09 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Köyceğiz efsaneleri (1)

Ethem Gönenç

Ethem Gönenç

Eski Yazar

A+ A-

Köyceğiz efsaneleri (1) - Resim : 1
FOTOĞRAF NAZİK ALTINEL

Bir hafta önce göçtüğüm güzel Köyceğiz’de ilk işim yöreye ait efsaneleri araştırmak oldu. İşte, onlardan bir tanesi...
Bir zamanlar Ölemez Dağı’nın çok arkalarındaki bir yaylada, adını beylerinin adından alan ‘Kurutan Kabilesi’ yaşarmış. Kabile her geçen gün büyümüşte büyümüş, yaylaya sığmaz olmuş... Yaylaya yılda yalnızca birkaç ay yağmur yağdığından, sayıları giderek artan Kabile ahalisi gün be gün susuzluğun getirdiği açlıktan, hastalıktan kırılmaya başlamış. Beyleri ise bunları görmezden gelip, “Kendimize yeni bir yer bulalım Beyim” diyenleri de;
“Hayııır! Burada kalınmalı, Ölemez Dağı’nın ardına da asla geçilmemeli,”
diye azarlarmış. Bey ya, kabilede kimse ona sesini çıkartamıyormuş.
Gel zaman, git zaman Kurutan Bey’in on birinci çocuğu dünyaya gelmiş ve adını “Sulak” koymuşlar. Sulak Bey büyümüş, bilge bir genç olmuş. Olan biteni görüyormuş ve bir gün dayanamayıp, babasına;
“Ey Kurutan Bey! İnadınla hepimizi kuruttun; çocukları susuz, anaları aç, hayvanlarımızı çelimsiz, tarlalarımızı verimsiz bıraktın. Ve hâlâ burada yaşamamız için inat ediyorsun. Ne dersen de, ben bu gece Ölemez Dağı’nın arkasına, ahalinin mutlu yaşayabileceği yeri bulmaya gidiyorum işte” deyivermiş. Babası çok kızmış ve;
“Kabilemiz için en doğru kararı ben veririm. Bizim için mutlu hayat buradadır. Ben bunu bilir, bunu söylerim” diye öfkeyle bağırmış.
Tabi Sulak Bey vazgeçmemiş; yanına biraz yolluk alıp, gecenin karanlığında Ölemez Dağı’na doğru vurmuş kendini yollara... Şafak vakti dağın doruğuna ulaşmış ve eteklerinden aşağıya inmeye başlamış. Bir de ne görsün, ona efsanelerde anlatılan göl önünde durmuyor mu? Biraz soluklanmak için oracıkta çöküp, uyuyakalmış... Derken hava aydınlanmış, Sulak Bey de gözünü açmış ve göldeki binlerce balığı, etrafındaki yemyeşil araziyi ve ortalıkta dolaşan çeşit çeşit hayvanları görmüş... “İşte Kabilem için en uygun yeri buldum” diye sevinçle bağırarak, hemen yaylalarına doğru yola koyulmuş...

KÖYCEĞİZ’E GÖÇ

Ahali yağmur duasındaymış. Sulak Bey yüksekçe bir yere çıkıp:
“Ey Kurutan Kabilesi; Ölemez Dağı’nın arkasında mucizevi bir göl ve topraklar var! Düşün hemen peşime, oraya yerleşelim,” diye haykırmış. Ahalinin bir kısmı çadırlarını, hayvanlarını topladıkları gibi, hemen Sulak Bey’in ardından yola koyulmuş. Bunu gören Kurutan Bey arkalarından;
“Gittiğinize çok pişman olacaksınız, göreceğiz, göreceğiz” diye bas bas bağırıp duruyormuş.
Sonunda göle varmışlar. Sulak Bey hemen;
“Ey ahali, buraya göç etmemizin nedeni işte bu göldür. Sakın ola ki buradaki balıklara ve etraftaki kuşlara, hayvanlara, bitkilere zarar vermeyin. İhtiyacınız kadarını toplayın, avlanın ama asla onları yok etmeyin! Yoksa biz de yok oluruz” diyerek onları uyarmış ve devam etmiş;
“Hani Beyimiz bağırıyordu ya bize; ‘Göreceğiz! diye, onun hatırına buranın adı bundan böyle ‘Köyceğiz’ olsun.”
Halk göl hayatına çabucak uyum sağlamış. Çünkü burada mutlulukla yaşamaları için gereken her şey varmış. Zamanla olan biteni duyan Kabilenin kalanları da Köyceğiz’e göç etmiş. Sadece Kurutan Bey kalmış yaylada, o da çok geçmeden ölüp, gidivermiş.”
Haydi, rastgele tüm Köyceğizlilere!