Futbolda değişim ve gelişim

15 Temmuz darbe girişiminden sonra tüm kurumlarda olduğu gibi TFF bünyesinde de 100 civarında Fetö bağlantılı çalışan görevden alınmış, güvenlik birimleri ile ortak çalışma halinde, ilgili kişilerce ayıklamaların devam ettiği ifade edilmiştir. Bu süreçte yapılan çalışmalara ülkemizin ve milletimizin menfaatleri doğrultusunda destek vermeye hep birlikte devam edeceğimiz bir gerçektir. Ancak bir gerçek daha vardır ki TFF. Bu yapısı ve işleyişi ile Türkiyede futbolun, futbolcunun, antrenörün, markanın, seyircinin gelişip büyümesinin,futbolda bir ‘’Türk’’ ekolü olmasının futbolun önündeki en büyük engel olduğu gerçeğidir. Futboldaki gelişim ve değişim, futbolun yarattığı parasal değerlerin giderek büyümesi, futbola olan ilginin yaygınlaşması, futbolun bağımsız bir yapı içerisinde yönetilmesini zorunlu kılmış ve 1992 yılında 3813 sayılı kanunla TFF. Özerk hale getirilmiştir. Peki bu özerklik Türk futboluna ne kazandırmış ne kaybettirmiştir! Konuyu karşılaştırmayla ifade etmeye çalışmanın daha doğru olacağı düşüncesindeyim. TFF özerk dönemi içinde 8 ayrı isim başkanlık makamına oturmuştur ve hiç birinin hayatında futbol ilk ve amaç olmamıştır. Suni ve dönemsel sportif başarıların dışında bu gün 14 yabancı serbestisi olan, futbolun seyir zevkinin dip yaptığı, tribünlerin, federasyonların, kulüplerin siyasallaştığı, avrupada birinci ligler seviyesinde en az seyirci ile oynandığı buna rağmen pasolig uygulaması ile seyircilerin tribünlerden uzaklaşmasının sağlandığı futbolun asli unsurlarının spor yönetimlerinden uzaklaştırıldığı, futbolcu ve antrenör birliklerinin işlevselliğinin olmadığı adeta ‘’sarı dernek veya birlikler’’ haline getirildiği bir ortamda mevcut yönetim anlayışları ile Türk futbolunun ayağa kalkması, şahlanması hayalden öte ütopyadır.
Aynı yıl (1992) basketbol federasyonu başkanı olmuş 16 yıl profesyonel basketbol oynamış 41 kez milli olmuş Milli takımlar ve kulüp takımları düzeyinde Türk basketbolunu küresel bir güç düzeyine getirmiş, 23 yıl aralıksız yapmış olduğu federasyon başkanlığını yine değerli bir Türk basketbolcusu olan Harun Erdenay a devrederek FİBA başkanı olmuş, haklı haksız her kesin ve kesimin takdirini kazanmış güzel bir Türk insanıdır Sayın Turgay Demirel.
Bugün Türk futbolunda şapkayı önümüze koyma zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir. Bugünlerde devleti yönetenlerimizin ülkemizin geleceği için kullandıkları ‘’ehliyet, liyakat ve Millete sadakat’’söylemi, doğru ve yerinde bir söylemdir.Türk futbolunun ayağa kalkması için yapılması gereken şeylerde bellidir. Vitrindeki bibloların yerini değiştirerek kendinizi ve ülkenizi kandırırsınız. Vitrini yıkabilme cesaretini gösterebilmek zor dönemlerde risk alabilme kabiliyetini gösterebilmenin bir ifadesidir. Doğru rotada vizyon ve misyon destekli değişim, dünya standartlarını yakalayacak olan gelişimin habercisi olacaktır. Kulağa hoş gelen söylemlerinizin eyleme dönüşmesini görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz ve dikkatle izliyoruz.