28 Nisan 2024 Pazar
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Beslenmeni değiştir yüksek tansiyondan kurtul

Murat Kınıkoğlu

Murat Kınıkoğlu

Eski Yazar

A+ A-

Ülkemizde her on erişkinden üçünün tansiyonu yüksektir ve yaş ilerledikçe tansiyonu yüksek olan insanların sayısı daha da artar. Bir rakam vermek gerekirse geçen her on yıl, insanların tansiyonda ortalama 7 mm yükselmeye neden olur. Zamanla tansiyonun yükselmesi, çoğu kişi tarafından yaşın getirdiği normal bir sonuç olarak kabul edilir oysa yüksek tansiyon % 95 bir kötü beslenme hastalığıdır ve genç yaşından itibaren beslenmesine dikkat eden birinde tansiyon yüksekliği ortaya çıkmaz.

Tansiyon deyip geçmeyin, kendileri kalp krizi ve felç başta olmak üzere aorta anevrizması, böbrek yetmezliği, körlük gibi pek çok ciddi hastalığın bir numaralı müsebbibidir.

Tıp fakültesinde bize, tüm tansiyon yüksekliklerinin % 95’inin esansiyel olduğu, yani “nedeninin tam olarak bilinmediği” öğretildi. Hasta “Doktor bey, tansiyonum neden yüksek?” diye sorduğunda ellerimizi iki yana açar, boynumuzu büküp “Sebebi bilinmiyor” derdik. Son yirmi yılda yapılan çalışmalar tansiyonun en büyük nedeninin hayvansal besinler ve yağ olduğunu gösterdi. Amazon ormanlarında yaşayan ve bitkisel ağırlıklı beslenen Tsimane yerlilerinde hipertansiyon ve damar sertliği olmadığını gösteren ilk araştırma 2009 yılında yayınlandı. Köylerde yaşayan yerliler takibe alınıyor ve görülüyor ki on binlerce yıl önceki atalarımız gibi bitkisel ağırlıklı bir beslenme rejimi uygulayan, mısır, pirinç, balık ağırlıklı beslenen yerlilerde yüksek tansiyon hastalığı yok denecek kadar az. 100 Tsimane yerlisinin sadece üçünde tansiyon yüksekliği varken batı tarzı beslenen 100 kişinin otuz dördünde tansiyon yüksekliği görülüyor.

Tansiyonun neden yüksek olduğunu soran hastalarıma bugün şu cevabı veriyorum: “Tansiyonunuzun yüksek olmasının nedeni et, tavuk eti, peynir, yoğurt, yumurta ve yağdır” ve sonra devam ediyorum: “Eğer benim önerdiğim şekilde beslenirseniz bir kaç aya kalmadan tansiyonunuz düşme eğilimine girer.” Tansiyon sorununuz yeni başladıysa, örneğin 5 yıldan kısa bir süredir ilaç kullanıyorsanız benim önerdiğim diyetle (tabii doktorunuza danışarak) ilaçtan tamamıyla kurtulabilirsiniz, çok eskilere dayanan bir tansiyon sorununuz varsa ilaçlarınızın miktarı ve dozunu yarı yarıya azaltabilirsiniz. Denemeye değer diyorsanız;

1-Bir aylık bir süre için tüm hayvansal besinleri (et, süt, yoğurt, peynir, tavuk, balık vb) kesin,

2-Yemeklerinize yağ koymayın, haşlama veya fırında pişirin.

3-Tuz miktarını yarı yarıya azaltın

4-Şeker kullanmayın, tatlı yemeyin.

Süre tamamlanmadan kilo verecek, tansiyonunuz düşme eğilimine girdiğini göreceksiniz. Uygulaması zor bir diyet olduğunu kabul ediyorum. Ben et yemeden, peynir yemeden duramam diyorsanız yapacak bir şey yok, o zaman ilaç kullanacaksınız. İlaçların sizi tansiyon hastalığının tüm olumsuz etkilerinden korumayacağını bilin.

Kanada McMaster Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma (Circulation Ağustos 2012) meyve sebze ağırlıklı bitkisel bir diyet uygulayan kişilerin düzenli ilaç kullanan ancak diyet yapmayanlara göre daha sağlıklı ve daha uzun yaşadıklarını gösterdi. 55 yaşın üzerinde 30 bin hasta üzerinde yapılan çalışmada hastalar iki gruba ayrılıyor:

1-Tansiyonu için bitkisel ağırlıklı beslenmeye geçenler.

2-Tansiyonu için diyet yapmayıp ilaç kullananlar.

İki grubun kıyaslanması hayvansal besinleri kesenlerde felce bağlı ölümlerde % 35, yeni kalp krizi gelişiminde %14, kalp yetmezliği gelişiminde % 28 azalma olduğunu gösterdi. Sağlıklı diyet yapmayanlarda ilaçlarını düzenli almalarına rağmen felç ve kalp krizi oranı belirgin olarak daha yüksek bulundu.

Çalışmayı yürüten doktorlardan Dr. Dehghan kalp hastalarının ilaçlarını düzenli alarak riskten kurtulabileceklerini sandıklarını bunun da onların iyi bir diyet yapmalarını önlediğini söylüyor. “Doktorların diyetin önemi konusunda hastalarını daha iyi bilgilendirmeleri gerektiğini” ekliyor. “Özellikle yaşlı hastalar bir yaştan sonra diyetin fazla bir şeyi değiştirmeyeceğini düşünüyorlar. Oysa bu çalışma 55 yaşından sonra yapılan diyet değişikliğinin bile sağlıklı ömrü uzattığını açık olarak gösteriyor” diyor.