09 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dolar tahtından indirilebilecek mi? (Final)

Mustafa Pamukoğlu

Mustafa Pamukoğlu

Eski Yazar

A+ A-

İlk üç yazımızda 1946 yılında başlayan yeni uluslararası para sistemini ve doların tek para sistemi olmasını ve günümüze gelinceye kadar küresel kapitalizm içinde doların ve diğer para birimlerinin inişleri ve çıkışlarını irdelemiştik. Bugün ki yazımızda doların gelecekte ne durumda olacağı, doların gücünü kaybedip kaybetmeyeceği, kaybederse ne kadar kaybedeceği hususunda kendi görüşlerimizi sizlere aktaracağız.

DOLAR TAHTINDAN İNMEZ!

ABD’nin sömürü silahı olarak kullanıp haksız kazanç (senyoraj) sağladığı dolardan çoğu ülke illallah etmiş durumda.

Avronun tam olarak sisteme girdiği tarih olan 2002’den beri dolara karşı ciddi bir mücadele başlamıştır.

Yeni bir uluslararası para birimi tartışıla gelmektedir.

Ancak bütün bunlara rağmen korona salgını sonrası değişmesini beklediğimiz yeni dünya düzeninde doların orta vadede (10 yıllık bir çevrimde) tahtan inmesi zor gözükmektedir.

Gerekçelerimiz:

1- Uluslararası para sisteminin patronu olan IMF’de ABD’nin büyük ağırlığı ve veto yetkisi var.

2- Yeni uluslararası para sistemin masaya gelme şartları henüz oluşmamış durumda

3- IMF ve Dünya Bankası’nın kaldırılması uzun çevrimde (30 yıl) zor gözüküyor. Bu tür kuruluşlar ABD kontrolünde devam ettikçe doları tahtından etmek çok zor.

4- OPEC ülkeleri 2001’den beri avroya geçmeyi tartışıyorlar ama bir türlü geçmiyorlar veya geçemiyorlar. Süper güç Rusya bile dış ticaretinde avroya ağırlık vermiyor veya veremiyor. İngiltere’nin avrodan çıkması avronun güçlenmesini engelleyecek.

5- Uluslararası finans kurumları, çok uluslu (ulus ötesi) şirketler, merkez bankaları, kredi derecelendirme kuruluşlarının tüm muhasebe sistemleri dolar bazlı.

6- Ülkelerin merkez bankaları son zamanlarda altın, avro ve diğer paralarla çeşitlendirme yoluna gitseler de döviz rezervlerinde doların bariz ağırlığı var.

7- Yeni bir para birimine geçilmeden doların tahtan indirilmesi imkânsız. Bunun için de ülkelerin yeni bir uluslararası para sistemi üzerinde çalışmaya, görüşmeye ve anlaşmaya varmaları gerekir. Bu da ufukta gözükmüyor.

8- Çin son 20 yılda büyük bir büyüme performansı göstermiş olsa da bu yuanın yeni bir rezerv para olarak kabulünü sağlayacak yeterli şart değildir. Üstelik Çin’in önümüzdeki dönemde yüzde 7-10 bandında bir büyüme gösterebileceği projeksiyonları yapılmaktadır.

9- Ülkeler NATO-IMF etkin olmaya devam ettikçe dolara karşı çok açık mücadele edemeyeceklerdir.

10- Ülkelerin elindeki dolar, ABD tahvilleri ve sermaye ve para piyasalarında işlem gören menkul kıymetlerin dolar değer biriminden başka para birimine geçmesi kısa vadede mümkün değildir. Üstelik doların yeni para birimine dönüş kurunun ne olacağı hususunda hemen uzlaşmanın olabilmesi de çok zordur.

11- ABD en büyük ekonomi olmayı Çin’e kaptırsa da dünyanın en güçlü ikinci ekonomisi olmaya devam edecektir. Bu da doların gücünün ciddi azalmasını sağlayacak bir gerilemeye neden olmayacaktır.

KÜRESEL KRİZLER VE DOLAR

1973 petrol krizinden beri Latin Amerika-Asya-Rusya ve en son 2008-2009 ABD finans krizleri doları tahtından indiremedi. Üstelik en son kriz ABD’de ciddi hasarlar açmıştı. Büyük Buhrandan sonra en büyük krizdi (büyük resesyon).

Ancak bu krizler, Çin’in yükselen ekonomiden gelişmiş ekonomiye doğru yol alması, Avrupa Birliği'nin beklenen gelişmeyi sağlayamamasına rağmen parasal birliğin oturması, avro’nun dolar karşısında genel olarak değer kazanamamasının getirdiği refleks, ABD’nin dolarla sağladığı devasa senyoraj kazançları, yeni arayışlar, bölgesel bazda milli paralarla dış ticaret yapılması ve bunun yaygınlaştırılması çabaları doların gücünü zayıflatacak önemli gelişmelerdir.

Zaten günümüzde dolara karşı çok sayıda ülke anlayış birliğine varmış durumdadır.

KAPİTALİZMİN DİNAMİKLERİ

“Kapitalizm dinamik bir sistemdir. Ancak çevrimler ve krizler yaratarak işlemektedir. Bir anlamda dengesizlik sistemidir. Meyveleri boldur ama her zaman eşit dağıtılmaz. Kapitalizmin ölümü birçok kez öngörüldü. Ama kapitalizm sürüyor. (Meghnad Desai)” Bu konuda Marx da buna benzer tespit yapmıştır.

Bu görüşü doğru kabul edersek veya bu noktadan hareket edersek dolar da çeşitli krizler içinde kalacak ve gücünü kaybetse de uluslararası rezerv para olarak birinciliğini devam ettirecektir.

DÜNYADA YAPILABİLİR ŞEYLER

Doların tahakkümünü azaltmak için yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz.

1- Petrol ve doğal gazın avro ile de satılmasının sağlanması.

2- AB’nin dağılmaması (gelişmeler birliğin dağılma ihtimallerini de ortaya koymuş durumda).

3- IMF’de kota ve oy sisteminin daha dengeli hale gelmesi.

4- IMF Özel Çekme Hakkı (SDR) değerinin tespit edildiği sepet içinde doların ağırlığının azaltılması ve bu bileşimin her yıl değiştirilmesi.

5- Yaygınlaşacağına inanmadığımız milli paralarla dış ticaretin en azından bölgesel çapta denenmesi ve bu denemelerin artırılması.

6- Ülke merkez bankalarının rezerv yönetim anlayışlarında köklü bir değişikliğe giderek doların nispi ağırlığının azaltılması.

YENİ PARA BİRİMİ SEÇENEKLERİ

Uluslararası yeni para birimi yaratmak o kadar kolay değil. Ama teknik olarak bazı seçenekler tartışılabilir.

  • GSYH’sı 500 milyar doları aşan ülkelerin para birimlerinden oluşan para sepetini rezerv para birimi olarak kabul etmek.
  • Kırmızı dolar çıkartmak (dolara karşı olan başta Çin-Rusya-Latin Amerika Ülkeleri-Türkiye-OPEC’e dâhil bazı ülkelerin) parasal birlik kurmaları ve dolara tepkiyi temsil eden kırmızı dolar basmaları. Bu birliğin merkez bankasının kurulması.
  • Avrupa Birliği’ne girmeyen ülkeler Gümrük Birliği gibi haricen para birliğine katılmaları veya avro ile ticaret anlaşmaları yapmaları.
  • SDR’nin güçlü ve yaygın hale getirilmesi.

TÜRKİYE NE YAPMALI?

Türkiye öncelikle bundan sonra dış borçlanmasında akıllı borçlanma ve aldığı borcu üretimde, kalkınmanın finansmanında kullanma politikasını temel almalıdır.

Üretime dayalı büyümeyi, katma değerli ürün ihracatı ile döviz kazancı elde etmeyi, her kazancını verimli kullanmayı, tasarruf etmeyi, savurganlığa meydan vermemeyi sağlamak zorundadır.

Güçlü ekonomi ile dolara bağımlılığını azaltan bir Türkiye doların nerede olduğunu fazla önemsemeyecektir. Çünkü tam bağımsız bir ülke kendi parasını tüm yabancı paralar karşısında korumayı bilen ülkedir.