10 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir ‘Allah’ın Partisi’ eksikti!-(TAMAMI)

Hikmet Çiçek

Hikmet Çiçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Jandarma İstihbarat Grup Komutanı Binbaşı Cem Ersever, faili meçhul bir cinayetle öldürülmeden kısa süre önce 6-8 Haziran 1993’te Aydınlık’ın Ankara bürosunda Soner Yalçın ve Hikmet Çiçek’e Hizbullah hakkında şunları söylüyordu: “Hizbullah falan yok. Bu adı yakıştıranlardan biri de sizsiniz. 2000’e Doğru’da Hizbul-Kontra diye ilk siz yazdınız... Toplumda bazıları bu cinayetleri işleyenlere Hizbullah diyor. Bu eylemler bir organizasyon işi değildir.”

Hizbullah için “yok böyle bir örgüt” diyen sadece Ersever değildi.

Dönemin MİT Müşteşarı Teoman Koman da “Hizbullah denmiştir, adları öyle kalmıştır, yoksa değildir” diyordu. Sanki devlet, “Hizbullah yok” demek için ağız birliği etmişti. Dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’e göre “Hizbullah örgütünü söyleyenler PKK’lılar”dı! Aynı bakan, “Maalesef Hizbullah diye bir örgüt var” dediğinde Hizbullah Diyarbakır’da 178. cinayetini işliyordu!

Hizbulkontra cinayetlerinden biri de arkadaşımız Halit Güngen’in katledilmesiydi. 2000’e Doğru’nun Diyarbakır temsilcisi olan Halit Güngen, derginin 16 Şubat 1992 tarihli “Hizbullah Çevik Kuvvet’te eğitiliyor” kapak haberine imzasını attıktan sonra 2000’e Doğru’nun Diyarbakır bürosunda öldürüldü.

“Allah’ın Partisi” Hizbullah, PKK’ya karşı bir Kontrgerilla aleti olarak 90’lı yıllar boyunca kullanıldı. 17 Ocak 2000’de İstanbul Beykoz’da örgüt lideri Hüseyin Velioğlu’nun öldürülmesiyle ağır darbe yedi, militanlarının çoğu yakalandı. 24 Ocak 2001 günü Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ı da aynı örgüt şehit etti. Sonra silahlı eylemleri sona erdi ama örgüt yok olmadı.

“Ezilenler”in derneği

Mustazaflar (Ezilenler) ile Dayanışma Derneği (Mustazaf-Der) 2004 yılında kuruldu. Diyarbakır merkezli dernek, AKP iktidarının yeşerttiği toplumsal zeminde kısa zamanda büyüdü. 20 ilde şube, 19 ilçede temsilcilik açtı. Mustazaf-Der’in öncülüğünde düzenlenen “Kutlu Doğum” haftalarına binlerce insan katıldı.

Mustazaf-Der’in çekirdeğini Hizbullah davalarında yargılananlar oluşturdu. Dernek hakkında verilen kapatma kararı geçen ay Yargıtay tarafından onaylandı. Ancak Hizbullah’ın fikirlerini savunan “yardım” veya “sosyal faaliyetler” ile meşgul olan çok sayıda dernek, radyo ve internet siteleri bulunuyor. Mustazaf’ın Van, Siirt, Batman, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Bingöl’de önemli oranda kitle desteği olduğu öne sürülüyor.

Referandumda “Evet” seçimde AKP dediler

Hizbullahçılar, Fethullahçılar gibi Nurcu. Hizbullah’ın öğrenci evlerinde, tıpkı “ışıkevlerinde” olduğu gibi Saidi Nursi risaleleri okutuluyor, öğretiliyor. Nur cemaatine seslendikleri için Fethullahçılar’la rekabet halindeler. Ancak AKP iktidarına destek vermekte bugüne kadar birleştiler. Referandumda evet dediler, seçimde AKP için çalıştılar.

Şeriatçılığın devlet eliyle pompalandığı, tarikatların önünün açıldığı,

Alevi köylerine zorla cami yapıldığı, PKK’ya karşı “Allah’ın ipine sarılın” denildiği 12 Eylül rejimi şimdi AKP iktidarında devam ediyor. ABD reçeteleriyle belirlenen “Ilımlı İslam” kültürü gene devletin resmi ideolojisi.

Mustazaf-Der geçen ay Diyarbakır’da düzenlediği mitingde “siyasi harekete dönüşme kararı” aldığını açıkladı.

Konuşma-işitme engelli ama
örgüt propagandasından hapiste!

Mehmet Tahir İlhan, Adana’da BDP’nin “Çözüm çadırı”nı ziyaret ettiği için “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuklandı. İlhan, konuşma ve işitme engelli bir yurttaşımız.

Ayrıca okur-yazar da değil.

Evli, 6 çocuk sahibi İlhan, 6 aydır Adana Kürkçüler Cezaevi’nde. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan İlhan’ın ifadesi tercüman vasıtasıyla alınabilmiş.

Haberi, 12 Haziran 2012 günlü Evrensel’den aldık.

Başbakan’ın çıktığı kanalı buzlamadan sadece kim verdi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta ATV’de canlı yayında konuşmuş. Sen de almışsın bu görüntüyü kullanmış, haberini yapmışsın. Ee, ne demeye buzlarsın ya da üzerini siyah bantla örtersin logonun? “Bizim kanala niye çıkmadı, ben de buzlarım” zihniyeti mi? Beyaz TV buzlamış mesela. CNN Türk üzerini örtmüş. Hangi kanal böyle bir yöntemi uygulamadan olduğu gibi verdi peki? Ulusal Kanal. Başka da yorum yapmıyorum.

Bir gazeteci nasıl unutulduğunu anlattı

Cüneyt Ülsever ‘çok izlenen haber kanallarının’ vazgeçilmeziydi bir dönem. Ulusal Kanal’da ‘5. Boyut’ ta o günleri anlattı. Bir örnek verdi; CNN Türk’te yeri geldiğinde Ahmet Hakan tarafından üç gün üst üste ağırlandığı olmuş. Ama gazeteden ‘çıkarıldıktan sonra’ ne aramış ne sormuş Hakan kendisini.

Sina Koloğlu, Milliyet Cadde, 10 Haziran 2012