27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ağrı kesici ilaçları kullanarak kendinizi zehirlemeyin

Murat Kınıkoğlu

Murat Kınıkoğlu

Eski Yazar

A+ A-

Başınız ağrıdığında ışıktan rahatsız oluyorsanız, midenizde rahatsızlık hissi veya bulantı hissediyorsanız, ağrılar işinizi gücünüzü ev hayatınızı etkileyecek kadar güçlüyse “migren hastası” olduğunuzu söyleyebiliriz. Toplumda her 10 kişiden birinde basit migren, her 50 kişiden birinde klasik migren vardır. Genellikle ağrı esnasında hastanın rengi solar, yüzde soluk, kül rengi bitap düşmüş bir görüntü olur. Bulantı varsa solukluk daha yoğundur. Her beş kadından birinde adet öncesi ciddi baş ağrıları, migren krizleri ortaya çıkar.

Basit migren atakları haftada birkaç kez gelir, ağrılar daha hafiftir. Klasik auralı migrende iki atak arasında 2-10 hafta gibi bir süre vardır, ağrılar daha şiddetlidir. Uzun yıllar baş ağrısı çeken biri olarak migrenin ne kadar sıkıntılı bir durum olduğunu bilirim. Son yıllarda gene başım ağrıyor ama bitkisel beslendiğimden belki ilaç kullanmadığımdan (belki de yaşlandığımdan) ağrılar eskisi kadar sık ve kuvvetli gelmiyor, işimi, okumamı yazmamı, sosyal hayatımı engellemiyor. Sizin de eğer ayda sadece bir iki kez başınız ağrıyor, uyuyarak ya da basit bir ağrı giderici alarak sorunu çözüyorsanız mesele yok, haftada bir kaç kez ağrı giderici kullanmak zorunda kalıyorsanız ortada bir sorun var demektir. Araştırmalar Türkiye’nin % 69’unun bir şekilde ağrı çektiğini, bunların yüzde doksanının ilaç kullandığını gösteriyor.

Ağrı gidericiler, ülkemizde çok satılan ilaç gruplarının başında geliyor. Zengin batı ülkelerinde bile insanların ilaca ulaşımları zorlaştırılıp çeşitli kotalar uygulanırken ülkemizde hiç denetimsiz ilaç yazılıyor. İlaçların yan tesirleri hakkında az çok bilgisi olan eğitimli kesim için sorun yok ama eğitimsiz kesimin hali içler acısı; hem midelerini, hem dolaplarını tıka basa ağrı gidericilerle dolduruyorlar.

Baş ağrısı nedeniyle ilaç alanlar, ilk zamanlarda sadece özel günlerde veya alkollü bir gecenin arkasından ilaç kullanıyorlar. Daha sonra ilaç kullanımı gittikçe sıklaşıyor, alışkanlık başlıyor, hastalar eskiye göre daha çok ilaç yuttuklarını fark ettiklerinde ise iş işten geçmiş oluyor.

İlaç üreticileri, ilacın etkili olması için ilacın, ağrı başlar başlamaz alınması gerektiğini söylüyorlar. “Ağrının geldiğini hisseder etmez ilacınızı yutun, yoksa tesir etmez” öğreticisi üreticilerin işine geliyor. Ağrı gidericilerin ağrının hemen başında alındığında etkili olduğu savı doğrudur ama tüm baş ağrıları şiddetlenmiyor ki. Peki, hastalar başlarındaki hafif ağrının şiddetli bir ağrıya dönüşüp dönüşmeyeceğini nasıl bilecekler? Hafif bir ağrı hisseden hastalar “Aman bugün toplantım var başım ağrımasın,” , “Aman bugün çok işim var başım ağrırsa mahvolurum,” düşüncesiyle en hafif ağrılarında bile ilaca sarılıyorlar. Bu durum ilaç bağımlılığına ve baş ağrıların kronik bir karakter almasına neden oluyor.

Kronik migren hastalarının yarısının, diğer baş ağrılarının ise dörtte birinin sebebinin baş ağrısı ilaçları olduğu gösterilmiştir. Haftada üçten fazla ağrı giderici yutanlarda ağrının sıklığı ve şiddeti gün geçtikçe artar, öyle ki hastalar ağrı giderici almadan normal hayatlarını sürdüremez hale gelirler. Bu hastalar başlarında devamlı bir sersemlik ve dolgunluk hissi olduğundan şikâyet ederler.

Ağrı giderici alarak kendinizi zehirlemeyin.

ABD’ de sadece NSAID grubu ağrı gidericilere bağlı olarak her yıl 16 bin beş yüz kişi ölüyor.

Unutmayın, ağrı giderici alarak;

1.Böbreklerinizi tehlikeye atıyorsunuz.

2.Karaciğerinizi tehlikeye atıyorsunuz. Nispeten zararsız kabul ettiğimiz Paracetamol grubu ağrı gidericilerin bile karaciğer üzerinde toksik tesiri vardır. ABD’ de karaciğer yetmezliğinin en büyük nedeninin paracetamol grubu ilaçların aşırı kullanımı olduğu gösterilmiştir.

3.Asprin dâhil olmak üzere tüm ağrı gidericilerin, haftanın 5-6 günü kullanılmaları halinde tansiyonda yükselmeye neden olduğu gösterilmiştir.

3.Ağrı gidericiler kalp krizi riskini artırır. Helsinki-Tuku üniversitesinin yaptığı bir araştırma “ibuprofen”, “celecoxib” ve “naproxen” içeren ağrı kesicileri kullananlarda kalp krizi riskinin yüzde 40 arttığını göstermiştir.

4.Ağrı giderici kullananlarda felç riski artar.

5.Aspirin başta olmak üzere tüm ağrı giderici ve ateş düşürücülerin en önemli yan tesiri yemek borusu, mide ve on iki parmak bağırsağında yaptıkları tahriş ve kanamalardır. Yaşlılarda bu ilaçların kullanımı mide kanamasından ölüm riskini beş misli artırmaktadır. Hayatınız boyunca ağrının ve ağrı gidericilerin esiri olmak istemiyorsanız yapacağınız tek şey ağrılarınız ve ağrı gidericilerle savaşmak, migreni ilaç kullanmadan yenmektir.