01 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Başkan mali uzman ama kulübü batıyor!

Çetin Susan

Çetin Susan

Eski Yazar

A+ A-

Niye kişilerle bu kadar uğraştığımı, sordu bir tanıdık. Benzeri sorularla geçmişte de karşılaştım. Cevabım hep aynı: Niyetim, kişilerle uğraşmak değil; o kişiler, sosyal/sınıfsal aidiyetleri, siyasi/idari mensubiyetleri, kurumsal görevlerinin yansımalarıyla konuk oluyorlar buraya. Amaç da, onların üzerinden temsil ettikleri sistematiği, kavramı, olguyu, yaklaşımı sorgulamak, yorumlamak.

Son zamanlarda bir konsensüs oluştu spor kamuoyunda; yolunda gitmeyen işlerden yöneticiler sorumlu tutuluyor ki, bence de doğrusu bu. Karar alma yetkisine sahip, süreçleri kontrol edebilen insanların sorumlu tutulmasından doğal ne olabilir? Sorun, monarşik yetkilerle donanmış başkan ve yöneticilerin, yetkilerine eşit sorumluluktan arınmış olmasında.

Kulüp yönetimlerinde görev alanların önemli bir bölümünde; kültürel donanım zaafiyeti, sosyal sorumluluk-sosyal bilinç-sosyal ahlak temelinde eksiklik, kamuya ve sivil topluma saygıdan bîhaber, pervasız tavırlar seziliyor. Yönetenler tarafından kulüplere verilen zararların, orantılı yasal yaptırımlarla karşılaşmaması da, vurdumduymazlığı ve cesareti körüklüyor.

ORDUSPOR ÖRNEĞİ...

Bu saptamaya uygun düşecek güncel ve karakteristik bir örnek var önümüzde... Orduspor, 2011'de Süper Lig'e çıktı. 2 sezon oynadıktan sonra, tekrar 1.Lig'e düştü. Geçen sezon yaşadığı ekonomik sıkıntılarla geçirdiği zor dönem, bu sezon başlarken had safhaya ulaştı. Federasyonun transfer yasağıyla karşılaştılar. Futbolcularının çoğu ayrıldı ve ilk hafta maçlarını, kimi futbolcularına lisans çıkaramadıkları için altyapı takviyeli bir kadroyla oynamak zorunda kaldılar.

Kulüp, doğal ya da sportif bir felâketle karşılaşmadığına göre, ortada bir yönetim hatası olsa gerek. Orduspor'un başında 2009 Haziran'ından beri Nedim Türkmen var. Türkmen, 48 yaşında, İstanbul'da yaşıyor. Doktoralı bir maliyeci, Marmara Üniversitesi'nde ders veriyor. Ayrıca, bağımsız denetim ve yeminli mali müşavirlik şirketi var. Neyse ki, Ordu doğumlu(!)

Orduspor, Süper Lig'deki ilk ayını doldurmadan, Kulüpler Birliği başkanlığına aday olmuştu. Kulübün yönetim kurulunda, 4 Türkmen var. Başkan yardımcıları, Tahsin ve Adem Türkmen, üye Erkan Türkmen. Adeta Türkmenspor...

TERZİ SÖKÜĞÜNÜ DİKEMİYOR!

Resmi sitede şöyle yazdırmış kendisi için: "Dr. Nedim Türkmen sunduğu yaratıcı çözümler nedeniyle, ortağı olduğu firmaların iş hacmi artmakta ve bu sayede her geçen yıl daha fazla kişiye iş olanağı sunmaktadır." Tüh! Terzi, söküğünü dikememiş demek ki... O, yaratıcı çözümlerinden, başkanı olduğu kulübün payına, bir gram "akıl" düşürmemiş!

Türkmen'in şirketi, kendi ifadesiyle, büyüklük açısından, yerli mali denetim firmaları arasında dördüncü sırada, Sermaye Piyasası Kurulu'ndan bağımsız denetim lisansı almış, uluslararası işbirliği ilişkileri olan bir kuruluş.

Uzmanlık alanları arasında; "Mali ve ekonomik açıdan güncel veya geleceğe yönelik öngörüleri içeren raporların düzenlenmesi; ekonomik ve mali rasyolardan yararlanarak likidite, rantabilite, prodüktivite analizleri; mali uygunluk raporu (fizibilite) hazırlanması; özsermaye yeterlilik oranı tespiti, rayiç bedel tespiti, ekspertiz raporlarının düzenlenmesi..." gibi Orduspor'un ilacı olacak başlıklar var.

BATIR-BIRAK-KAÇ...

Var da... Ne fayda?.. Parası şöyle dursun, uzmanlığını da konuşturmamış kulüp için... Bütün kısa ve orta vadeli hesaplarını, Süper Lig gelirine endekslemiş yönetimi. Risk analizini falan düşünmeden. Küme düşünce de, herşey alt üst oldu haliyle... Üstelik bunu da itiraf etti Bay Başkan. Bu nasıl başkanlıksa?.. İşe bakın ki, aynı şahsın yönettiği şirket "yükselirken", kulüp "batıyor"!

2011-12 sezonunda, Ntv Spor'a, "3 yıl içinde Avrupa Kupaları, 5 yılda Süper Lig Şampiyonluğu hedefimiz" demişti. 10 gün önce yine Ntv Spor'a "Görevi bırakıyorum" dedi. Takvimine göre, bu sezon Avrupa Kupası'na gidecekken, evine gidiyor. Atış da serbest, kaçış da nasıl olsa... Maliyetsiz, yaptırımsız işler bunlar...

Gelirleri temlikli, eski futbolcuları alacaklı, transferi yasaklı, kadrosu kısıtlı, sponsoru olmayan, reklam alamayan, kombine satamayan hale getirdiği kulübü ne yapsın artık Nedim Türkmen? Ona parıltılı dünyanın, medyanın kapısını açacak, markasını parlatacak, egosunu okşayacak, hedefine ulaşmasına mancınık olacak kulüp lazım... Futbolun "verimli topraklarını" keşfetti, "gâri" buralardan ayrılamaz, birgün başka bir kulüpte çıkıverir karşımıza, mesela bir İstanbul kulübünde...