06 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fenerbahçe neden başaramadı?

Atilla Özalp

Atilla Özalp

Gazete Yazarı

A+ A-

İngiltere'nin The Athletic gazetesinin "çizgi kenarındaki kendini beğenmiş, dik kafalı" olarak değerlendirdiği Jorge Jesus'la, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç geçen sene haziran ayı başında anlaşmıştı. Jorge Jesus, Fenerbahçeli taraftarların kendisini takımın başında görmek istediklerini sosyal medyada yoğun bir şekilde ifade etmelerinden etkilendiğini ve bu yüzden tercihini sarı-lacivertlilerden yana kullandığını da söylemişti.

Sezon başı görüntü aynen böyleydi; Fenerbahçeli taraftarlar Jorge Jesus'u takımın başında görmek istiyor, basınımız da gazı verdikçe veriyordu. Sonunda Ali Koç da Jesus ile anlaştı. Hatta öyle yoğun bir ilgi oldu ki paralı özel bir kanal binlerce taraftarın akın akın gittiği imza törenini bile naklen yayınladı...

U DÖNÜŞÜ

Derken lig başladı. Jorge Jesus'lu Fenerbahçe basın tarafından göklere çıkarılırken, Galatasaray'ın çiçeği burnunda teknik direktörü garibim Okan Buruk ise basınımız tarafından yetersiz bulunup eleştiri yağmuruna tutuluyordu. Sonunda Galatasaray bariz üstün futboluyla şampiyon oldu ve U dönüşü yapan değerli basınımız tarafından Okan Buruk'a da methiyeler düzüldü. Bütün bu olan bitenler sonucunda, ne taraftarlara ne de basına fazla kulak asmamanın başarı için şart olduğu da böylece ortaya çıktı.

Trafikte "U dönüşü yapılmaz" tabelası vardır, dönersen cezayı yersin. Futbolda da U dönüşü yapanlara cezayı kesmek gerek. Nasıl olur canım demeyin. Olur, olur... Kesersin vicdanında, aklında cezayı, bir daha değer vermezsin söyleyenlere olur biter. Bu ne be kardeşim, hatayı yap yap sonra da hiçbir şey dememiş gibi sıyrıl. Yok öyle şey. Ali Koç başkan seçildiğinde de yere göğe sığdıramadın, Jorge Jesus geldiğinde de... Bir başarısızlık varsa sadece "yönetim istifa" demekle olmaz. Biraz da çuvaldızı kendinize batırın.

KİMSE GERÇEKLERİ DİLE GETİREMEDİ

Gelelim Jorge Jesus'a... Taraftarlar istedi, basın alladı pulladı, başkan Ali Koç da Fenerbahçelileri mutlu etmek ve transfer sezonunun şampiyonu olup gövde gösterisi yapmak için Jesus ile anlaştı. Jorge Jesus da kendini farklı bir konuma koyarak dokunulmaz sandı. Çünkü ne yaparsa yapsın basın tamamen Jesus'un arkasındaydı. Adı "Dahi Jesus"a bile çıkmıştı. Jesus bir futbol dahisi olarak her ay en az 250 bin avroyu cebine koyuyor ve hep 60'ıncı dakikadan sonra yaptığı değişikliklerle maçları alıyordu. Bu adam sihirbazdı. Oysa bir kişi bile "Boğazına kadar borca batmış bir kulüpte, primler, bonuslar hariç 5 milyon lirayı her ay maaş olarak vermek günah değil mi? Her maç değişik bir kadro sahaya sürerek oyuncuları küstürmek mi dahilik? Futbolda başarı için kadro istikrarının şart olduğunu asgari ücret maaşla amatör kulüplerde çalışan teknik direktörler bile bilir." demiyordu.

Jesus'un tüm yanlışları (ve sonu mutsuzlukla bitecek evliliğin cicim aylarının kısa süreceği) Fenerbahçe'nin kendi evinde Giresunspor'a ve ardından derbi maçında Galatasaray'a mağlup olmasıyla ortaya çıktı. "Jesus dahi falan değildi, hatta sıradan bir teknik direktör bile değildi." The Athletic'in de dediği gibi "çizgi kenarında kendini beğenmiş, dik kafalının biriydi..."

OYUN HAMURUYLA OYNAR GİBİ...

Sezon başındaki kadroyu ve oynanan oyunu görünce Fenerbahçe'yi şampiyonluk için aday göstermiştim. Haftalar ilerledikçe Fenerbahçeli dostlarım sevinçten havalara uçarak Jesus'a methiyeler düzerken, ben hem gazetedeki köşemde hem de her sohbet ortamında, her hafta değişik bir 11'le maça başlayan bir teknik direktöre hayatım boyunca tanık olmadığımı dile getirdim. Jorge Jesus'un Fenerbahçe takımıyla şımarık bir çocuk edasıyla oynadığını, başarılı olmasının imkansız olduğunu, eğer başarı gelirse bunun futbol dünyasında bir ilk olacağını ifade ettim.

Jesus, Fenerbahçe takımıyla oyun hamuruyla oynar gibi oynadı. Yazık oldu bu kadar kaliteli bir kadroya, yazık oldu heba olan dünya kadar paraya, yazık oldu Fenerbahçe'ye...