28 Nisan 2024 Pazar
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Klasik Türk sanatının ilk abidesi

Tuğrul Kihtir

Tuğrul Kihtir

Eski Yazar

A+ A-

Özbekistan’da Tim Köyü’nde 977 yılında inşa edilmiş olan Arap Ata Türbesi Klasik Türk Mimarisi için bir ilk niteliğinde. Zerefşan Vadisi yakınında ve Semerkand’ın 140 km batısında yer alıyor. Ortaçağ’ın ünlü İpek Yolu merkezleri Semerkand ile Buhara’nın tam orta noktasında bulunan bu köyde yer alan Arap Ata Türbesi Karahanlılar dönemine ait ve o dönemden kalan en eski mimari eser. Diğer adı Hüseyin Yemeni Türbesi. Türklerin Asya kıtasında İslam dinini kabul ettikleri ilk dönemlerden günümüze ulaşmış. Hüseyin Yemeni de bölgede yaşamış bir alim kişi.
Kızılkum Çölü içinde ve yolu çok bozuk olan köye 4 saatte gidebildim. Arap Ata Türbesi Mimari yapısıyla kendisinden sonraki mimari tarz için belirleyici bir örnek oluşturmuş. Kare tarzında 6×6 m boyutlarında ve merkezi tek kubbeye sahip. Yapı malzemesi olarak tamamen tuğladan inşa edilmiş. Mimari tarzına cephenin vurgulanması düşüncesinin ortaya çıktığı bir anlayış hakim. İç mekânındaki yonca biçiminde yükseltilmiş trompları ve onların üstüne oturtulmuş büyük kubbesini dışarıdan arkasında gizleyen portali, yapıya olduğundan çok daha büyük ve yüksek bir görünüş kazandırmış. Türbenin portali yani giriş kısmı büyük sivri kemerli ve üst kısmına yanyana sıralanmış ve tuğladan yapılmış üç nişli geometrik süslemeler ve büyük kısmı silinmiş kitabe kuşağı yerleştirilmiş. Arap Ata Türbesi, olgun mimarisi ile Karahanlıların daha sonraki türbelerinde de izlenen parlak gelişimin öncüsü olmuş.

K%C4%B1z%C4%B1lkum%20%C3%87%C3%B6l%C3%BC
Kızılkum Çölü

TÜRKLERİN BİRLİĞİ
Kızılkum Çölü, Özbekistan ve Kazakistan topraklarında yer alan dünyanın en büyük 11. çölü. Yüzölçümü 300 bin kilometrekare. Burası Maveraünnehir adı verilen bölgenin içinde uzanıyor. Maveraünehir Amu Derya (Ceyhun) Siri Derya (Seyhun) Nehirleri arasında yer alan bölge. MÖ 7. yüzyılda yani günümüzden 2 bin 700 yıl kadar önce İskitlerin yaşadığı bölge. MÖ 2. yüzyılda da Mete (Oğuz) zamanında Hun Türkleri buralarda yerleşmiş ve bölge tarih boyunca Türklerin anayurdunun bir parçası olmuş. Bugün on milyona yakın Türk bu bölgede yaşar.
Tarihi süreç içinde MÖ 7. yüzyıldan itibaren İskit, Hun, Göktürk, Batu Uygur, Karluk, Batı Karahanlı ve Selçuklu Türkleri bu bölgede yaşamış. Yine bir Türk olan Timur da bu topraklardan çıkmış, mezarı başkenti Semerkand’da.
Bölge Türklerin Şamanizm’den Tek Tanrılı dine, Müslümanlığa geçtiği bölge aynı zamanda. Bu geçiş Karahanlılar zamanında olmuş. Karahanlılar aynı dönemde doğu ve güney sınırlarında hüküm süren Gaznelilerle birlikte Türk ve İslam kültürlerini ilk birleştiren iki devlettirler. Kara kelimesi eski Türkçe’de kuvvetli, büyük, yüksek anlamına geliyor.
KARAHANLI HÜKÜMDARI

Semerkand%20Tim%20K%C3%B6y%C3%BC%20Arap%20Ata%20T%C3%BCrbesi
Semerkand Tim Köyü Arap Ata Türbesi

Karahanlılar, Uygur devletinin yıkılmasıyla 840 yılında Karluklu Bilge Kül Kadir Han tarafından kuruldular. Devlet Batı ve Doğu olarak iki kısımdan oluşuyordu. Batı Karahanlıların başkenti Semerkand, Doğu Karahanlıların başkenti günümüzde Kırgızistan sınırları içinde kalan Balasagun idi.
10. yüzyılın ortalarında Batı Karahanlı hükümdarı Kadir Han Oğulcak’ın yeğeni Satuk Buğra, Karahanlılar’a sığınmış olan İran kökenli bir Samani Şehzadesi Ebu Nasr veya diğer bir görüşe göre de bir İslam sufisiyle karşılaşması sonrasında İslam dinini kabul etti ve Abdülkerim adını da aldı. Abdülkerim Satuk Buğra, amcasıyla giriştiği taht kavgasını kazanınca da, hükümdar oldu ve devlet içinde İslam dinini resmen kabul etti. Daha sonra da 995 yılında öldü. Semerkand yakınlarında Tim Köyü’ndeki 977-978 yapım tarihli Arap Ata Türbesi bu dönemlerden kalmadır. İçinde meftun olan Hüseyin Yemeni de bölgede İslam dininin yerleşmesinde etkili olan alimlerden birisidir.
Kısa bir süre sonra da Karahanlı Hükümdarı Ahmed, 998 yılında Abbasi halifesi tarafından tanınan ilk Türk hükümdarı oldu. Karahanlılar 1042 yılında Doğu ve Batı Karahanlı devleti olarak ikiye ayrıldılar. Batı devletinin 1211 yılında Moğol Kara Hitaylar ve doğu devletinin de 1212 yılında Türk Harezmşahlar tarafından yıkılmasıyla ortadan kalktılar. Sanat ve kültür açısından büyük iz bıraktılar.
DEĞERLİ ESERLER YAZILDI
Karahanlılar dönemi kültürel olarak yoğun bir dönemdi. Doğu Karahanlılar’ın yaşadığı Doğu Türkistan bölgesinde Türk kültürü önemli gelişmeler göstermiş ve değerli eserler yazılmıştı. Doğu Karahanlılar Uygur-Çin, Batı Karahanlılar ise İslam-İran kültürü ile daha yakınlık içindeydiler. Doğu Karahanlılar zamanında Kaşgar şehri bir kültür ve din merkezi haline gelmişti. Türkçe, edebiyat dili olmuş ve ilk kez bir Türk-İslam edebiyatı meydana gelmişti. Bu edebiyat Uygur ve Arap harfleriyle yazılıyordu. Doğu Karahanlılar döneminde 1069/1070 yıllarında Yusuf Has Hacip tarafından Uygur ve Arap harfleriyle yazılan ‘’Kutadgu Bilig’’ Türkçe yazılmış en eski büyük eserdir ve ideal devlet sisteminden bahseder. Yine bir Doğu Karahanlı olan Kaşgarlı Mahmud’un 1073/1077 yıllarında Bağdat’ta yazmış olduğu ‘’Divan-ı Lügat-it Türk’’ adlı eseri de Türklerin yaşadığı coğrafyayı ve yaşamlarını ele alan ilk ve değerli Türk eserlerindendir.