26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Her yerde madalya var

Cem Zeren

Cem Zeren

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçtiğimiz hafta Kolombiya’da Türk atletizmi için gurur veren günler yaşadık. Sadece 10 atlet ile katılabildiğimiz 20 Yaş Altı Dünya Şampiyonası’nı madalya sıralamasında altıncı tamamladık. Etiyopya’dan sonra az oyuncu ile çok madalya kazanabilen ikinci ülke olduk. 2 altın 1 gümüş ve 1 bronz kazandık. Geçtiğimiz sene Nairobi’ye 25 atlet ile gidip 1 altın ve 1 gümüş ile 20. olabilmiştik. Katılan tüm sporcularımız başarılı oldu, 10 atlet ile 25 atletin aldığımız puanı geçtik.

400 metre engelli elemesinde, yarı finalinde ve finalinde; kendinden emin ve sempatik bir atletimiz vardı. Akdeniz Oyunları 4x400 finalinin sonundaki muhteşem deparıyla zihinlerimize yerleşen İsmail Nezir altın madalyaya ulaşırken zorlanmadı. Gümüş madalyayı kazanan Sloven atletin yarış sonrası İsmail’e içten sarılması sporun en güzel anlarından biri oldu. İsmail Nezir; kürsüde, kusursuz bir esas duruşla İstiklal Marşımızı göğsünü gere gere söyledi. Gururlandık.

YİNE AMERİKAN SELAMI

10.000 metre erkekler yürüyüş yarışması çok keyifliydi. İspanya’dan, Kenya’dan ve Ekvador’dan favori atletler vardı. Atletlerimiz kusursuz yürüdüler. Mazlum Demir Şampiyon oldu. Hayrettin Yıldız’ın Tunuslu rakibi ile girdiği bronz mücadelesi heyecanlıydı. 10 kilometre yürüdükten sonra gücünü hala koruyan Hayrettin saniyenin dörtte biri farkla kürsüye çıktı. Kürsüde iki Türk, üç Ay-Yıldız vardı. Gümüş kazanan Cezayirli atletin sporcularımızla yaptığı kutlama duygusaldı. Tek üzüntüm, kürsüde İstiklal Marşı’nın eller göğüste söylenmesiydi. Her ülke sporcuları kendi ulusal marşları çalınırken belli kurallarla kürsüde yer alırken, ne yazık ki biz kürsüde nasıl duracağımızı bilmiyoruz. Bir Şampiyonumuz esas duruşta dururken diğeri elini göğsüne götürüp Amerikan Selamı veriyor. Amerikan Selamı ile kürsüde ikilik yaratılıyor, bölücülük yapılıyor! Gencecik başarılı sporcularımızın bir kusuru yok, kusur onlara İstiklal Marşı’nın nasıl söyleneceğini öğretmeyenlerde. Kusur, Amerikan özentisi bu duruşu daha değerli görenlerde. Kusur; kürsüde nasıl durulacağına dair yönergeler yayımlamayan Spor Bakanı’nda, Spor Hizmetleri Genel Müdürü’nde, Atletizm Federasyonu Başkanı’nda.

Diğer madalyamız Pınar Akyol’dan geldi. Gülle atmada, tıpkı geçtiğimiz sene olduğu gibi Pınar gümüş kazandı ve tıpkı geçtiğiniz sene olduğu gibi yine Güney Afrikalı rakibine geçildi. Çekiç atmada Emre Çiftçi yedinci, 200 metrede babası Teoman Smith gibi ülkemiz adına yarışan Anthony Smith sekizinci oldu. 3 adım atlamada Mesut Bülbül 1 santimetre ile finali kaçırdı. Kadınlarda 10 km yürüyüşte Emine Ceylan ve 3.000 metre engellide Pelinsu Şahin 18. oldular. Dilek Koçak, önümüzdeki yıllarda adını çok sık duyacağımız bir atletimiz olacak. 16 yaşında olmasına rağmen üstün fiziği ve gayreti ile bunu kanıtladı. Dilek; 800 metre elemelerinde 2. iyi dereceyi elde etti, yarı finalde 9. olarak finali kaçırdı, 1.500 metrede final koştu. 2028 Olimpiyatları 800 metre finalinde Karayazılı bu güçlü kızımızın yeri hazır, yeter ki kulübü Fenerbahçe, TAF ve Dilek bunun peşini bırakmasın!

Bir başka madalya yağmuru da Polonya’dan geldi. Hangi çok sporlu organizasyona katılsak madalya sırlamasında üst sıralarda yer alıyoruz. Lodz’da düzenlenen Avrupa Üniversite Oyunları’nda da 22 altın 16 gümüş 6 bronz, toplam 47 madalya ile Polonya’nın 2 altın gerisinde ikinci olduk.

TALİBAN’IN KADIN SPORCULARI

Bir başka madalya yağmuru da Konya’da başladı. İslam Dayanışma Oyunları’nda 55 ülkeden 4.200 atlet Konya’da bir araya geliyor. Bu organizasyon sadece sportif değil siyasi de bir organizasyondur. Bu oyunlar sayesinde; Türkiye, dünyanın dört bir yanından gelen ülkelerle siyasi, ekonomik ve sportif iş birliğini güçlendirmelidir. Emperyalizme başkaldıran Azerbaycan’dan Suriye’ye Afganistan’dan İran’a bu 55 ülkenin birlik içinde olduğunu tüm dünya görmeli. Geçtiğimiz oyunlara katılan Mısır’ın Konya’ya gelmemesi organizasyonun dikkat çeken başarısızlığıdır. Taliban’ın oyunlardan dünyaya verdiği ileti de değerlidir. Afganistan, takım sporlarında erkeklerde yokken hem voleybolda hem hentbolda kadınlarda Konya’da mücadele edecek. Afgan kadını salonda ülkesini erkeklerinden daha fazla temsil ediyor. Taliban’a emperyalizmin dayattığı imaj, Paralimpik Oyunları’nda IOC’nin senaryosunu yazdığı Kabil’den sporcu kaçırma hikayeleri Konya’da yerin dibine gömülüyor. Taliban rejiminde Afganistan’ın kadın sporcuları ülkelerini temsil ediyor. ABD’nin terörist piyonları Afganistan’da iktidarda olsa bu kadın takımları ülkelerini temsil edebilir miydi?

Perşembe günü Münih ve Roma’da 11 branşta Avrupa Şampiyonları başlayacak. Bu şampiyonalarda madalya yağmuru gelmese de kazanılan her madalya çok değerli olacak.

BASKETBOLDA MİLLİ MAÇLAR KARŞIYAKA’DA OLMALI

Önemli bir başarı da FİBA 18 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası’nda geldi. Avrupa ikincisi olan gençlerimiz grupta ve finalde İspanya’ya kaybetti. İspanya haklı bir Şampiyonluk kazandı. Alt yaş maçlarında 3 sayılık atışların çokluğu teknik heyetin başarısızlığıdır. Ne yazık ki; Milli Takımımız Polonya maçında 22’de 3, Litvanya maçında 32’de 5 üçlük atışlar kullandı. Turnuvanın istatistiklerine bakarsak en az 3’lük atan 6 takımdan 4’ü turnuvanın en iyi 3 atış istatistiklerine sahip 6 takımı arasında. Demek, 3 sayılık atışların oranını artırmak için, önce boyalı alanı kullanmak gerekir. Gençlerimize basketbol öğreteceksek dışarıdan şut atmayı değil boyalı alanı kullanmayı öğretmemiz gerekir. Basketbol bir sirk oyunu değildir. Karşıyaka seyircisinin Milli Takım’ın maçlarına ilgisi ve son dakikalarda kazanılan karşılaşmalardaki rakip takıma baskısı kritik maçlarda skoru etkiledi. TBF Yönetimi, her yaş grubunda milli maçları Karşıyaka Mustafa Kemal Atatürk Spor Salonu’nda oynamayı değerlendirmeli.

Bu hafta futbol takımlarımız da Avrupa Kupalarında başarılı sonuçlar aldı. Fenerbahçe’nin kadrosu ile Konya’nın rakibi Lihtenştayn temsilcisi Vaduz’un kadrosu arasındaki benzerlik ilgimi çekti. Her iki takımın da ilk 11’inde Türkçe konuşabilen 2 Türk futbolcu vardı. Spor sayfalarını bu futbol maçları kaplasa da gönlümde Türk gencinin onlarca branştaki başarıları var.

Basketbol ABD Taliban
Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları