17 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İstihbarat - örgütler - terör ilişkisi

İsmail Hakkı Pekin

İsmail Hakkı Pekin

Eski Yazar

A+ A-

İstihbarat örgütleri, istihbarat örgütleriyle paralel çalışan örgütler terör örgütleri ve terör ilişkisini konu alan bir dizi köşe yazmayı planladım. Bugünkü köşe yazım da bu yazı dizisinin başlangıcı olacak. İstihbarat örgütlerinin terör örgütleriyle ve terörle ilişkisi devamlı gündemde olan bir konu ve her terör olayından sonra yetkili makamların bazen isim vererek bazen de isim vermeden dile getirdikleri bir husus. Çoğu zaman yazılı ve görsel medyada yer alan, tartışma programlarının ve komplo teorilerinin ana konusunu teşkil eden söz konusu ilişkiler ağı adeta şehir efsanesi haline gelmiş durumda.

Bu ilişki devamlı dile getiriliyor ama bir türlü bir devlet başka bir devleti bu konuda suçlayıp gerekeni yapmıyor veya açıkça yapamıyor. Kapalı kapılar ardında ne olup bittiğinden ya da bir ceza kesilmişse bunun hangi yöntemlerle yapıldığından kamuoyunun haberi olmuyor. Tabii bu konudaki gerçekler, olan bitenler çok farklı bir biçimde yansıyor kamuoyuna.

İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ VE TERÖR ÖRGÜTLERİ İLİŞKİSİ

İstihbarat örgütlerinin terör örgütlerinin teşkili, büyümesi, silahlandırılması, kullanılması, ortadan kaldırılması ile çok yakın ilişkisi olduğunu söylememiz gerekiyor. Her terör örgütünün arkasında bir hatta birden fazla istihbarat örgütü olduğunu bilmemiz gerekiyor. Çoğu zaman bir istihbarat örgütü çok farklı ideolojiye sahip birden fazla terör örgütünü destekleyip kullanabiliyor. İstihbarat örgütleri kendi amaçlarına uygun hareket etmeyen ya da farklı hareket eden terör örgütlerinin liderlerini infaz etmek suretiyle kendi amaçları doğrultusunda hareket ikinci, üçüncü vb. kişilerin terör örgütünün başına geçmesini sağlıyorlar.

Terör örgütlerini gerektiğinde fraksiyonlara ayırıp parçalayabiliyorlar, terör örgütlerine siyasi destek sağlıyorlar, terör örgütlerinin uluslararası kuruluşlarda temsil edilmelerini, sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerini sağlıyorlar. Terör örgütlerine güvenli yer (safe haven) sağlıyorlar, onlara diplomatik dokunulmazlık bile temin edebiliyorlar. Terör örgütlerine mali destek sağlamak için çok sayıda yasadışı faaliyet icra ediyorlar ya da bu faaliyetlere göz yumuyorlar. Silah kaçakçılığından, uyuşturucu ticaretine, kara para aklamaya, insan kaçakçılığına, haraç almaya kadar her türlü illegal faaliyetleri yapıyorlar ya da yaptırıyorlar. Ambargo dönemlerinde karaborsa silah pazarından her türlü ağır ve hafif silah, mühimmat, uçak yedek parçası dahil her türlü yedek parçayı pazarlıyorlar ya da birilerine pazarlattırıyorlar.

GÜNÜMÜZÜN VE GELECEĞİN SAVAŞ KONSEPTİ

Günümüzün ve geleceğin savaşları böyle yapılıyor maalesef. Ülkeler böyle zayıflatılıyor ve içerden teslim alınıyor. Açıktan işgale gerek kalmadan örtülü işgal ediliyor. Bu savaşa çok fazla para harcanmıyor, harcananlar da üzerinde çalışılan ülkenin kesesinden veya başka bir ülkenin kaynaklarından sağlanıyor. Çok sayıda sivil insan ölüyor, yaralanıyor, sakat kalıyor ancak terör örgütlerini kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya devam eden istihbarat örgütleri her geçen gün çok farklı yöntemlerle ve acımasızca bu faaliyetlerini sürdürüyorlar.

Bu yazı dizisinde bütün bu söylediklerimizi, bu konuda yürütülen faaliyetleri, kim kimle ilişkili, nasıl destekleniyor, korunuyor, bunlara istihbarat örgütleriyle paralel çalışan hangi örgütler, sivil toplum kuruluşları sahip çıkıyor ya da destekliyor, bütün bunları örnekleriyle analiz edip tartışacağız.

İNSAN İSTİHBARATI

Tabii istihbarat örgütleri bunları yaparken insan istihbaratını kullanıyorlar. İnsan istihbaratı bu sütundan defalarca ifade ettiğim gibi en önemli istihbarattır. İnsan istihbaratı en acımasız şekilde (şantaj yaparak, işkence yaparak, menfaat temin ederek, tehdit ederek, iş yaptırarak, sermaye vererek, uyuşturucu temin ederek vb.) elde edilen bir istihbarattır. İnsan istihbaratı vazgeçilmez ve en doğru istihbarattır. Terör örgütlerine nüfuz etmede, onları kullanmada, onlarla iş birliği yapmada vb. belki de tek istihbarat şeklidir.

BİR ANI

Bu konuyu geçmeden ve bugünkü yazımı noktalamadan önce insan istihbaratı ile ilgili bir anımı anlatmak istiyorum. Bildiğiniz gibi Türkiye içinde insan istihbaratı yapma yetkisi MİT, Emniyet ve Jandarmaya aittir. TSK’nin barış zamanında Türkiye içinde insan istihbaratı yetkisi yoktur. Ancak savaş ve seferberlikte Türkiye içinde insan istihbaratı yapabilir. Bir de barış zamanında yurt dışına gönderdiği birliklerin yurtdışında insan istihbaratı yapma yetkisi vardır. Tabii bütün bunların yapılabilmesi için bir grubun eğitilmesi gerekiyor. Genelkurmay İstihbarat Başkanına bağlı istihbarat okulunda bu konuda subay ve astsubaylarımızı eğitiyoruz. Ancak bununla ilgili bir talimnamemiz yok. Eğitimleri ABD veya diğer NATO ülkelerinde kurs gören subay ve astsubaylarımızın getirdiği ders notlarıyla yapıyoruz. Bu konuda bir talimname hazırlamaya karar verdik ve talimname yazım programına dahil ederek onaylattık. Söz konusu talimname taslak olarak hazırlandı ve bana incelemem için getirildi. Ben gereken incelemeyi yaptıktan sonra bunu hukuki yönden incelemesi için adli müşavirliğe gönderdim. Orada bir ay kadar incelenen söz konusu talimnamenin her sayfasına adli müşavirlikçe “TSK’lerinin barış zamanında yurt içinde insan istihbaratı yapma yetkisi yoktur. Bu talimnamede yazılanlar savaş durumunda ve yurtdışında birlik görevlendirildiğinde geçerlidir.’’ ibaresi yazmamız istendi. Ve bu ibare söz konusu talimnamenin her sayfasına yazıldı. Sonra taslak talimnameyi görüş almak üzere Kolordu seviyesinde yayınladık. Bir gün beni Genelkurmay Başkanı çağırdı. Söz konusu talimname konusunda MİT Müsteşarının aradığını ve taslak talimnameyi derhal birliklerden toplayıp imha etmemi söyledi. Toplayıp imha ettik. Cezaevine girdikten sonra öğrendim ki insan istihbaratı ile ilgili dersler TSK İstihbarat Okulu müfredatından çıkarılmış.