18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • İçel
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Şanlıurfa
  • Siirt
  • Sinop
  • Şırnak
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çin’den gelen tsunami Avrupa’yı kaplıyor

Fikret Otyam

Fikret Otyam

Eski Yazar

A+ A-

Evren Devrim ZELYUT/Aydınlık

Çin’in ekonomik gücünün dünya üzerinde hissedilmediği bir bölge yok gibi. Hangi ülkeye ya da hangi ekonomik bloka bakılsa, en büyük ticaret partneri olarak Çin görülüyor. Son on yıla baktığımızda, Çin’in sahip olduğu bu muazzam ekonomik gücü, siyasi alana da aktarmak istediği anlaşılıyor. Bu amaçla son on yılda yoğun çaba gösterdi.

Çin, Amerika ile her kıtada dünya liderliği için kıyasıya rekabet ediyor. Önümüzdeki yıllarda bu rekabetin en sert geçeceği yerlerden biri de yaşlı Avrupa kıtası olacak. Çin siyasi ve ekonomik egemenliğini tüm dünyada pekiştirmek için Avrupa’ya özel bir önem veriyor. Kıtanın zayıf yönleri olan düşük nüfus artışı ve büyümede karşılaştığı sorunları kendi lehine çok ustalıkla kullanıyor.

Son on yılda Çin ve Avrupa arasındaki mal ticaretine baktığımızda, Çin lehine açılan makası aşağıdaki tablodan görebiliriz. Tablonun özeti, yıllar geçtikçe Çin’in Avrupa’ya daha çok mal sattığı ve kendisine bağladığıdır. Avrupa ve Çin arasındaki mal ticaretinde, Avrupa aleyhine olan açık son on yılda yüzde 65 artmıştır.

Kaynak: Eurostat 138/2016 - 12 Temmuz 2016 (Tablo rakamları milyar euro cinsindendir.)

Çin sermayesi Avrupa kapılarını açıp kıtada kendisine kalıcı bir yer bulma konusunda kararlı ve bunun için girişimlerde bulunuyor. Geçen yıl İpek Yolu’nun deniz kapıları olması adına Yunanistan’da Pira, Türkiye’de Kumport, Kıbrıs’ta Limasol limanlarını satın alan Çin, son haftalarda da iki yeni hamle yaptı.

AVRUPA’DA SATIN ALMA PEŞİNDELER

Bu hamlelerden ilki, Çin Halk Bankası’nın zarar eden Alman bankası Deutsche Bank’a yaptığı kurtarma teklifi oldu. ABD Adalet Bakanlığı, Deutsche Bank'ın 2008 öncesi gerçekleştirdiği konut kredisine (mortgage) dayalı menkul kıymetler faaliyetlerinde usulsüzlük yaptığını iddia ederek, uzlaşma bedeli olarak bankadan 14 milyar dolar talep etmişti. Anılan ceza bankanın hali hazırdaki zor durumunu daha da kötüleştirmişti, ancak Alman hükümeti Çin’in kurtarma teklifine soğuk bakmıştı.

Çin bu hamleyi şu nedenlerden dolayı yapmıştı:

Birincisi, Çin’e ait büyük para rezervlerinin dünyadaki düşük ya da negatif faiz nedeni ile erozyona uğradığı bir ortamda Deutsche Bank’a ortak olmak istemek akılcı bir yatırım kararıydı.

İkincisi, bu ortaklık Çin gibi büyük bir kuvvetin, Avrupa kıtasında yeni ve çok büyük bir adımı olacaktı. Bu durum hem siyasi hem ekonomik dengeleri değiştirecek bir gelişme olabilirdi. Bu konuda kapının hala açık olduğunu da belirtmemiz gerek.

Çin’in Almanya’daki teknoloji üreten büyük firmaları yüksek fiyatlarla satın almaya başlaması, Alman Başbakanı Merkel’i yasal önlemler alarak Çin sermayesinin önünü kesmeye itekledi. Ama serbest piyasa ortamında bu yeni tür korumacılık Çin’i durdurabilir mi; kuşkulu…

Diğer bir gelişme ise geçen günlerde Fransa ve Çin'in, başka ülkelerde yeni yatırım projelerine yönelik ortak bir fon kurmaları oldu. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault, Beijing'de yaptığı açıklamada, İngiltere'de 24 milyar dolarlık bir Fransız-Çin ortak projesi olarak inşa edilecek Hinkley Point nükleer santralına atıf yaparak, "Hinkley Point birlikte neler yapabileceğimizin çok güzel bir örneğidir" dedi.

Nükleer uzmanlık ihraç eden bir ülke konumu edinmek isteyen Çin'in İngiltere'de bir tesis inşa etmesi, ülkeye diğer pazarlarda da önemli kapılar açabilir.

Çin yetişmiş insan gücü ve sermayesi ile Avrupa’ya girecek. Bu gerçeği kimse engelleyemez, zira 2050 yılında Fransa haricinde bütün Avrupa kıtasında nüfusun yüzde otuzundan fazlasının 65 yaş ve üzeri olacağı düşünülürse, “Yaşlı Avrupa”nın sahip olduğu sermaye ve teknoloji faktörü, onu genç nüfusu olmadan eski ihtişamlı günlerinde tutamayacak. Kavimler göçü dalgaları bu sefer Rus, Çin ve Türk firmaları ve sermayesi ile Avrupa’ya çarpacak.

Sözün özü : Yaşlı Avrupa’ya modern kavimler göçü başlamak üzere. Başta Almanya olmak üzere hükümetler bu dalgaları kırmak için yasal önlemler alsalar bile paranın gücü o mendireklerin üstünden aşacaktır.

@evrendevrimz