcı kılabilme zorlaması oldukça hacimli döviz satışı yapılabilmesini gerektirir ve zaten yetersiz olan kullanılabilir döviz rezervlerini eriterek beklentilerin daha da olumsuzlaşmasına katkı yapabilir. Bu zorlama hem kalıcı olmaz, hem de üretim ve ihracattaki sorunları ağırlaştırarak istikrarsızlıkların büyümesine katkı yapabilir. Döviz kuru ve faizleri düşük tutayım, işsizliğin artmasını engelleyeyim derken tam aksi sonuçlara sebep olabilir! Çaresizlik bataklığında çırpınanların zorlamaları, kısa vadede kaş yapayım derken orta vadede göz çıkarılmasına benzer bir durum ortaya çıkmasına sebep olabilir!