14 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Devrimin şiirleri demir gibi çınlar!

Hüseyin Haydar

Hüseyin Haydar

Gazete Yazarı

A+ A-

Gizlenin örtüsü altına yasanın!

Fakat ey ahlaksızlar, tanrısal bir yargı

Ve müthiş bir yargıç bekliyor sizleri!”

MİKHAİL LERMONTOV

Devrimin şiirleri demir gibi çınlar! - Resim : 1

> > SAVAŞAN ŞAİRLERİN TRAJİK ÖLÜMLERİ

> İnsanlığın yaşadığı devrimci süreçlere baktığımızda şu gerçeği apaçık görürüz: Devrim hareketleri, dönemlerinin büyük siyasi liderleri olduğu kadar, büyük şairleriyle de anılır. Hepsinin de hayatı sürgünlerde, zulüm görerek son bulmuştur. Örneğin, Fransız devriminin büyük şairi sürgün yaşayan Victor Hugo, Macar Devriminin ulusal şairi elde kılıç vatan savaşında 26 yaşında can veren Sandor Petöfi, Küba'nın bağımsızlık mücadelesinin simgesi, sürgünlerin ardından İspanyol işgalcilere karşı çatışmada 42 yaşında ölen Jose Marti. Şili devrimci hareketlerinin öncüsü Pablo Neruda, İspanya İç savaşında Cumhuriyetçi cephenin şairi, (Falanjistlerce kurşuna dizilerek katledilen) Federico Gancia Lorca, Yunanistan devrimci direnme hareketinin şairi Yannis Ritsos vb. devrim ve şairlerle bu liste uzar gider. Türk Devrimi safhalarında sürgünlerden, zindanlardan geçen şairlerimiz bu listenin içindedir: Namık Kemal, Tevfik Fikret, Mehmet Akif ve Nazım Hikmet, .

> > ŞAİRİN RUHUNDAKİ ÖZGÜRLÜK TUTKUSU

> Avrupa'daki sanat akımlarından, Avrupa'nın güçlü etkiler taşıyan Dekabrist dönemde toplumcu şiir, özgürlükçü bir taleple ortaya çıktı. Denilebilir ki, bu özgürlük tutkusu, ardından gelecek 20. yüz yıl devrimci Rus şiirin ruhuna özgürlük, adanmışlık tutkusunu aşıladı. Vasili Zukovski, Yevgeny Baratynsky, Konstantin Batyushkov'un adlarının öne çıktığı Dekabrist dönemin büyük şairi Aleksandr Puşkin'dir. Puşkin Rus edebiyatını ve modern Rus şiirini kurmakla yetinmedi, aynı zamanda kendinden sonra gelecek şair kuşaklarına yiğitçe bir şair duruşunu, tutkulu bir yaşam biçimini de miras bıraktı. Onun en çok sevilen yapıtı Yevgeni Onegin'le kendi döneminin pek çok şairinin yanı sıra, Mikhail Lermontov'u, Nikolay Nekrasov'u da yüksek düzeyde etkiledi.

> Ekim Devrimi lideri Lenin'in, Rus inkılâbının hazırlanmasında çok önemli rol biçtiği Aleksandr Herzen, 1825 Aralık devrimcilerinin yiğitliğini bakın nasıl övüyor: "Ve bunlar arasında Romulus ve Remus gibi vahşi hayvan sütü ile beslenmiş bir avuç kahraman insan, Dekabristler yetişti... Bunlar özel soydan birer cenkçi, tepeden tırnağa çelikten birtakım şövalyeler, kahraman savaşçılardı: Genç bir kuşağa yeni bir hayat kazandırmak ve cellâtlar, uşaklar çevresinde doğmuş çocukları saf ve temiz kılmak uğrunda ölümü bile göze almış birtakım kimselerdi."

> > RUS EDEBİYATININ KURUCU ŞAİRİ PUŞKİN

> Ekim Devrimi'ni hazırlayan edebiyatın kökünde, dilden anlatım biçimlerine, romandan şiire, düşünceden ruhsal dünyaya Aleksandr Puşkin'in belirgin bir etkisi vardır. Onun için arkadaşı Nikolay Gogol "Puşkin olağanüstü bir olaydır"  derken Dostoyevski, "Puşkin bize gelecekten haber veren bir peygamberimizdir!" der.

> Modern Rus edebiyatının kurucusu Puşkin, ruhunda hep Rus masallarının, Rus halk türkülerinin izlerini taşımıştır. O, ne klâsik şiirin kuralcılığına ne de Romantizmin abartılı, fantastik süslemelerine yer vermiştir.  Puşkin, sadece gerçeği duyumsamış, şiirinde gerçeği yaşatmış ve gerçeğe yaslanmıştır.

> Rus edebiyatı tarihinde şiir, Puşkin'le beraber ilk kez toplumsal çevreler üzerinde hayranlık uyandırır. Ünü, kısa sürede bütün Rusya'ya yayılan şair, büyük bir vatan sevgisiyle ülkesini yüceltiyordu. Bu anlayışla, daha çok genç bir şairken, Rus komutanların kahramanlıklarını konu alan şiirler yazmaya başlamıştı:

Rusların zafer tanığı O ünlü dönem!

Zaferi çaldıklarını gördün, Perun'un gibi Zeus'un

Slavların sert çocukları,

Orlov, Rumyantsen ve Suvorov'un.

Onların yürekli kahramanlıkları

Şaşırtarak düşürdü dünyayı dehşete,

Derjvin ve Petrov kahramanlara şarkılar düzdüler

Gür sesli lirlerin telleriyle.

> Genç Puşkin, Fransız ordusuyla yapılan 1812 savaşını ve Napolyon'un Rusya'yı işgal edişini şiirleştirirken nasıl da cesur, isyankâr bir ruh iklimi içinden sesleniyor. Puşkin bu şiirini önemli bir toplantıda okuyunca, dönemin önde gelen devlet adamı ve şairi Gavrile Derjavin,       gözyaşları içinde 13 yaşındaki Puşkin'i öpmek isteyince, Puşkin kaçar. Derjavin "İşte yerime geçecek olan!" der. O şiirden iki kıta:

Kork, ordusu yabancı boyların,

Ayaklandı evlatları Rusya'nın.

Saldırıyor küstahlara, başkaldırdı yaşlısıyla genciyle,

Yanıyor yürekleri intikam ateşiyle.

Titre ey despot! Geliyor yok olma saatin!

Her bir neferde bir kahraman göreceksin;

Amaçları ya yenmek, ya da savaş alanında ölmek

İnancımız ve Çarımız için!

> > DEMİR GİBİ ÇINLAYAN ŞİİRLER

> Dekabrist dönemin şair ve yazarlarının çar I. Nikolay tarafından idam edilmesinden sonra yaygınlaşan siyasal casusluk ve sansür ortamında yetişen Mikhail Lermontov da yeni kuşak şairlerin hepsi gibi şiirini yüksek ve ateşli duygular üzerine kurdu.

> Lermontov, Puşkin'in 1837 yılında düzmece bir düelloda öldürülmesi üzerine yazdığı "Şairin ölümü" şiiriyle Rusya çapında üne kavuştu. Şiirin mevcut siyasi ortamı, yönetimin zalimliğini korkusuzca eleştiren içeriği büyük hayranlık uyandırır. Şairin tutuklanıp Kafkasya'da bulunan Nijegorod Süvari Alayı'na sürülmesine yol açan şiir şöyle bitmektedir:

Ve sizler, kibirli çocukları

Bilinen alçaklıkla ün salmış ataların!

Köle topuklarıyla çiğneyen yıkıntılarını

Bahtın oyunuyla incinmiş soyların.

Özgürlük, Deha ve Şan cellatları!

Tahtın yanındaki aç gözlü yığın!

>> DEVRİM ŞAİRLERİ ARASINDA RUH  İLETİŞİMİ

> Şu yazgıya bakın ki, Lermontov da Kafkasya'da sürgündeyken, gerici bir subayla yaptığı düelloda öldürülmüştür. Puşkin'den sadece dört yıl sonra öldürülen Lermontov için araştırmacı D. E. Maksimov şöyle diyor: " Lermontov'un yaratıcılığında, şiirin müthiş gücü ile bu şiirde gizlenmiş ateşli ve çırpınan bir ses tonu birbirinden ayrılmaz. Eylemlilik ve tutkunun yumuşaklık ve gözlemsellikle (bazen çocuksu bir savunmasızlıkla) birleştiği bu şiir bu niteliklerini koruyarak bir demir gibi çınlama yeteneğini elde etmiştir." Lermontov şiirinin "demir gibi çınlaması" tutkulu, ateşli, coşkun ruh hali, büyük bir hayranlık yarattı. Bu şair karakteri, Ekim Devrimi şairleri Mayakovski'ye, Block'a, Yesenin'e sıçrayacaktır.

> Dönemin önde gelen vatansever şairlerinden Nikolay Nekrasov da Lermontov gibi Puşkin'in tutkulu yolunu izlemiştir. Rus şiirinin solgun yüzüne kan getiren Neksarov, gerçek anlamda tabuları, putları yıkmaya girişmiştir. Çarlık Rusya'sının çöküşünü çok önceden kestirebilen şair, vatan şairimiz Namık Kemal'in "Ölürsem görmeden millette, ümit ettiğim feyzi / Yazılsın sengi kabrime / Vatan mahzun, ben mahzun," dizeleriyle benzer duyguları kaleme alıyor. Hürriyet Kasidesinde Puşkin’in ruh halini taşıyan Namık Kemal’in vatansever ruh hali Neksarov’a geçiyor:

Yıldan yıla azaldı gücüm

Aklım uyuştu, kanım soğudu

Yurdum benim! Belki ölürüm,

Göremeden senin kurtuluşunu.