19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kılıçdaroğlu manşetlerinizden rahatsız

Ceyhan Mumcu

Ceyhan Mumcu

Gazete Yazarı

A+ A-
MUSTAFA İLKER YÜCEL
  • CHP Lideri Kılıçdaroğlu sizce neden ABD'ye gitti?

Cumhurbaşkanlığı adaylığına destek istiyor.

  • Bilgi ve teknolojideki gelişmeleri takip etmek için genç beyinlerle buluştu ama...

Evet bunu öne sürdüler. Ama seçim öncesi ABD'ye neden gidilir herkes biliyor. Ayrıca ziyarette ülkemizi kuşatan, tehdit eden ABD'ye tek bir laf etti mi? Damat Ferit Paşa da kendisini işgalci İngilizlere beğendirmeye çalışıyordu. ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ olduğunu zanneden CHP tabanı da sessizce izliyor. Kılıçdaroğlu'nun yaptıkları gündemlerinde yok.

  • Geçen hafta gündemleri Metin Feyzioğlu'ydu. Linç örgütlediler.

Metin Feyzioğlu vatanseverdir. Ülkesinin ABD'ye karşı tam bağımsız olmasını önemsemeyen dar bakış açılı kişiler Feyzioğlu'nu tebrik ettim diye bana da hakaret ettiler. Ayrıca baro başkanlığı dönemi de gayet başarılıydı. Eskiden avukatlar doktora gittikleri zaman baro bunun yüzde 10’unu öderdi. Onun döneminde tamamını ödedi. Güven Hastanesinde yattım, elimi cebime sokmadım. Bu Metin Feyzioğlu’nun çabalarıyla oldu. Avukatlara yeşil pasaport verildi. Savunmada derdini anlattı. Adli yılı açılış törenine gitti diye 'Erdoğan’ın gittiği yere niye gidiyorsun' diyerek hakaret edenler, ertesi gün İmamoğlu gittiğinde ‘Tabi gidecek İstanbul sorunlarını çözecek’ dediler. Şimdi yeni gelen Türkiye Barolar Birliği Başkanı da adli yıl açılışında gitti. Onu sorduğun zaman ‘Tabi gidecek kanuni görevi’ diyorlar. Ama Feyzioğlu kanuni görevini yerine getirince suçlu oluyor.

  • Kılıçdaroğlu ABD'den dönerken bir soru üzerine 'Aydınlık yalan yanlış manşetler atıyor' demiş.

Manşetleriniz rahatsız ediyor demek ki. Aydınlık hep perde arkasına odaklanıp en kritik noktaları yakalayınca öfkeye neden oluyor. Aydınlık'ın en önemli kuralıdır: Halka yalan söylemek suçtur. Kılıçdaroğlu madem böyle bir iddiada bulunuyor, bir tane örnek göstersin. Kılıçdaroğlu seni TGB Başkanlığından beri tanıyor. Sana randevu versin ‘şu haberiniz yanlıştır, doğrusu budur’ desin, sen onu esirgemezsin, yazarsın eminim.

  • Yeni bir konuya geçelim. Çok önemli bir kanun geçti. Yalan bilgi artık elini kolunu sallayarak gezemeyecek. Sadece 29. maddeye bazı eleştirilerimiz olmuştu. Bu madde aynen geçti. Şimdi ne olacak?

Uygulama karışıklığı olacak. Gözaltı sayısı artacak. Bir tutuklama kolaylığı getiriyor. Bu yanlış. Tutuklama olmamalı, para cezası olmalı. Yani bir tweet attı diye insanlar hapse giderse olmaz. İnsanlar yanlış bilgi verdi diye tutuklanırsa bir uygulama sıkıntısı yaratır. Umarım Anayasa Mahkemesi bu yanlışı durdurur. Önümüzdeki birkaç yıl büyük problemler olur. Mesela Ersan Şen’in yoğun eleştirileri vardı. Cumhurbaşkanı hukukçuları çağırsın, bir brifing alsın. Gerekli düzeltmeleri yapsınlar veya Cumhurbaşkanı yeniden görüşmek için veto etsin. Bu yollar var. Tabi diğer düzenlemeler söylediğiniz gibi çok önemli.

  • Kaybedişimizin 7. yılındayız. Levent Kırca denilince aklınıza ilk ne geliyor?

Bizim partiye, Vatan Partisi'ne girişi aklıma geliyor. Cesur bir karardı. Levent Kırca bir oyununda Hüsamettin Cindoruk’u eleştiriyordu. Güldal Mumcu rolünde bir bayan Cindoruk’a bağırıp çağırıyordu. Telefon ettim. 'Niye böyle bir sahne ekliyorsun, gerçek değil' dedim. Sonra aradı 'Haklısın, çıkardım' dedi. Böyle konuları bile kahkahalarla konuşurduk. Hep halkının yanında, doğru yerde durdu. Mertti. Özel bir insandı.

  • Unutulmaması gereken bir isim de Cahit Talas...

Unutulmaz bir bilim insanı. Öğrenciliğimizde dekanımızdı. Sosyal siyaset dersleri okuturdu. Sosyalizm nedir, üretilen değerler nasıl paylaşılmalıdır. Bu konularda çok kafa yorardı. Çok iyi yayınları vardı. Onun 1500-2000 sayfaya yakın hacimli bir kitabı vardı. O kitabı okuyup sınava hazırlanmak için yetiştiremezdik. Okumayı yazmayı çok seven bir insandı. Bir bilim insanı Cahit Talas gibi olmalı.

  • 1960 Anayasasında da emeği vardı.

İyi hatırlattın. 27 Mayıs sonrasında Kurucu Meclis’e alındı. Toplu sözleşme grev, sendikal özgürlükler Talas hep bunun kavgasını verdi. DİSK, Türk-İş gibi sendikalar Cahit Talas’ı mutlaka anmalı. Talas bugün işçi sendikalarının elindeki mücadele ve başarı silahlarını üreten kişidir.. Anayasamıza grevi ve toplu sözleşmeyi sokan insandır.

  • 1971 yılında bir olayda öğrencilerini savunduğu için şiddete maruz kaldığını okumuştum. 'Öğrencileri için dayak yiyen dekan' diye haberleri yapılmış.

Bak ne hatırladım. Bir gün paltom kaybolmuştu. Benimle birlikte aradı, peşine düştü. Alparslan Işıklı onun asistanıydı. Bu satırları okuyan Talas'ın öğrencileri kağıdı kalemi alsın Talas'ın bu güzel özelliklerini yazsın. Aydınlık yayımlar. Yayımlar mısınız?

  • Su gibi içeriz. Bu haftaki son mesajınızı alalım.

Dil devrimini kutlarım. Okurlarımıza Doğu Perinçek’in Türkçe’nin Kökenleri kitabını öneririm.