26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Köpekler ve mülteciler

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçtiğimiz günlerde Esenyurt’ta polis, çocuk tacizi şüphesi ile bir kişiyi göz altına aldı. Bunu duyan bir grup ise zanlıyı polisin elinden alarak linç etmeye kalktı. Gerilim valinin olay yerine gitmesi ile ancak sabahın erken saatlerinde son buldu.

Toplumun hassas olduğu kimi suçlarda böylesi durumlar yaşanır. Ancak Esenyurt’taki zanlının Suriyeli olması, olaylara başka bir boyut kazandırıyordu. Uzunca bir süredir ırkçı söylemleri ile gündemde olan bir siyasetçi ve bazı internet siteleri, olayları kışkırtan bir tutum takındılar. Adeta Esenyurt’taki olayların büyüyerek bir iç çatışmaya dönüşmesi için özel bir çaba sarf ettiler.

Bazı sosyal medya hesapları ise “Suriyelileri öldürelim, gördüğümüz yerde yakalım” diyecek kadar ileri gittiler. Bu hesapların en ateşli olanlarının profil fotoğraflarında Che Guevara, sol yumruk gibi “solcu” semboller veya aşırı Türkçülerin/faşistlerin kullandığı bazı simgeler yer alıyordu. Birbirine zıt, hatta düşman gibi görünenler mülteci nefretinde buluşmuştu!

Esenyurt’ta olayların büyümesi ile toplanan kitle “vali istifa diye” slogan atmaya başladığı sırada öne çıkan bir adamın “neden vali istifa diyoruz, Tayyip istifa diyelim” demesi kameralara takılmıştı. Kalabalık bu adamın çağrısına uymadı ama, gece boyunca olayları bir kalkışmaya dönüştürmek için başka pek çok girişim olduğunun haberi geldi. Belli ki Esenyurt’ta belirli bir gücü olan, bir dönem sokaklarda terör estiren terör örgütleri boş durmuyordu!

Olayların merkezinde yer alan bir Twitter hesabı ise özel olarak dikkat çekiciydi. “Başıboş kaçak sorunu” isimli bu hesap, tüm gece boyunca kışkırtmanın büyümesi için aktif olarak çalıştı. İlginç olan nokta, bu hesabın aylardır sokak köpeklerine yönelik saldırı çağrıları yapan bir başka hesap ile olan benzerliğiydi: “Kaçak Sorunu” sayfası, “Köpek Sorunu” sayfasının adeta hık demiş burnundan düşmüştü. Sayfalar, sadece isim ve tasarımları ile değil, halkı kışkırtıcı söylemleri ile de birbirlerine çok benziyorlardı!

Bu benzerlik, nefretin bulaşıcılığı ve geçişkenliği ile ilgili tezleri akla getiriyor. Nefret suçu işleyecek kimseler, vahşice bir iştahla bu işin nesnesini arıyorlar ve toplumda zayıf gördükleri bir varlığa yöneliyorlar. Nefret suçu göçmenlere, azınlıklara, kadınlara yönelik işlenebildiği gibi, hayvanları veya doğayı da hedef alabiliyor. Hatta, mezar taşları, sanat eserleri veya belediye otobüsü gibi kamusal mallar da nefret suçunun hedefi olabiliyor.

Açıkça söylemek gerekirse nefret, örgütlenip güçlendikçe hedef büyütüyor. Önce cansız varlıkları hedef alıyor, sonra kuytularda köpeklere kedilere saldırıyor, yeterince güçlenirse bu sefer hedefi insanlar oluyor. Nitekim, kriminoloji bilimi de insanlara tecavüz eden, öldüren kişilerin daha önce bu emellerini hayvanlar üzerinde gerçekleştirerek canice bir prova yaptıklarını tespit ediyor.

Bu açıdan bakınca, köpekleri hedef alanların son teşebbüsü hayli ürkütücü. Havrita adını verdikleri bir telefon uygulaması ile insanları köpeklerin bulunduğu yerleri işaretlemeye çağırıyorlar. Uygulamanın kimler tarafından geliştirildiği bilinmiyor. Ancak ilk sonuçları sayısız sokak köpeğinin öldürülmesi ve köpeklere bakan hayvanseverlerin dövülüp tehdit edilmesi oldu. Saldırıya uğrayan hayvanseverlerin hepsinin kadın olması, uygulamanın bir terör dalgası oluşturmak için bilinçli olarak kullanıldığını gösteriyor. Sokak köpeklerinden korkan veya çocuklarını korumak isteyen masum insanlar, bu uygulamayı indirip kullandıklarında farkında olmadan suça iştirak etme suçuna bulaşıyor.

Düşünün, kim olduğunu bilmediğimiz gizli bir el, sunucuları ABD’de olan bir uygulamayı piyasaya sürüyor, bunu kullanan insanlar farkında olmadan bazı canilere, çetelere yol göstermiş, aracılık etmiş oluyor.  Kendi ellerimiz ile kendi ülkemizi karıştırma tuzağına düşmüş oluyoruz.

Havrita adlı bu uygulamanın yakında mültecileri, Kürtleri, Alevileri, Kuran kurslarını veya o an için damgalanan başka bir toplum kesimini “işaretleyen” versiyonları çıkarsa şaşırmayın.  Ülkeyi insanın insanı kırdığı bir sürek avına zorlamak, 2023 seçimleri öncesinin en esaslı kaos senaryosu olabilir.  Bir zamanlar Gladyo’nun Alevi kapılarını işaretleme oyununu düşünün, bu tip uygulamalar istihbarat servislerinin “dijital işaretleme” dönemine geçtiğini haber veriyor.

Türkiye’nin sabahtan akşama çözemeyeceği bazı sorunları var. Köpek konusu da mülteci konusu da böyledir. Devlet her ikisi için de yasalar çıkarıyor, farklı kesimlerin hassasiyetlerini göz önüne alarak çözüme yönelik hamleler yapıyor. Ama çözümün bir günde gelmesi mümkün değil. İşte nefret odakları da bu zaman ihtiyacını istismar ediyor, “hepsini öldürelim” diye ortaya çıkıyor. Mağdur olmuş acılı insanlar istismar edilerek ön plana çıkarılıyor, böylelikle gerçek amaç gizleniyor. Topluma sürekli korku ve endişe pompalanarak gerilim yükseltiliyor.

Bu noktada, Emniyet’in açıkladığı sosyal medya verileri gözden kaçmamalı. Mayıs ayı içinde Türkiye’den atılan 145 milyon Tweet’in %23’ü bilgisayarlar tarafından yönetilen bot hesaplardan atılmış. Sosyal medyada gündem olan 10 konuya dair atılan Tweetlerin %52’si yine bu sahte hesaplardan geliyor. Bunun anlamı şudur: Belli ki birileri “hassas konular” üzerinden Türkiye’ye operasyon çekmeye çalışıyor.