17 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Konuşmayın, yaptırım gücünüzü kullanın!

İsmail Hakkı Pekin

İsmail Hakkı Pekin

Eski Yazar

A+ A-
Her pazar insan hikayeleri yazıyorum. Ancak üst üste gelen terörist saldırılar, onlarca vatandaşımızın, polisimizin, askerimizin şehit olması yüzlerce vatandaşımızın,polisimizin,askerimizin yaralanması ve önümüzdeki dönemde de bu tür olayların devam edeceği olasılığı karşısında bu hafta insan hikayesi yazmak gelmiyor içimden.
Evet hep şunu söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti, devlet ve milletiyle top yekun bir mücadele ile terörün, onun arkasındaki güçlerin ve Türkiye’nin bekasına yönelik çok yönlü tehdidin üstesinden gelecek ve hem ülkesini hem de bölgeyi huzura kavuşturacaktır. Ancak sadece çıkıp konuşmanın bir faydasının olmadığını söylemeliyim. Yaptırım gücünüzü kullanmanız ve içerde birlik ve bütünlüğü sağlamanız gerekiyor.
Yani iktidarıyla, muhalefetiyle iç cepheyi güçlendirmeniz ve Türkiye’nin direnme gücünü artırmanız lazım. Herkesi kucaklayacak bir strateji izlemek mecburiyetindesiniz. Artık HDP’yi, FETÖ’yü destekleyecek, onların ekmeğine yağ sürecek davranışları, konuşmaları ve politikaları süratle terk etmek zorundasınız. Yeni durum yeni davranışlar gerektiriyor. Topyekun mücadele için iç cepheyi güçlendirmeye ihtiyaç var. Milli mücadeleyi yürütebilmek için ayrılıkları bir tarafa bırakıp esas konu yani ülkeye yönelik iç ve dış tehdidi ortadan kaldırmanın üzerinde yoğunlaşmanız gerekiyor. Bu konuda CHP’ye çok iş düşüyor.
Milleti kutuplaştıracak, ayıracak, bölecek söylem, eylem ve politikalardan vazgeçmeniz mecburiyetindesiniz. Tam da iç cepheyi güçlendirme ihtiyaç varken milletimizi bölecek, ayrıştıracak Başkanlık sistemi ve anayasa değişikliğini ne yeri ne de zamanıdır. Sayın Cumhurbaşkanı ve AKP’ye sesleniyorum bu teklifi geri çekin. Şu anda ne yeri ne de zamanı. Önce başımızdaki tehdidi ortadan kaldıralım ve sistem değişikliğini 2 veya üç sene sonra daha sakin ve tehdit altında olmadığımız bir ortamda tartışalım.
Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum. MHP’lilere sesleniyorum, Türkiye’nin uçuruma doğru sürüklenmek istendiği bir ortamda söz konusu teklifi desteklemekten vazgeçin ve Türkiye’nin beke sorunu üzerine odaklaşın. Ülkücü camiayı bu istikamete yönlendirin.
Bütün yetkililere sesleniyorum. Konuşmak ve sert söylemlerde bulunmak sorunu çömüyor. Önemli olan sizin yaptırım gücünüz. Bu gücünüz varsa ve bu gücü kullanma niyetiniz varsa o zaman durum çok farklı olur. O zaman sizi söylemlerinizin bir anlamı olur ve dikkate alınır.Yoksa konuşmalarınız bir anlam ifade etmez. Türkiye’nin bütün bunlara karşı çok önemli bir yaptırım gücü var hem de çok büyük. Peki bu gücü kullanma niyeti var mı? Olması gerekir. Bu konuda ABD ne der, batı ne der, Rusya ne der, İran ne yapar vb. soruların cevabı uygun ittifaklar yapılarak önlenir ve kimse de bir şey diyemez. Diplomasi bunun için var. Silahlı ve ekonomik güç bunun için var.
Peki ne yapacağız? Yapmamız gerekenlerden biri şu; ‘’Türkiye’de meydana gelen terör eylemlerinden PYD’yi sorumlu tutarım ve bu ülkenin her hangi bir yerinde gaz tüpü bile patlasa uçaklarımla Kobani’yi bombalarım’’ ültimatomunu açıkça deklare etmek. Bunun Türkiye’nin meşru müdafaa hakkı olduğunu söylemek. En küçük bir eylemde bile uçakları kaldırıp Kobani’yi, vurmak. Gerekirse buna benzer yerleri de vurarak gereken cevabı vermek. Bunun için de gereken hazırlıkları yapmak, deklare etmek gerekiyor. Diplomatik hazırlıklar ve ittifaklar da dahil. Devleti yönetenler bu ülkenin yaptırım gücünü kullanmalıdır. Kullanmak zorundadır. İktidar da muhalefet de bu konuda anlaşmak durumundadır. Herkese anlayacağı dilden cevap vermek zorundasınız. Güç oluşturmak kadar gücü uygun yer ve zamanda kullanabilmek de önemlidir.